SON DAKİKA
hava
Google News

24 MAYIS DÜNYA ŞİZOFRENİ GÜNÜ

Son Güncelleme :

24 Mayıs 2021 - 9:39

/ 568 views kez okundu.
reklam
24 MAYIS DÜNYA ŞİZOFRENİ GÜNÜ
reklam

Sınıflandırılmış ruhsal bozukluk kategorisinde yer alan şizofreni yüzyıllardır psikolojik kronik ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak ele alınmış ve her sene 24 Mayıs gününde Dünya Şizofreni Günü olarak ele alınmaktadır.

Sınıflandırılmış ruhsal bozukluk kategorisinde yer alan şizofreni yüzyıllardır psikolojik kronik ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak ele alınmış ve her sene 24 Mayıs gününde Dünya Şizofreni Günü olarak ele alınmaktadır.

Şizofreni, hastaların gerçek ile gerçek dışı olan olguları birbirinden ayırt edememesine yol açan, sağlıklı düşünce akışı, duygu kontrolü ve normal davranışa engel olan ciddi bir beyin hastalığıdır. Çoğu zaman yavaş yavaş gelişim gösterir. Erken teşhis ve tedavi çok önemlidir, ciddi komplikasyonlar gelişmeden hastalığın kontrol altına alınmasını sağlar. Hastalık genel olarak çarpık düşünceler, halüsinasyonlar, korku ve paranoyalardan oluşur. Medyanın, televizyon dizilerinin ve filmlerin işlediği hikayeler toplumda şizofreni hastalarını saldırgan ve tehlikeli ve benzeri şekilde tanıtsa da aslında durum böyle değildir. Şizofreni hastalarında bölünmüş veya çoklu kişilik durumu yoktur, hastaların büyük bir kısmında şiddet eğilimi söz konusu değildir ve bu hastalar tedavi ile desteklendikleri takdirde toplum içerisinde, arkadaşları ile, aileleriyle veya tek başlarına yaşamlarını devam ettirebilir.

Şizofreni hastalığı alevlenme ve yatışma dönemleri şeklinde seyreden bir hastalık olup diğer birçok psikiyatrik hastalığa oranla hastaların mesleki ve sosyal yaşamlarına ilişkin çok daha fazla olumsuzluk yaratır. Hastalığın alevlenme dönemlerinde gerçek ve gerçek dışı ögelerin birbirinden ayırt edilememesi durumu belirgin şekilde söz konusudur. Bu duruma psikoz adı verilmektedir ve şizofreni en şiddetli psikotik hastalıklardan bir tanesidir. Belirtilerin şiddeti kişiden kişiye ve hastalığın şiddetine göre değişkenlik gösterir. Tedavi ilaçlarının kullanılmaması, alkol veya madde kullanımı, ağır stres gibi faktörler hastalığın şiddetini artıran faktörlerdir.

Elyn Saks’a göre; “Şizofrenik bir zihin, paramparça olmuş gibi bölünmez. Şizofrenik bir zihin uyanıkken bir kâbus görmeye benzer.”

Şizofreni gününün tarihi kökeni, küresel olarak gözlemlenen yılı ve bugünün yaratıcısı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır.  Ancak, Şizofreni Günü, dünyanın her yerinden insanlara bu ruhsal bozukluk, nedenleri, semptomları ve etkileri hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bir farkındalık günüdür. Bu uzun süreli psikiyatrik hastalıktan muzdarip insanları desteklemek için yaratılan bir gündür.

Şizofreni belirtileri nelerdir?

Birçok hastalıkta olduğu gibi şizofrenide de hastalığın başlangıç döneminde belirtiler daha hafiftir ve bu dönemde hasta yakınları yalnızca bir şeylerin yolunda gitmediğini fark edebilir. Hastalığın belirtileri arasında duygu, düşünme ve davranışa ilişkin farklı sorunlar yer alır. Genellikle sanrılar, halüsinasyonlar ve düzensiz konuşma, kendini ifade edememe gibi problemler yaygın şekilde görülür. Bunun haricinde şizofreni hastalığının belirtileri şunlardır:

Şizofreni hastalarında gerçek dışı olaylara inanma durumu söz konusudur. Bunlar hayaller veya sanrılar olarak tanımlanabilir. Örnek vermek gerekirse hasta birinin ona takıntılı derecede âşık olduğu, zarar gördüğü veya tacize uğradığı, başkaları tarafından takip edildiği, büyük bir felaketin meydana gelmek üzere olduğu gibi gerçek dışı düşüncelere veya şüphelere kapılabilir.

Şizofrenide yaygın şekilde görülen gerçekte olmayan şeyleri görme veya duyma gibi durumlar halüsinasyon olarak nitelendirilir. Bunlar şizofreni hastaları tarafından tamamen gerçek olarak hissedilir ve normal bir deneyimin gücüne eşdeğerdir. Halüsinasyon herhangi bir duyuda olabileceği gibi genellikle işitme şeklinde gerçekleşir.

Düzensiz düşünce ve konuşma şizofreni hastalığında yaygın görülen semptomlardan bir diğeridir. Hastalar konuşurken kendilerini ifade edemez, sorulara verdiği cevaplar kısmen veya tamamen soruyla ilgisiz olabilir, konuşurken anlamsız kelimeler ve anlamsız cümleler kullanabilir.

Şizofreni hastalarında düzensiz motor hareketler ve davranışlar görülebilir. Çocuksu hareketler, ajitasyon, hedefe odaklanmakta zorlanma, gereksiz ve abartılı hareketler, talimatlara direnç gösterme, talimatlara direnme, uygunsuz ve tuhaf duruş şekli gibi belirtiler bunlara örnek olarak verilebilir.

