Terzibaba Derneği Başkanı Murat Uslu Ramazan ayında Erzincan’ın ilmi, tasavvufi ve gönül erlerini ele aldığı programında ‘Erzincan’da Mevnevilik’ üzerine değerlendirmede bulundu. Uslu Mevnevilik felsefesinin Erzincan’da gelişim süreçlerini tarihten günümüze gelen hadiseleriyle birlikte anlattı.
Terzibaba Dernek Başkanı Murat Uslu Ramazan ayında Erzincan’ın ilmi, tasavvufi ve gönül erlerini ele aldığı programında ‘Erzincan’da Mevnevilik’ üzerine bir değerlendirmede bulundu. Uslu Mevnevilik felsefesinin Erzincan’da gelişim süreçlerini tarihten günümüze gelen hadiseleriyle birlikte anlattı. Murat Uslu anlatımında şu ifadelere yer verdi; “Sultan-ul Ulema Bahattin Veled Hazretlerinin Afganistan’ın Belhi bölgesinden ailesi ile birlikte çıktığı o meşhur yolculukta konakladığı şehirlerden biridir Erzincan. Kerametleri ve ünü yayılmaya başlayınca, diğer ulemanın hasedinden dolayı ailesi ile birlikte göç etmek durumunda kalan Sultan-ul Ulema Bahattin Veled Hazretleri, Konya’da nihayetlenen yolculuğunda 4 yıl Erzincan’da konaklamış, bu dönemde henüz tarih sahnesine çıkmamış, ancak, 15. yüzyıldan itibaren Anadolu ve Balkanlar’da büyük nüfusa sahip olacak Mevleviliğin tohumlarını burada saçmıştır.
Bahattin Veled hazretlerinin kızı Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin kardeşi Kır kuyruklu bacı namı ile bilinen Fatma Sultan’ın kabri de halen Terzibaba Mezarlığı’nda bulunmaktadır. Bahaddin Veled Hazretleri oğlu ve etrafındaki bağlılarıyla birlikte Berh’ten Bağdat’a gelmiş, Bağdat’tan sonra Kufe yoluyla Mekke’ye giderek Hac ibadetlerini yerine getirmişler; Hac dönüşünde ise Şam, Halep üzerinden Malatya’ya Malatya üzerinden de Erzincan’a gelmiştir. Kaynaklar bu seyahatin 7 yıl kadar sürdüğünü söylemektedir. Mevlana hazretleri bu yolculuklar vesilesiyle o devrin en büyük alimleri ile muhatap olmuştur. Bahaddin Veled Hazretleri ve bağlıları Erzincan’a ulaştığı vakit, hazretin etrafındaki müritler, Erzincan’a girmeyi tavsiye ederler. Bahattin Veled Hazretleri ise; “Toplulukla o şehre girmeye müsaade yoktur.” diyerek bunu reddeder, şehir merkezine girmeden yola devam edilir.
O zamanki Erzincan Mengücek hükümdarı Fahrettin Behram Şah’ın keşfi ve kerameti açık olan hanımı İsmeti Hatun gaybi bir işaretle zamanın kutbunun Erzincan yöresinden geçtiğini öğrenir. Hemen atına binen İsmeti Hatun Bahattin Veled Hazretlerine yetişip onu misafir etmek için yola koyulur. Hizmetçiler İsmeti Hatun’un atıyla ayrıldığını Fahrettin Behram Şah’ah haber verince Fahrettin’de birkaç Süvari ile birlikte İsmeti Hatun’un peşinden koşar. Fahrettin Padişah ve hanımı İsmeti Hatun Bahattin Veled Hazretlerine Erzincan Akşehir denilen bir bölgede yetişir ve Erzincan’da kalmaları için ricacı olurlar. Bahattin Veled Hazretleri onları müritliğe kabul eder ancak onların misafiri olarak kalmalarının mümkün olmadığını söyler. Bahattin Veled Hazretleri; “Eğer beni istiyor ve benim aşığım iseniz, benim için bu şehirde bir medrese yaptırırsınız. Böylece burada kalmak mümkün olur.” şeklinde buyurur. Bunun üzerine İsmeti Hatun ve Fahrettin Padişah tarafından Erzincan Akşehir’de Bahattin Veled Hazretleri için bir medrese yaptırılır ve rivayetlere göre Bahattin Veled Hazretleri 4 yıl burada konaklar ve bu konaklama süresince de İsmeti Hatun ona hizmet eder.
Konya dışında Anadolu’da kurulan 4-5 Mevlevi tekkesinden biri de gene Erzincan’dadır. Tarihi kayıtlar Erzincan’ın Mevlevilikle olan ilişkilerinden başka bizzat Mevlana soyundan kimselerin burada ikamet ettiklerini açıkça göstermektedir. Erzincan’da ilk Mevlevihane Mevlana’nın oğlu ve tarikatın ikinci Piri olarak kabul edilen, Sultan Veled Hazretlerinin mutlak halifelerinden olan, Hüsamettin Hüseyin Erzincani tarafından 1312 yılında kurulmuş olan Melik Salih Mevlevihane’sidir. Kurulduğu tarihten itibaren aktif olarak faaliyet gösteren Erzincan Mevlevihaneleri bir dönem kapanmış olsa da Şeyh Fevzi Efendi’nin girişimleri ile tekrar 1903 yılında faaliyetine başlamış ve bölgemizdeki son Mevlevi postnişini İbrahim Hakkı Kemah-ı Hazretleri de son dönemde postnişin olarak atanmıştır.
Erzincan’ın son Mevlevi Dergâhı olarak tarihe geçen ve tapusu İbrahim Hakkı Efendi’nin üzerinde olan Mevlevihane birinci Dünya Savaşı’nda Doğu cephesi Erzincan bölgesinde Rus birliklerinin çok ciddi saldırılarına maruz kalmış, yığınla kitap ve doküman bu saldırılarda zayi olmuş ve savaş yıllarında cephanelik olarak kullanılmıştır. Bugün bu Mevlevihane’den maalesef ki herhangi bir iz kalmamıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde; “Erzincan’da 7 kadar Derviş Tekkesi vardır. En meşhurları Hazreti Mevlana tekkeleri olup içinde her gece Mevlana ayini olur. Mevlana evladından Çelebi Efendi dahi Tekke sahasında gömülüdür.” demektedir. Evliya Çelebi’nin bahsettiği bu Çelebi Efendi Halilullah mı, onun oğlu İsa mı, yoksa Sultan Veled soyundan Çelebi Abdullatif mi, o belli değildir. Belli olan bir şey var ki bu Kutlu güzergâh Mevleviliğin de tohumlarının saçıldığı bölgedir. Mevlana Hazretlerinin kardeşi Kır kuyruklu bacı Fatma Sultan’ın kabri siz değerli ziyaretçilerini beklemektedir. Mesnevisinde aşkı, muhabbeti, Şer-i Şerife bağlılığı dile getiren Mevlana Hazretlerinin gene aynı muhabbetle Mevleviliğin tohumlarının serpildiği Kadim şehri Erzincan siz değerli ziyaretçilerini bekliyor.”