Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü yaz mevsiminde serinlemek amacıyla göl, gölet, dere yatağı ve su kanallarında yüzmenin boğulma riski nedeniyle tehlikeli olduğuna dikkat çekti. Göllerde yüzmenin daha tehlikeli olduğunu vurgulayan uzmanlar ise tatlı suyun tuzlu sudan daha az yoğun olmasından dolayı vücut su içerisinde serbest haldeyken daha fazla battığını ifade ediyor.
Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü yaz mevsiminde serinlemek amacıyla göl, gölet, dere yatağı ve su kanallarında yüzmenin boğulma riski nedeniyle tehlikeli olduğuna dikkat çekti. Göllerde yüzmenin daha tehlikeli olduğunu vurgulayan uzmanlar ise tatlı suyun tuzlu sudan daha az yoğun olmasından dolayı vücut su içerisinde serbest haldeyken daha fazla battığını ifade ediyor. Yapılan uyarıda; Sulama kanalı, baraj ve göletler yüzmek ve serinlemek için değildir. Kanal ve göletler kuvvetli akıntı ve bataklık olmalarından dolayı ölümcül ve tehlikelidir. Yüzme bilmeniz sizi kurtarmaz. Lütfen uyarıları dikkate alın ve kanal, baraj ve göletlere girmeyin! Su Hayattır, Can Almasın!” ifadelerine yer veriliyor.
Peki, göllerde yüzmek neden tehlikelidir?
Göller neden tehlikelidir sorusuna verilecek ilk cevap, tatlı suyun tuzlu sudan daha az yoğun olmasından dolayı insanların su yüzeyinde daha zor kaldığıdır. Ülkemiz üç bir yanı denizlerle çevrili ve göl, nehir ve dere yataklarının olduğu bir coğrafyaya sahiptir. Ülkemizdeki bir gölün yüzeyi, normal şartlar altında yaklaşık 997.5 kg/m3 yoğunluğa sahiptir. Deniz suyu ise ortalamada 1027 kg/m3 yoğunluğa sahiptir. Ciğerlerimizde hava olmadığında ortalama bir erkeğin ortalama yoğunluğu 1001-1008 kg/m3 olmaktadır. Tabii ki akciğerlerimiz sayesinde bu yoğunluğu daha da azaltarak su yüzeyinde daha kolay kalabiliriz, ancak; ne olursa olsun, tatlı suyun yoğunluğu daha az olduğu için vücut su içerisinde serbest haldeyken daha fazla batacağı gerçeğini unutmamak gerekir. Bu da, boğulma riskini daha da arttıracaktır.
Derelerdeki ani akıntılar nasıl oluşur?
Erzincan ve dolayısıyla Doğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere diğer bölgelerde de dereler genellikle vadi arasında şiddetli yağan yağmurlar veya kar erimeleri sonucunda oluşan güçlü su akıntılarıdır. Dağlık arazilerde meydana gelen güçlü rüzgarlar derelerde ani akıntılara neden olmaktadır. Su yüzeyinden karaya doğru esen rüzgarlar, büyük su kütlelerini karalara doğru iterler. Bu su, bir şekilde geri dönmek zorundadır. Bu nedenle, ani su altı akıntılarının oluşmasına neden olur. Ayrıca kayalıklara çarparak akıntı yönü değişen suyun akıntı yönüne doğru kavisli akmasıyla su dibinde akıntının şiddeti daha fazla olur. Bu nedenle üzerinde yüzen insanları akıntının en şiddetli olduğu yere çekip sürükler. Bu nedenle derelerde yüzerken tehlikenin nasıl oluşabileceğini gözetmek ve önlemler almak önemlidir.
