SON DAKİKA
hava
Google News

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMA MERKEZİ ERZİNCAN’DA HİZMET VERMEYE DEVAM EDİYOR

Son Güncelleme :

05 Ocak 2023 - 11:34

/ 570 views kez okundu.
reklam
GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMA MERKEZİ ERZİNCAN’DA HİZMET VERMEYE DEVAM EDİYOR
reklam

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi 2019 yılından beri Ozonterapi, Hacamat tedavisi ve Hirudoterapi (Tıbbi Sülük Tedavisi) olmak üzere 3 branşta hizmet veriyor. Uygulama merkezi hafta içi randevu sistemi ile çalışıyor.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi 2019 yılından beri Ozonterapi, Hacamat tedavisi ve Hirudoterapi (Tıbbi Sülük Tedavisi) olmak üzere 3 branşta hizmet veriyor. Uygulama merkezi hafta içi randevu sistemi ile çalışıyor. Başhekim Yardımcısı Dr. Necati Bulut ozon tedavisi hakkında:

‘’ Ozonun medikal, tedavi edici özelliklerinden yararlanıyoruz. Ozon normalde renksiz bir gaz, atmosferin stratosfer katmanında bulunur. Biz burada gördüğünün bu ozon regülatörü ile arkasında bulunun oksijen tüpte bulunan O2’den regülatör sayesinde O3 oluşturuyor. Tıbbi destek tedavisinde uyguluyoruz. Ozon terapi normalde bir integratif tedavidir, yani destek tedavisi. İnsanların şikâyetlerini, rahatsızlıklarını bir ölçüye kadar azaltan bir tedavi modelidir. Ozon, bölgesel ozon, majör ozon, topikal ozon gibi birçok çeşitleri var. Şu anda teyzemize yapacağımız ozon majör ozon uygulaması. Bu majör uygulamasında ne yapıyoruz derseniz eğer, yaklaşık 100 cc kanını alıyoruz, negatif basınçlı, içi sitratlı şişeye ozon gazımızı alıyoruz ve şişedeki venöz kan ile ozonu karşılaştırıyoruz. Orada birleşiyor. Kanın içindeki hücreler yoğun bir oksijenizasyon ile karşılaşıyor. Karşılaştıktan sonra da kabaca bu yoğun oksijenlenmiş gazı ve kanı vücuda veriyoruz. Şişe ozonu ve serum ozanı diye bir ayrım var. Biz hastanemizde şişe ozonunu yapıyoruz bu daha çok Avrupa Viyana modeli. Rus ekolü de serum ozonunu kullanıyor. Şişe ozonunun diğerlerinden farkı daha steril bir ortam sağlaması. Yani kanın kontaminasyonunu minimize etmiş oluyoruz. Hastanenin hijyenik koşullarında daha sağlıklı bir hizmet anlamına geliyor. Suyu da ozonloyabiliyoruz. Ozonladığımız su birtakım şikâyetlerde daha destekleyici, rahatlatıcı bir unsur oluşturuyor. Regülatör üzerinde ozonu kişiye özgü doz ayarlamaları yapıyoruz. Toplardamardan aldığımız kana ozonu enjekte edip çalkalıyoruz ve renginde bir açılma oluyor. Bu açılma kanın ozonize olduğu anlamına geliyor. Ardından ozonize edilen kanı vücuda geri veriyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

Uzm Dr. Ersan Gürsoy, sülüklerin Sağlık Bakanlığı onaylı özen tesislerde üretiminin gerçekleştiğini belirterek, tedavi hakkında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

‘’ Sülük Tedavisi aslında Milattan Önceki çağlara kadar dayanan eski bir tedavi yöntemidir. Tabi burada hastane ortamında daha steril bir şekilde, özel seçilmiş sülükler ile yapıyoruz. Bakanlık onaylı özel tesislerde üretilen sülükler ile yapıyoruz. Burada yaptığımız ise hastamızın diz ağrısı vardı, genelde ağrı olan bölgeye sülüklerimizi uyguluyoruz. Önce kendisinin tutmasını bekliyoruz ancak kendisi orada tutmaz ise iğne yardımı ile o bölgeyi kanatarak sülüğün yapışmasına yardımcı oluyoruz. Sülükler ilk 15 dakika bu bölgeye yaklaşık 108 tane enzim veriyor. Verdiği enzimler daha çok kan sulandırıcı, ağrı kesici, o bölgeyi tedavi edecek gibi enzimler. Sülükler emdiği kanlardan ziyade oraya salgıladığı enzimler ile şifa sağlıyor. Yani çok kan emdi, tedavi çok başarılı geçti değildir. Bu işlem ortalama 40-45 dakika sürüyor. İşlem sonunda yine uygun şekilde dezenfekte edip, kapatıyoruz.  Hastayı da şikâyetine göre ayda 1 veya 2 kez bu şeklîde tedavi ediyoruz. Biraz daha düzene girince 6 ayda bir uyguluyoruz. Sülükler biraz kan emdikten sonra uyumaya başlıyorlar. O yüzden biz de ara ara onlara dokunarak onları yeniden emmeye başlamaları için uyandırıyoruz. En son sülük kendisi bırakınca da alıyoruz. Çünkü bizim çekmemiz çok doğru olmuyor iz kalabiliyor. Tedavi sonrasında hastaya iz kalmaması ve iltihap olmaması için gerekli kremleri veriyoruz. Tedavi ise ortalama 40-45 dakika sürüyor.’’

