SON DAKİKA
hava
Google News

BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK’Ü ANMA PROGRAMI

Son Güncelleme :

10 Kasım 2021 - 12:35

/ 433 views kez okundu.
reklam
BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK’Ü ANMA PROGRAMI
reklam

Erzincan İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Programı düzenlendi. Programda tüm yönleriyle Atatürk anlatıldı.

Erzincan İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Programı düzenlendi. Müftülük Konferans Salonunda düzenlenen programa Erzincan Valisi Mehmet Makas, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Davut Ala, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, Cumhuriyet Baş Savcısı Dr. Ali Öztürk, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Halil Odabaş, EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Mülki ve Askeri Erkan, Muharip Gaziler Derneği üyeleri, Siyasi Parti Temsilcileri, Kamu ve özel kuruluş temsilcileri, öğrenci grupları ve vatandaşlar katıldı.

Program saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.

Ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapılarak tüm yönleriyle Atatürk anlatıldı. Konuşmacı olarak kürsüye gelen Erzincan Mustafa Doğan Anadolu Lisesi Okul Müdürü Sadi Alkan Mustafa Kemal Atatürk’ü anlattı.

Alkan konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Çok yönlü bir lider ve üstün kişiliğe sahip olan Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının üzerinden tam 83 yıl geçti. Her fani gibi o da payına düşeni yaşadı, kısacık hayatında bir milletin makûs talihini yenmesini sağladı ve dünya tarihinde de benzeri görülmemiş izler bırakarak bu dünyadan göçüp gitti. Bize düşen onu anmakla yetinmeyip anlamaya çalışmak ve ortak değerimizi gençliğe daha iyi tanıtmaktır. Onun en büyük emeli; Türk milletinin “En medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığını sürdürme”si idi. Atatürk şöyle diyor: “ Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bağımsızlığından yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden kurtulamaz.”

Mustafa Kemal ATATÜRK 6 Mart 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı bir konuşmasında da şöyle diyor:

“ Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupalıların emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupalılardan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ve planları ile yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.”

Biz de diyoruz ki:” Bu ulus yokluğa, acıya, savaşa hatta ölüme göğüs germesini bilir; ama onursuzluğa dayanamaz. Bağımsızlık onu hak edenlerindir. Bu millet yüzyıllar boyunca verdiği mücadeleyle bu bayrağı ve istiklali hak etmiştir. Onu elinden alacak hiçbir güç yoktur, olamaz!“

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmanın eğitimle olacağına işaret eden Atatürk, eğitimin milli olması gereğine inanmıştır. Zira O, eğitimin gücünden bahsederken bir söylevinde : “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.” demektedir.

Atatürk bağımsızlığına çok düşkün bir liderdi. Ona göre Türk ulusu esir yaşayamazdı. Bu nedenle Milli Mücadeleyi Anadolu satında başlattığında parolası da “Ya istiklâl, ya ölüm” idi.

Mücadeleci bir ruha sahip olan ve milletine sonuna kadar güvenen Atatürk, Amerikalı bir generale bu hususta şöyle söylemiştir: “…bir millet, top yekûn kurtulmaya karar verir de harekete geçerse onun özgürlüğünü ve bağımsızlığını elde etmesini engelleyecek bir güç dünyada yoktur.”

En büyük eserim diye nitelendirdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk, kuşku yok ki Türk ulusunun yetiştirdiği en büyük liderdir. İçinde bulunduğu asrı aşıp gelecek asırlara da ışık tutan bir dehadır.

“Anadolu’nun bir Türk yurdu olma vasfını sona erdirmek isteyen vahşi emperyalizme karşı arkasına aldığı halkıyla top yekûn bir mücadeleyi yürüterek Anadolu’yu haçlı işgalinden temizleyip yepyeni bir Türkiye’yi kuran” müstesna bir önderdir.

Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan bazı liderler, bu gün ya unutulmuşlardır, ya da kötü miraslarıyla anılmaktadırlar. Oysaki kişiliği kendi ülkesinin sınırlarını aşan Atatürk’ün ismi dünya tarihinin kahramanları arasında silinmeyecek şekilde yerini almıştır.

Atatürk “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.” diyerek muasır medeniyetler seviyesine kuru sevdayla ulaşılamayacağını ifade etmiştir. Ve diğer bir söylevinde ise ”Askeri zaferlerimizle mağrur olmayalım. Yeni ilim ve iktisat zaferlerine hazırlanalım.” diyerek günümüze ışık tutmuş bize hedefler koymuştur.

Böyle bir lidere sahip, bizlere düşen görev ise yüzümüzü geleceğe dönmek, ufkumuzu geniş, hedeflerimizi büyük tutmak, 10 Kasım’ları aydınlık geleceğimizin esin kaynağı haline getirmektir.

Ülkemizi daha saygın bir konuma getirebilmek için “milli birlik ve beraberlik” içerisinde siyasi kültürel ve ekonomik alanda daha fazla çalışmamız gerekir. Ancak bu şekilde Ulu önderin kutsal emanetini gelecek çağlara ve nesillere ulaştırabiliriz.

“Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır.” Asırların pek nadir olarak yetiştirdiği dâhilerden olan Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 83. yılında rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.”

