Cumhuriyet Halk Partisi CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Ali Şeker ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakıröz seçim çalışmalarına katılmak, parti çalışmalarını yerinde görmek, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarla fikir alışverişinde bulunmak üzere Erzincan’a geldi. Milletvekillerinin CHP İl Başkanlığında düzenlenen toplantıdaki gündem maddesi ülkede yaşanan ekonomik kriz oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakıröz seçim çalışmalarına katılmak, parti çalışmalarını yerinde görmek, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarla fikir alışverişinde bulunmak üzere Erzincan’a geldi. CHP İl Başkanlığında partililerle bir araya gelen Milletvekilleri basın toplantısı düzenlediler. Toplantıya CHP İl Başkanı Ayhan Doğan, Merkez İlçe Başkanı Ali Aras, Kadın Kolları, Gençlik Kolları, Meclis Üyeleri, Belediye Başkanları, Parti Yöneticileri ve partililer katıldı.
Toplantıda ilk olarak konuşan Milletvekillerinin seçim çalışmaları kapsamında Erzincan’a geldiklerini ifade ederek ilçe ve köylerinde ziyaret edileceğini dile getirdi. Doğan; “İstanbul Milletvekili ve aynı zamanda Parti Meclis üyesi Ali Şeker ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer aramızda. Erzincan’da örgütsel olarak çalışmalarımız hızlı bir biçimde yürüyor. Biz seçim başlamadan önce birinci seçim bittikten sonra ikinci günden itibaren bana bir sonraki seçimde hazırlamak için çalışıyoruz. Hedefimiz Erzincan’da var olan sorunları gidermektir. Bunun için Sayın Milletvekillerimizle birlikte devamlı çalışmalar yapmaktayız. Milletvekillerimizin gelmesinin nedeni hem sivil toplum örgütleri hem de halkımızı ziyarettir. Ayrıca köyler ve ilçeleri ziyaret edip sorunlarını yerinde tespit edecekler.” dedi.
Ardından konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in gündeminde yaşanan ekonomik kriz vardı. Çakırözer konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Erzincan’ın sorunları Türkiye’nin sorunlarından bağımsız değil. Türkiye’nin sıkıntısı ne ise Erzincan’ın sıkıntısı da o. En büyük sıkıntı da tabii ki hayat pahalılığı. Enflasyon rakamları bugün gördüğünüz gerçek enflasyon yüzde 160’ı bulmuş durumda. Vatandaşı tek gündemi hayat pahalılığı. Herkes bir sene önce aldığı bırakın bir ay önce aldığı bir hafta önce aldığı fiyatı ile bugün aldığı fiyat arasındaki artışı hesaplıyor. Her gün neredeyse günlük olarak. En temel ihtiyaç malzemelerimizde enflasyon almış başını gitmiş durumda. 10 kiloluk yoğurdu kendi işletmesine 5 ayda yüzde 300’ün üstünde arttığını anlatıyor. Neye dokunsanız neye baksanız zam. Ülkenin nasıl kötü yönetildiğini, ekonominin nasıl bir liyakatsiz, beceriksiz ellerde maalesef vatandaşlarımızın enflasyon karşısında ezdirdiğini her gün görüyoruz. Çözümün nerede olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Bir an önce erken seçim yapılması ve beceriksiz, liyakatsiz ve bu ülkeyi, milleti, vatandaşlarımızı değil, sadece bir avuç rantiyeciyi, beşli çeteyi ve bu tek adam yönetimini bir an önce artık iktidardan halkın eliyle gitmesini bekliyor herkes. Sandığın bir an önce milletin önünde olmasını bekliyorlar. Erzincan’da 3 gün boyunca hem merkezinde hem de ilçelerinde yurttaşlarımıza bir araya geleceğiz. Onların dertlerini, tavsiyelerini, eleştirilerini