25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları tarafından 81 ilde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada İstanbul Sözleşmesinin önemine vurgu yapılarak kadına yönelik şiddetin politik olduğu ifade edildi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları tarafından 81 ilde basın açıklaması yapıldı. CHP İl Kadın Kolları Başkanı Seçil Can Açıklamasında İstanbul Sözleşmesinin önemine vurgu yaparak kadına yönelik şiddetin kabul edilemeyeceğini dile getirdi.
Can açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Bundan tam 60 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde yaşayan ve tarihe Kelebekler olarak geçen üç kız kardeş; Mirabel kardeşler, ülkedeki diktatörlüğe karşı direndiler. Hapsedildiler, tutuklandılar, ağır işkencelere maruz kaldılar. Var güçleriyle
30 yıldır süren diktatörlüğe meydan okudular. 25 Kasım tarihinde iktidar güçleri tarafından tecavüz edilerek öldürüldüler. Cansız bedenleri bir uçurumun dibinde bulundu. Kadınların baskıya karşı mücadelesini, Mirabel kardeşleri yok ederek sindireceğini sanan diktatör, onların katliamının ardından patlayan ve ülkeyi saran öfke seli ile devrildi.
Mirabel Kardeşler, her 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün, dolayısıyla insan hakları ve demokrasi mücadelesinin sembolü oldular. Bütün dünyada kadınlar, bu üç kız kardeşten aldığı mücadele bayrağını daha da ileri taşımanın inancı ve dayanışması içinde CEDAW’dan, İstanbul Sözleşmesi’ne kadar önemli uluslararası anlaşmaların hayata geçirilmesini sağladı.
Bu yıl 25 Kasım’ı pandemi koşullarının gölgesinde karşılıyoruz. Ancak hepimiz biliyoruz ki; ülkemizde kadına yönelik şiddet, ayrımcılık ve hak ihlalleri artarak devam ediyor. Kadınlar şiddete, istismara, yoksulluğa, güvencesizliğe sıkıştırılmış hayatlar yaşıyor. Pandemi döneminde bu sorunların daha da büyümesi yetmezmiş gibi; kazanılmış haklarımıza dahi göz diken, kadınları “fıtrat ve kader” arasına sıkıştıran bir iktidarla mücadele ediyoruz. Kadınların kıyafetinden kaç çocuk doğuracağına, nafaka hakkından İstanbul Sözleşmesi’ne kadar uzanan ellere, gereken cevabı her gün büyüttüğümüz örgütlü mücadelemiz ile veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. ‘’Kadına yönelik şiddet politiktir’’ diye haykırmayı sürdüreceğiz.
Bizler Halide Edipler’den, Bahriye Üçoklar’dan, Türkan Saylanlar’dan aldığımız ilhamla, kadınların demokrasi, eşitlik ve insan hakkı mücadelesini uluslararası dayanışma içinde sürdüreceğiz. Sokakları, meydanları, kampüsleri, fabrikaları, tarlaları terk etmeyeceğiz. Hayatı kurduğumuz her alanda sözümüzü çoğaltacağız. Siyaset yapmaktan da emeğimizin hakkını savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz. Eşit, özgür ve demokratik bir gelecek; biz kadınların ellerinde yükselecek.
Yaşamın her köşesini sevgiyle, barışla, kardeşlikle, güvenli bir gelecekle donatacağız. El ele verip, önce eril zihniyeti sonra dünyayı değiştireceğiz. Cesaret biziz. Azim biziz. Emek biziz. Biz kadınlarız. Biz her iki kişiden biriyiz.
Bu 25 Kasım hepimize; kardeşliğin, dayanışmanın, eşitliğin, mücadelenin ve kazanımların habercisi olsun! Eşitlikle ve sevgiyle.