SON DAKİKA
hava
Google News

İLİÇ İÇİN ANKARA VE İSTANBUL’DA EYLEM

Son Güncelleme :

01 Aralık 2022 - 11:50

/ 348 views kez okundu.
reklam
İLİÇ İÇİN ANKARA VE İSTANBUL’DA EYLEM
reklam

Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan altın madenine verilen kapasite artışı nedeni ile TMMOB tarafından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı açılan ÇED olumlu kararının iptali için dava devam ediyor.

Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan altın madenine verilen kapasite artışı nedeni ile TMMOB tarafından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı açılan ÇED olumlu kararının iptali için dava devam ediyor. Çevreciler ise maden şirketinin Ankara’daki ve İstanbul’daki merkez binaları önünde protesto eylemi yaptı. Çevreciler, maden alanının genişletilmesine karşı çıkıyor. İstanbul’dan Ekoloji Birliği yönetim kurulu üyesi Aslı Kahraman Eren, “Bizler Karadeniz’de yaşanan Çernobil faciasının Erzincan ve komşu illerde de yaşanmasını istemiyoruz. Bizler doğanın savunucuları olarak Erzincan İliç’teki kardeşlerimizin sesine ses olmak adına toplandık. Erzincan İliç’te Çöpler altın madeni alanın genişletilmesini istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül de yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

“Bugün Erzincan İli İliç ilçesi Çöpler mevkiindeki Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi projesine ilişkin olarak verilen ÇED olumlu kararının iptali istemiyle TMMOB olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açtığımız davanın duruşması görüldü. Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından 2008 yılından beri işletilen bu madende yıllar içerisinde çok sayıda kapasite artışı gerçekleştirildi ve yeni tesis yapılmıştır. Son olarak 2021 yılında bir kez daha kapasite artışına gidilmesi planlanmış ve 2021 yılı Ekim ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kapasite artışı ve ek tesislere ilişkin projeye ÇED Olumlu kararı verilmiştir. Açmış olduğumuz davada gerek dilekçelerimizde gerekse de duruşmada sunmuş olduğumuz beyanlarımızda projenin ve dava konusu kapasite artışının uluslararası anlaşmalar ve Anayasa ile güvence altına alınmış temel haklara dayanarak söz konusu ÇED Olumlu Kararı’nın iptali istenmiştir. Proje alanı ve genişleme sahası, ülkemizin en geniş havzasına sahip Fırat Nehri’nin hemen yanı başındadır. Nehir Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep illerimizden geçmektedir. Saha aynı zamanda büyük depremler üreten fayların da yakınında bulunmaktadır. Bu tablo, karşı karşıya olduğumuz tehdidin sınırlarının anlaşılması açısından yeterince açıklayıcıdır. Orman alanlarının, ekolojik ve biyolojik değerlerin, flora ve fauna bileşenlerinin, tarım ve mera alanlarının, su kaynakları ve havzalarının, kültürel ve tarihi mirasın, yerleşme alanlarının tahribine yol açan siyanürlü maden işletmeciliğine ilişkin proje, çevre ve insan sağlığı üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açmaktadır. Ortaya çıkan somut çevresel etkiler ve riskler göz önünde bulundurularak, bilimsel ve hukuksal açıdan birçok sorun barındıran ÇED Olumlu kararının ve telafisi imkansız zararlara neden olacağı açık olan kapasite artırımı işleminin acilen iptal edilmesi, durdurulması ve işletmenin kapatılması hayati öneme sahiptir. Bu proje faaliyete başladığı yıllardan itibaren buradaki doğal çevrenin tahribata uğramasına, tarımsal faaliyetlerin hayvancılığın zarar görmesine yol açan; yürütülen sömürge madenciliği ile ülkemizin kaynaklarının yabancı şirketlere aktarılmasına yol açan bir projedir. Yürütülen faaliyetin kendisine, proje alanı ve etki çevresinin niteliğine ilişkin hukuka aykırılıkların yanı sıra Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinin yürütülme biçimi de hukuka aykırılıklar ve ihlallerle doludur. ÇED Raporunda, Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinin temelini oluşturan çevresel süreçlere katılım hakkının göz ardı edilmiştir. Faaliyetin parçalanarak çevre mevzuatına ve Çevresel Etki Değerlendirmesi ile hedeflenen amaca aykırı biçimde farklı ÇED süreçlerine konu edilmiş ve böylece de etkilerinin sınır değerlerin altında gösterilmiştir. Pek çok etki değerlendirme dışı tutulduğu, bilimsel ve teknik terminolojiden uzak, güvenirliği olmayan bir rapora dayalı bu süreç bütünüyle hukuka aykırılık taşımaktadır.”

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.