SON DAKİKA
hava
Google News

“SAVAŞA VE YOKSULLUĞA HAYIR!”

Son Güncelleme :

28 Şubat 2022 - 17:02

/ 379 views kez okundu.
reklam
“SAVAŞA VE YOKSULLUĞA HAYIR!”
reklam

Erzincan Demokrasi Bileşenleri Cumhuriyet Meydanında bir basın açıklamasında bulundu. Demokrasi Bileşenleri ülkede yaşanan ekonomik sorunları dile getirdi. Bileşenler ayrıca Ukrayna’da yaşanan savaşa hayır çağrısında bulundu.

Erzincan Demokrasi Bileşenleri Cumhuriyet Meydanında bir basın açıklamasında bulundu. Demokrasi Bileşenleri ülkede yaşanan ekonomik sorunları dile getirdi. Bileşenler ayrıca Ukrayna’da yaşanan savaşa hayır çağrısında bulundu. Erzincan Demokrasi Bileşenleri adına basın açıklamasında bulunan Erzincan Eğitimsen Şube Sekreteri Suat Buğa şu ifadelere yer verdi; “ZAMLAR GERİ ALINSIN, ÜCRETLERİMİZ ARTTIRILSIN! SAVAŞA VE YOKSULLUĞA HAYIR!

Ülke olarak tarihimizin en zor süreçlerinden birisini yaşıyoruz.

Yıllardır iç içe geçerek gittikçe daha büyüyen ekonomik, sosyal, siyasal sorunlar yaşamın her alanını tıkayan çoklu bir krize dönüşmüştür. Bu çoklu krizin faturası ise baskı ve şiddetten beslenen tam bir anayasasızlık hali ve yoksullaştırma ile halka, emekçilere kesiliyor.

Gittikçe ağırlaşan yoksulluk, işsizlik tablosu ile birlikte mevcut iktidarın yönetememe krizi de derinleşmektedir.

Cilalanarak piyasaya sürülen “kur korumalı mevduat sistemi” de, “tarihi artış” olarak pazarlanmak istenen asgari ücret artışı da yaşanan krizi çözememektedir.  Çünkü asıl ve gerçek tarihi artış hayat pahalılığında yaşanmaktadır.

Resmi verilere göre 2022 Ocak ayı itibari ile tüketici enflasyonu yıllık %48,69, gıda enflasyonu yıllık yüzde 56, ulaştırma enflasyonu ise yüzde 69 artmıştır. Ancak asıl artış enerji kullanımı ile ilişkili olarak petrol, elektrik ve doğal gaz fiyatlarında yaşanmıştır. Merkez Bankası’na göre, üreticilerin elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı fiyatları yüzde 138,5 artarken, tüketicilerin enerji kullanım fiyatları ise yüzde 76,4 artmıştır.

Enerji alanında yaşanan artışlar suya atılan bir taşın oluşturduğu halkalar gibi ulaşımdan gıda ürünlerine, meyve ve sebzeden temel tüketim maddelerine kadar her alana yansımaktadır.

Dolayısıyla bugün toplum olarak maruz bırakıldığımız yüksek enflasyonda, artan hayat pahalılığında en büyük pay enerji alanında yaşanan fiyat artışlarıdır.

Yılbaşı akşamı elektriğe %50 ile %127 arasında tarihi bir zam yapılmıştır. Doğalgaza ise %25 zam yapılmıştır. Otomatiğe bağlanan akaryakıt zamları toplu ulaşıma yılın ilk günlerinde  %40 zam olarak yansımıştır.

Sadece bu üç zam yoksullaştırılan halkın, emekçilerin gelirini eritmeye, yaşamını alt üst etmeye yetmektedir.

Basit bir hesap yapacak olursak: 

2021 Aralık ayı itibari ile maaşı 5 bin TL olan bir kamu emekçisinin 2022 Ocak ayı itibari ile maaşı enflasyon farkı ve toplu sözleşme zammı ile birlikte 6 bin 500 TL olmuştur.  Ancak toplam bin 500 TL’lik bu artışın bin 125 TL’lik kısmı 2021 Haziran -2021 Aralık dönemi enflasyon farkından kaynaklıdır. Yani söz konusu kamu emekçisinin maaşında 2022 Ocak ayından Temmuz ayına kadar yapılan artış sadece %7,5 orana denk gelen 375 TL’dir..

Son yirmi yıldır hayata geçirilen halkın değil, bir avuç mutlu azınlığın çıkarlarını temel alan özelleştirme soygunu ise ülkemizin her alanda dışarıya bağımlılığını artırarak içine sürüklendiği bataklığı daha fazla büyümüştür.

Türkiye’de enerji alanı, bağımlılığın ve özelleştirme soygunun en derin yaşandığı alan olarak öne çıkmaktadır.

Yıllardır  ‘enerjide dışa bağımlılığı azaltacağız’  denilmesine rağmen ters yönde atılan adımlar sonucu dışa bağımlılık yüzde 75’lere ulaşmıştır.

Ülkenin Dört Bir Yanından Aynı Talepler Yükseliyor:

  • Tüm Tüketim Maddelerine Gelen Zamlar Geri Alınsın!
  • Enerji Üretim ve Dağıtım Şirketleri Kamulaştırılsın!
  • Şeffaf Ve Hesap Verebilir Kamu Yönetimi Hayata Geçirilsin!
  • Ulaşım, Su Gibi Temel Kamu Hizmetleri Üzerindeki Ağır Maliyetleri Oluşturan Elektrik ve Akaryakıttan, ÖTV ve KDV Sıfırlansın!
  • Temel Tüketim Maddelerindeki KDV Tamamen Kaldırılsın!
  • Kamu Özel İş birliği Projeleri, Döviz Garantili İhaleler Sonlandırılsın!