dinleyeceğiz. Eskişehir’deki dert, sıkıntı ve tasadan çok farklı olacağını düşünmüyorum. Eskişehir’deki çiftçi nasıl dertli ise mazotun, gübrenin, yemin artışı nedeniyle tarıma küsmüşse Erzincan’da da ben benzer bir görüntü ile karşılaşacağımız düşünüyorum. Eskişehir’imizde nasıl besicilik yapan kardeşlerimiz aynı şekilde hayat pahalılığı nedeniyle, artışlar nedeniyle hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalıyorlarsa tahmin ediyorum ki Erzincan’da da bunun yaşandığını düşünüyorum. Esnafımız nasıl yine desteklerden faydalanamadığı için günü siftahsız geçirmek zorunda kalıyorsa Türkiye’nin dört bir yanında da aynı. Bütün şehirlerimizde de aynı. Ben Kayseri’ye de gittim. Velhasıl ekonomi, zam, hayat pahalılığı Türkiye’nin birinci gündemi. Erzincan’ın da birinci gündemi. Yine beceriksiz iktidarın Türkiye’nin sorunlarına uzak oluşu, içeride demokrasiden uzaklaşma, dışarıda yine dostlarımızdan, müttefiklerimizden uzaklaşma ve sonrasında yalnız kalma. En büyük sıkıntılarımız da müttefiklerini, dostlarını yanında bulamama. Maceracı dış politika nedeniyle hep bunların zararlarını 84 milyon olarak bizler çekiyoruz. Yanlış Suriyeliler politikasının bedelini hep birlikte 84 milyon olarak çekmek zorunda kalıyoruz. Maceracı Suriye politikasının, komşularımıza rejim ihraç etme politikasının bedelini maalesef 84 milyon hep birlikte ödüyoruz. Erzincanlısı, Eskişehirlisi, Edirnelisi. Ama umutsuz muyuz? Hayır. Sandık önümüze geldiğinde yol arkadaşlarımın da gözlerinde görüyorum. Kararlılığın, azmin sandık önümüze geldiğinde millet olarak artık millet iktidarını iktidara getirmek için milletimiz gün sayıyor. Bir an önce sandığın gelmesi artık Türkiye’nin yükünü götüremeyen beceriksiz, liyakatsiz politikalarıyla maalesef vatandaşlarımızı yoksulluğa, fakirliğe muhtaç eden bu iktidarı da aslında kurtaracaktır. Türkiye’nin de önünü açacak olan seçimdir, diyoruz. Erzincan’da, Eskişehir’de, Edirne’de, Türkiye’nin her yerinde biz bu yaklaşımla hareket ediyoruz.”
Daha sonra konuşan İstanbul Milletvekili ve aynı zamanda CHP Parti Meclis üyesi Ali Şeker ise iktidar partisini eleştirdi. Şeker konuşmasında “Yakın zamanda 2. gelişim Erzincan’a, geçtiğimiz ayda geldiğimiz de yaşadığımız durum içler acısıydı. Gerek üretenin yaşadığı sıkıntılar, tarımla uğraşanların gübre fiyatlarına yetişememesi, hayvancılıkla uğraşanların yem fiyatlarına yetişememesi, artık onların üretimden kopması bu Erzincan’ında ekonomisine ciddi zarar veriyor. İnsanlar artık işsiz ve desteğe muhtaç hale geliyor. Bugün TÜİK enflasyon rakamını açıkladı %73.5 yani ENAG’ın açıkladığı enflasyon %160, halkın yaşadığı alım gücünde ki enflasyon %200’ünde %250’nin de üzerinde. Geçen sene 7.5-8 lira olan mazot, şu an da 26 lirayı aşmış durumda. Çiftçi Tarlasını nasıl sürecek? Vatandaş nakliyesini nasıl yaptıracak? Bunun derdine düşmüş durumda ve bu %200’ün üzerindeki enflasyon herkes her gün aldığı ile bunu hissediyor. %50 bir artış yapıldı çok büyük artış yaptık dediler, %150-%160 enflasyonla onu fazlasıyla geri aldılar. Kur korumalı mevduat diye bir şey getirdiler, parası olanın parasını korumak için. Onun servetini devam ettirebilmek için yoksuldan aldıkları paraları, o zengin bir avuç sermaye sahiplerine transfer ettiler. 