Ardından günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Mustafa Doğan Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Tuncay Paçacı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “

Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 83. Yıldönümünü münasebetiyle toplanmış bulunuyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü 10 Kasım 1938 yılında ebediyete uğurladıktan sonra onu her yıl kalbimizde yaşatarak ve gelecek nesillere daha iyi anlatmak için onun hayatını anlatarak yolundan gitmeye çalışırız.

Atatürk, bir çocuğu kırmayacak kadar sevecen, bir ağacı kesmemek için evini yer değiştirecek kadar tabiat dostu, atına, köpeğine sevgi ile yaklaşan bir hayvan sever. Atatürk aydın bir insan olmak için her şeyi göze alacak kadar kararlı, binlerce kitabı notlar alarak okuyacak kadar kitap dostu, sınırsız bilgi dağarcığını genç nesillere aktarmak için kitaplar yazan bir yazar.

Atatürk askerlik mesleğini cani kadar seven, bu mesleği hayat tarzı olarak benimseyen, üniforma aşığı bir asker, cepheden cepheye savaştan savaşa koşan başarılı bir komutan.

Atatürk tim insanlara saygılı, kaliteli sohbetlerin sevdalısı bir dinleyici, karşısındakine en güzel biçim ve üslupla hitabeden bir konuşmacı, dikkatli, sempatik, pratik akıllı, cömert, cesur bir vatansever. Eşsiz bir lider.

Atatürk mal varlığını Türk milletine bağışlayacak kadar millet sevdalısı, bir dil bir insan diyecek kadar iletişime önem veren, medeniyet, ilim ve teknoloji takipçisi çağdaş bir insan.

Atatürk diline, kültürüne kökten bağlı, Türk olmakla gurur duyan, tarihe ışık tutan, geçmişe ışık olan bir tarih bilimci.

Uykusundan, istirahatinden vazgeçip “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.” diyecek kadar ara vermeksizin çalışan bir Türkiye sevdalısı. Cumhuriyete, halk iradesine, eşitlik, yenilik, özgürlük uğruna yüreği kor alevler gibi yanan bir devlet adamı. Birleştirici, ikna edici, inandırıcı, beyinleri kalpleri okumayı bilen bir konuşmacı. Çocuklara bayram hediye eden, geleceği gençlere teslim eden bir öğretmen.

Düşman bayrağını çiğnemeyecek kadar asil, en güzel dansları yalpalamadan oynayacak kadar iyi bir dansçı, bizim valsimiz dediği zeybek havasını hastayken bile ustalıkla oynayacak kadar Anadolu aşığı bir adam. Yedi düveli dize getirecek kadar kahraman, ölümü göze alan, savaşı gerekmedikçe cinayet olarak gören bir dünya cengâveri.

Kader arkadaşlarıyla memleket meselelerini sabahlara kadar konuşacak kadar fedakâr bir devlet adamı. Fikirlere saygı duyan ama sonunda memleket menfaatine olanı karar olarak uygulayan, karara uymayan, cahil, yanlı ve inanmayanları çevresinden uzaklaştıracak kadar isabetli bir politikacı. Kıyafetiyle, evliliğiyle emsal, mizacı ile örnek insan.

Komutan, lider, devlet adamı kimliği ile dünyada hiçbir lidere nasip olmayacak şekilde bu üç güzel özelliği bünyesinde barındıran mükemmel insan. Suikastlere, tehditlere, idam korkusuna teslim olmayan, canını feda etmeye hazır, korkusuz kahraman.

Öngörülü, isabetli, kökten kararlar alacak kadar cesur, askerine ve halkına güvenen, Anadolu halkının gözbebeğinde özgürlüğe olan açlığı daha Samsun’da fark eden muazzam insan. Selanik, Sofya, Balkanlar, Şam, Trablusgarp, Filistin, Anadolu, İstanbul, Rumeli dört bir yanda savaşan, hayatı tanıyan, Türklüğün izlerini süren bilim adamı.

Gazeteler, dergiler, kitaplar yazan, toplantılar düzenleyen, özgürlük ve demokrasi için başkaldıran Cumhuriyet sevdalısı. Kişi hak ve hürriyetine her şeyden fazla önem veren, yenilikçi, halkın refahı için ter döken savaşçı.

Düşmanlarına dahi merhamet edip saygı gösteren centilmen Dünyayı ölümüyle yasa boğan, Türk milletini evlatsız bırakan büyük lider Atatürk.

Bugün başlarımızı geçmişten geleceğe çevirdiğimiz gün.

Bugün bir kere daha karanlığa yenilmeden, aydınlığa yönelmeye yemin ettiğimiz gün.

Bugün öksüz, yetim kaldığımız, Ata’sız kaldığımız gün.

Bugün bayrağı yarıya indirme değil, bayrağı daha yükseklere çekme günü.

Bugün bir kere daha Atatürk çocuğu olmak, bayrak olup Anadolu dağlarında rüzgar gibi dolaşmak günü.

Bugün Ata’ya layık olma, minnet borcunu ödeme günü.

Bugün 10 Kasım… O’nun hayatını ve fikirlerini anlama, açtığı yolda hızlanma, düşüncelerinin satır aralarını daha dikkatli okuma günü bugün.

Bugün on kasım.

Rahat Uyu Ata’m. Vatan sana minnettardır.

Daha sonra Atatürk konulu Oratoryo sahnelendi.

Program sonunda ödül töreni düzenlendi.

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.