SON DAKİKA
hava
Google News

Hacıeminoğlu, Süresiz yoksulluk nafakası ekonomik şiddettir

Son Güncelleme :

24 Haziran 2019 - 14:37

/ 738 views kez okundu.
reklam
Hacıeminoğlu, Süresiz yoksulluk nafakası ekonomik şiddettir
reklam

Erzincan Barosunun davetlisi olarak Erzincan’a gelen TBB Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Sinem Hacıeminoğlu, Süresiz yoksulluk nafakası ekonomik şiddettir. Hakkaniyet ve Adalet ölçüsü içerisinde düzenlenmelidir dedi.

Erzincan Baro Başkanı Av. Adem Aktürk ile bir araya gelen TBB Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Sinem Hacıeminoğlu süresiz nafaka ile ilgili olarak Erzincan Barosunda açıklamalarda bulundu.

Türk Medeni Kanunu 175. maddesi boşanma neticesinde yoksulluğa düşen eşi diğer eşin süresiz olarak yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğünü düzenlediğini belirten, TBB Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Sinem Hacıeminoğlu açıklamasın da; “ Bu yasal düzenleme son dönemde de zaten toplumda epey bir infial uyandırmış, nafaka yükümlüsünün Ömür boyu bir ekonomik bir maddi ödeme külfeti altına sokmakta olup ekonomik anlamda bir şiddet niteliği kazanmıştır.. Hakkaniyetli ve adaletli değildir. Son dönemde aile Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı da bu konuda ortak bir çalışma yürütmektedir. Kadını da bu süresiz yoksulluk nafakası ile ikinci plana attığı kanaatindeyiz” dedi.

Av. Sinem Hacıeminoğlu, Bunun yanında kadını Birinci Plana çıkaran kadını amiyane tabiriyle konumuna girmiş bir kişinin eline muhtaç etmeyen bir yasal düzenleme yapılması evleviyetle önemlidir. Burada yapılması gereken eşlerin yaşları, evlilik suresi, çocukların olup olmaması, Eğitim durumları gibi bazı kriterlerin göz önünde bulundurularak bir yasal düzenlemeye gidilmesi ve alt ve üst limitleri yoksulluk nafakası süresinin sınırlandırılması.

Bu düzenleme anayasanın 2 10 ve 41. Maddelerine aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasada belirtildiği gibi insan haklarına saygılı sosyal bir hukuk devletidir. Bazı kesimlerin çarpıtarak ifade ettiği gibi süreli nafakayı savunan biz Hukukçular asla kadının elinden nafaka Hakkı alınsın demiyoruz. Yasada adaletli ve hakkaniyetli düzenleme yapılarak boşanan eşlerin yaşları, Eğitim durumları, çocuk sahibi olup olmamaları, evliliğin süresi gibi Kriterler çerçevesinde yasanın belirleyeceği alt ve üst limit dâhilinde aile mahkemelerince nafakanın takdir edilmesini ifade ediyor.

Şayet belirlenecek süre sonunda nafaka alan eş hala yoksul ise devletin gerekli tedbir ve önlemleri alarak bu mağduriyetin giderilmesi gerekir diyoruz. Nafakanın süreli olması nafaka yükümlüsü için ömür boyu mali yükümlülük teşkil etmekte ortak hayatları sona ermiş olsa da boşanmış eşler birbirine bağımlı yaşamaya devam etmekte. Toplumsal huzursuzluğa ve boşanmış eşler arasında çatışmaya sebebiyet vermektedir. Mali gücü zayıf nafaka yükümlüsü kendisine yeni bir hayat kurmakta zorlanmakta, yeni bir evlilik yapsa dahi bu kez ikinci eşler bundan zarar görmektedir.

Kaynak İsviçre kanununda da nafakanın temelinde yer alan destek olma kriterinden vazgeçilerek “geçimini kendin belirle” kriteri çerçevesinde süreli yoksulluk nafakasına hükmedilmektedir. 

Kadını kendisine yabancı olmuş, elin adamı olmuş, bir adamın eline her ay baktırarak kadını yüceltmez, yükseltemezsiniz, geliştiremezsiniz. Böyle hak savunuculuğu, kabul edilemez ve mümkün değildir.Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlettir. Kimsesizine, yaşlısına, engellisine, şehidine, gazisine sahip çıkıyor ve düzenli maddi destekte bulunuyorsa, boşanmış ve yoksulluk şartlarını taşıyan kadına da sahip çıkacaktır. Bu konuda devlet tarafından bir fon kurulabilir evlilik müracaatında bulunurken yatırılan bedellerden bu fona aktarma yapılabilir, Hatta kadınların mağdur olmasını savunan Aydın, çalışan bizlerin aylık gelirinden de destek olmak adına bu fona destek kesinti yapılabilir. Hiçbir kadın hakkı savunucusunun buna karşı çıkacağını düşünmüyorum. Kadını üretkenlik ten alıkoyan, kayıt dışı çalışmaya teşvik eden, nafaka yükümlüsü ile evlenen ikinci eşleri de mağdur eden, insan haklarına aykırı, adaletsiz ve hakkaniyetsiz süresiz yoksulluk nafakası konusunda en kısa zamanda acil bir yasal düzenleme getirilmesi en büyük temennimizdir” dedi.

Haber:Eren BAYRAK

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.