20 yıldır bizim AKP iktidarında gördüğümüz, yoksulun daha yoksul olduğu, zenginin daha zengin olduğu, bir avuç rantiyecinin bütün servetine servet kattığı bir dönem ve bunun bedelini bütün 85 milyon birlikte ödüyoruz. Buradan çıkış elbette mümkün. Buradan çıkış için, biz bundan 9 sene önce Gezi’de, bütün farklılıklarımıza rağmen bir araya gelerek, sorunlarımıza, ülkemize, geleceğimize, doğamıza, çevremize sahip çıktık ve onurlu Gezi Direnişini o gün hep beraber yaşadık. O şehirlerden biri de Erzincan’dı. Erzincan’da da demokrasisine, geleceğine, kardeşliğine, barışına sahip çıkanlar, bir araya geldiler ve o şanlı Gezi Direnişinin bir parçası oldular. Bizim geleceğimiz, sorunlarımıza birlikte sahip çıkıp, onu çözmekten geçiyor. Onun için de ahlaklı yönetimlere sahip olmaktan geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devlet’i, tek adam yönetimine teslim edildiğinden beri, çok ciddi bir gelir kaybına uğradı. Çok ciddi bir yolsuzluk ve yoksulluk artışına maruz kaldı, adaletsizliğe maruz kaldı. Hukuku davalar daha önce Fetö tarafından yapılıyordu. Şu anda da iktidar tarafından hukuku davalarla insanlar cezalandırılıyor. Bunun haksız yere, hukuksuz yere olduğunu Gezi davasından biliyoruz. İki defa beraat edenler, masum olduğunu ispatlayanlar, üçüncü defa 18 yıl ya da ağırlaştırılmış müebbet hapsiyle cezalandırılabiliyor. Yargıya güven sıfırın da altında, adaletin olmadığı bir ülke de ne gelir dağılımında bir adalet olur, ne ülke de özgürlükler olur, ne bağımsızlık olur, ne de yolsuzluk ve yoksulluğun giderilmesi mümkün olur. AKP geldiğinde yasaklarla mücadele edeceğiz dedi, yasakları daha da artırdı, yoksulluk daha da arttı, yolsuzluk tarihte görülmediği kadar yüksek ve enflasyon da rekor üstüne rekor kırıyor. TÜİK’te bu işi beceremediğini düşündüklerini bir bir görevden alıyorlar ya da o görevdekiler istifa ediyor. Bu ülke bizim, bu ülke düze çıkacaksa bizim mücadelemiz ile çıkacak. Türkiye’nin kamucu bir yönetime ihtiyacı var. Ahlaklı bir yönetime ve kamunun kaynaklarını halk için kullanacak bir iktidara ihtiyacı var. Tek adam sisteminden çıkışa ve parlamenter sistemin tekrardan hayata geçirilmesine ihtiyaç var. Geçmişteki eksiklikleri gözetilerek bunlar da giderilecek tedbirler alınarak, mutlaka Türkiye’de demokrasiyi yeniden var etmemiz gerekiyor. Bir kişinin iki dudağı arasına geleceğimizi mahkum etmeye, kimsenin hakkı yok. Demokrasimize, ülkemize, değerlerimize tekrar sahip çıkmak için, Cumhuriyet Halk Partisi’ne önemli bir görev düşüyor. Cumhuriyet Halk Partisi Erzincan İl Örgütü, İlçe Örgütleri, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları ile ev ev ziyaretlerde bulunarak, bu mücadeleye önemli bir destek veriyor. Bizler de Türkiye’nin dört bir yanında yüz Milletvekili arkadaşla 50’de fazla ilde bir çalışma yapıyoruz. Burada esnafla, vatandaşla, sivil toplum kuruluşlarıyla, bire bir temaslarla yerinde durumu tespit edip, çözüm önerileriyle birlikte, bizim çözüm önerilerimizi onlara anlatıyoruz, onların taleplerini de Genel Merkezi’mize taşıyoruz. Erzincan’da da yaptığımız bu faaliyetin sonunda, Türkiye’nin dört bir yanında yapılan ve aylardır süren bu faaliyetlerin sonunda Türkiye’nin geleceğini birlikte kurtaracağız. Gelecek olan günler umut dolu, bu umudu hep birlikte yaşatacağız.’’ diye konuştu.