Emekçiler, yoksul halk susmuyor artık susmayacak. Birbirinden ve dayanışmasından güç alan emekçiler ve halk, baharın müjdecisi olan direnişleri, umudu yeniden yeşerten mücadele birlikteliklerini çoğaltarak aydınlık yarınlara yürüyor. Zamların geri alınması için, krizi yaratanların, yıllardır sefasını sürenlerin artık cefasını da çekmesi için herkesi bu ortak mücadeleye omuz vermeye yan yana gelmeye davet ediyoruz.

EMPERYALİST SALDIRGANLIĞA, NATO YAYILMACILIĞINA, RUSYA’NIN İŞGALİNE VE SAVAŞA KARŞI BARIŞI SAVUNUYORUZ…

Emperyalist güçler arasındaki hegemonya ve paylaşım kavgası, yayılmacı politikalar bir coğrafyayı daha fiilen savaş alanına çevirdi. Ukrayna üzerinde giderek tırmandırılan kriz Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile savaşa dönüştü. Bir haftada savaş şimdiden sivil yerleşim alanlarının tahribine, yaralanmalara, ölümlere, göç dalgasına, yaşama dair her şeyin yıkımına yol açtı.

Bu savaş kuşkusuz yeni ve birden bire başlayan bir savaş değil; Ukrayna’da 2014 yılından beri kurgulanan Emperyalist ve sömürgeci ABD, savaş makinesine dönüşmüş NATO ve ÇARLIK RUSYA nın genişlemeci politikalarını izleyen PUTİN tarafından adım adım örülen bir savaştır.Ne NATO’nun ne de Rusya’nın yayılmacı politikaları kabul edilemez. Emekten, barıştan ve insanlıktan yana olanların bu savaşta taraf olması beklenemez.

Bu savaş sadece Ukrayna’yı değil, tüm dünya halklarını tehdit ediyor.

Bu savaş halkların değil, emperyalist devletlerin, kapitalistlerin savaşı!

Savaş halklar için ölüm, yıkım, acı, gözyaşı demektir.

Savaş bütün yaşamını bir çantaya sığdırmaya çalışıp yurtsuzlaştırılmak demektir.

Savaş işsizlik, yoksulluk, açlık demektir; sömürünün, baskının, şiddetin artmasıdır.

İnsanın en temel hak ve özgürlüklerinin, hukukun, adaletin hiçe sayılmasıdır savaş.

Ekolojik yıkımdır; doğanın, canlıların yok edilmesidir savaş.

Savaş emeğin haklarının yok edilmesi, halkın ekmeği küçülürken silah tüccarlarının, zenginlerin daha da zenginleşmesi demektir. Savaşın kaybedeni, en büyük bedeli ödeyeni halklar iken bir avuç kapitalist karına kar katar savaşlar üzerinden.

Ortadoğu’yu ve birçok coğrafyayı kan gölüne çeviren, halklarını ölüme, yoksulluğa mahkum eden “demokrasi havarileri” bugün bu savaşta kendi paylarını örtbas etmek, NATO’nun bir savaş makinesi olarak emperyalist yayılmacılıktaki yerini gizlemek için Ukrayna’nın içine itildiği savaştaki payını dile getirenleri işgal yanlısı, Putinci ilan ediyor. Bir kez daha altını çiziyoruz. Putin’in Çarlık Rusya’sına özlem duyan emperyalist emelleri de Ukrayna’yı işgali de kabul edilemez. İşgal derhal sonlandırılmalı, Rus ordusu derhal Ukrayna topraklarından çekilmelidir.

Savaşı durdurmak için halen geç değil!

Ukrayna’nın silahlandırılmasından vazgeçilmeli, çatışmalar durdurulmalı, Minsk protokolü uygulanmalıdır.

Topyekûn güç azaltımı hedeflenmeli, askeri paktlar dağıtılmalı, başka ülkelerdeki askeri varlıklar sonlandırılmalı, Ukrayna’daki tüm yabancı güçler geri çekilmelidir.

ABD ve NATO’nun her tür talebi reddedilmelidir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin ihlaline izin verilmemelidir.

Türkiye NATO’dan çıkmalı, ülkemizdeki tüm üsler kapatılmalıdır.

NATO savaşta asla çözüm olamaz, NATO emperyalist bir savaş makinesidir!

Hangi coğrafyada olursa olsun savaşa karşı durmaya devam edeceğiz.

Ülkemizde ve dünyada savaşa, silahlanmaya ayrılan kaynakların halkların ihtiyaçları, kamusal hizmetlerin ücretsiz sunulması, insan onuruna yaraşır bir yaşamın kurulması, demokrasi ve barışın tesisi için kullanılması mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bir kez daha vurgulamak istiyoruz:

ABD’nin emperyalist saldırganlığına, NATO üzerinden uyguladığı genişleme politikasına ve Rusya’nın yayılmacılığına aynı anda karşı çıkmak mümkündür.

NATO yayılmacılığına da Rusya’nın işgaline de Hayır!

Bugün bu topraklarda tek adam rejimine, emek sömürüsüne, siyasal İslamcı faşizme karşı eşitlik, özgürlük için emek ve demokrasi mücadelesi verenler olarak emperyalizme, gericiliğe, savaşa karşı mücadeleyi birleştirmek ve büyütmek sorumluluğunu taşıyoruz.

Emekten yana tüm güçleri savaş karşıtı bu tutumu büyütmeye, emperyalizme, savaşa hayır demeye çağırıyoruz.”

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.