Şizofreni belirtileri nasıl anlaşılır sorusunun yanıtı olarak verilebilecek daha pek çok örnek mevcuttur. Yukarıda verilen semptomların haricinde şizofreni hastalarında kişisel hijyenin ihmal edilmesi, önemli olaylara karşı duygusuzluk, çalışma yeteneği ve verimliliğin azalması, göz teması kurmaktan kaçınma, yüz ifadelerinin azalması ve mimiksizlik, ailesine ve yakınlarına karşı şüphe duyma, bir anda gelişen sebepsiz duygusallık ve depresyon, günlük aktivitelere karşı ilgi kaybı, hobilere karşı zevk duymama, sosyal ortamlardan kendini soyutlama gibi çok farklı olumsuz belirtiler gözlenebilmektedir. Belirtilen semptomların bazıları hastada sürekli olarak varlığını korurken bazıları ara ara ortaya çıkabilir.

Şizofreni nedenleri nelerdir?

Şizofreni hastalığına neyin sebep olduğu kesin olarak belirlenememiştir. Ancak beynin kimyasal yapısında meydana gelen bozukluklar, genetik ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. Ailesinde şizofreni veya farklı bir psikotik hastalık öyküsü bulunan kişilerin bu hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir. Hastalığın nedeninin araştırılmasına yönelik olarak yapılan nörogörüntüleme çalışmalarında şizofreni hastalarının beyin ve merkezi sinir sistemi yapısının sağlıklı bireylerden farklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Beyin kimyasından kaynaklı bozukluklarda dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlere ilişkin sorunların yol açtığı düşünülmektedir. Bilim dünyası şizofreni hastaların sinir sisteminde görülen bu farklılıkların anlamlı olup olmadığı konusunda ortak bir karara varamamış olsalar da şizofreninin bir beyin hastalığı olduğu düşünülmekte ve konuya ilişkin araştırmalar son hızda devam ettirilmektedir.

Şizofreni teşhisi nasıl konulur?

Şizofreni teşhisi, genellikle yaşadığı sorunlar yakınları tarafından fark edilen hastaların psikiyatri kliniklerine getirilmesi ile koyulmaktadır. Belirtileri şizofreni ile benzerlik gösteren pek çok psikiyatrik hastalık olabileceğinden uzmanlar tarafından şizofreni belirtileri testi, muayene ve tanı testleri yardımıyla hastalığın şizofreni olduğu tespit edilir. Hastalıkta görülen semptomlar aynı zamanda madde bağımlılığı, alkol kullanımı ve bazı ilaçların yan etkilerine bağlı olarak da ortaya çıkabileceğinden sorunların böyle bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalıdır. Teşhisin netleştirilmesi için hastalara fiziksel muayene ve testler, psikiyatrik değerlendirme testleri, kan testleri ve tıbbi görüntüleme yöntemleri uygulanabilir. Tüm bu uygulamalar sonucunda şizofreni hastalığı teşhisi koyular bireyler için hastalığın şiddeti de göz önünde bulundurularak tedavi süreci planlanır.

Şizofreni tedavisi nasıl yapılır?

Şizofreni kronik bir hastalıktır ve ilaçlar yardımıyla semptomlar büyük ölçüde ortadan kalksa da ömür boyu tedavi gerektirir. Antispsikotik ilaçlar tedavinin temel taşını oluşturur. Bu ilaçların beyinde dopamin adlı nörotransmittere etki ederek semptomları ortadan kaldırdığı düşünülmektedir. İlaç tedavisinde temel amaç hastalığın kişide yarattığı semptomların ortadan kaldırılması ile bireylerin sosyal, psikolojik ve fizyolojik anlamda sağlıklı bireylere yakın bir hayat sürmesinin sağlanmasıdır. Bir diğer amaç ise şizofreni tedavisi ömür boyu süreceğinden mümkün olan en düşük ilaç dozu ile tedavinin devam ettirilmesidir. Psikiyatristler tarafından hasta düzenli olarak takip edilerek gerekli görüldüğünde ilacın türü, dozu ve kullanım sıklığı değiştirilebilir. Antidepresan ve anti-anksiyete ilaçları ile kombinasyonlar yapılabilir. Bu tür ilaçların etkilerinin tam olarak görülmeye başlanması 3-4 hafta sürebilmektedir. Tedavide kullanılan ilaçlar ciddi yan etkilere sahip olmaları nedeniyle hastalar tarafından genellikle kullanılmak istenmez. Bu noktada hastanın tedavi konusunda iş birliği yapma isteği de göz önünde bulundurularak ilaç almama konusunda direnç gösteren hastalarda gerekirse enjeksiyon yöntemiyle ilaç uygulaması tercih edilebilir. İlaç tedavisine ek olarak uygulanacak bireysel terapiler, aile terapileri, sosyal beceri eğitimleri ve mesleki rehabilitasyon gibi ek tedaviler yardımıyla hastaların sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamak mümkündür.

Doğru tedavi ve sürekli takip ile şizofreni hastaları, normal ve sağlıklı bireyler gibi başarılı ve üretken bir hayat sürdürebilirler. Bu nedenle eğer siz veya bir yakınınızda şizofreni hastalığı mevcut ise bir sağlık kuruluşunda psikiyatri kliniğine başvurarak düzenli kontrollerinizi yaptırabilir, hastalığın kontrol altına alınmasını sağlayarak sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.