Hacamat tedavisi hakkında da bilgi veren Gürsoy:

Genelde 10 kilograma 1 tane olacak şekilde hastamıza kupa uyguluyoruz. Bu yaş kupa dediğimiz bir uygulama, yani kan alınarak yapılan bir işlem. Bir de daha yaşlı hastalarımıza uyguladığımız kuru kupa işlemimiz var. Hacamat tedavisi de yine eski çağlara dayanan, Mısır’da, Çin’de uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bizim halkımız da bunu hem bir tedavi olarak hem de bir sünnet olarak yaptırıyorlar. Biz de hastanemizde sünnet günlerine dikkat ediyoruz. Özellikle Çarşamba ve Cuma günleri yapmamayı tercih ediyoruz. Pazartesi günleri ise zorda kalmadıkça yapmıyoruz. Buradaki şifası çok kan gelmesinde değildir. Bazen böyle görüntü olarak çok kan gelmesi için bölgeyi fazla vakumluyorlar veya çok daha derin çizikler atıyorlar. Bu ilerleyen dönemde enfeksiyon oluşması, doku nekrozuna, deride iz kalmasına neden olabiliyor. Burada standart işlemlerimizi yapıp ne kadar kan geldiğine bakıyoruz. Hastaya belirli başlı önerilerimiz oluyor. Bunlar; 2-3 gün öncesinden hayvansal gıdaları tüketmemesini söylüyoruz, cinsel perhiz öneriyoruz, buraya geldiğinde ise ortalama bir açlık istiyoruz, ne çok aç ne de tok. Bunlar yapılan işlemin etkisini artırıyor. Hastanın şikayetine göre öncelikle haftada bir başlayıp 6-7 seanstan sonra 6 ayda 1 veya yılda 1’e dönüyor. Sünnet olarak yaptıran hastalarımız 6 ayda 1 veya yılda 1 olacak şekilde bir şikâyeti olmasa bile yaptırıyor. Herhangi bir şikâyetiniz olmasa bile hacamat tedavisinden sonra genel bir rahatlama, ağrılarda azalma oluyor. Sadece onu için yaptıranlarda var. Hastanemizde tek kullanımlık kupalarla steril bir ortamda yapıyoruz. Kullanılan malzemeler asla başka bir hastada kullanmıyoruz. İşlem öncesi ve işlem sonrasında tüm dezenfeksiyon koşullarına dikkat ederek tedaviyi gerçekleştiriyoruz. Şu ana kadar hiçbir hastamızda enfeksiyon veya başka bir olumsuzlukla karşılaşmadık.’’ ifadelerini kullandı.

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi hakkında açıklama yapan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Başhekimi Do. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız şu ifadelere yer verdi;

‘’Bildiğiniz üzere Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezimizde farklı inanış ve kültürden, farklı teorilerden oluşan bir tıp tedavi ve tanı uygulama merkezi burası. Burada şu an iki ekibimiz görev alıyor. Bu iki ekibimizle birlikte ozon tedavisi, hacamat ve sülük tedavileri uyguluyoruz. Ozon tedavisi yaklaşık 10 seans sürüyor. Hacamat ve sülük tedavisi ise buradaki hocalarımızın planlamaları doğrultusunda gerçekleşiyor. Bu hizmetlerden yararlanmak isteyen hastalarımız, buranın sekretaryasına ulaşarak, hem konu hakkında, hem tedavi hakkında hem de diğer konular hakkında bilgi alabilirler. Hastane koşullarında gayet hijyenik şartlarda bu uygulamaların yapılması hepimizin önceliğidir. Hastanemizde şu anda gerek ozon terapiyi gerekse de hacamat ve sülük tedavilerini hijyenik ortamlarda, hijyenik koşullarda işin ehli hocalarımız ve sağlık personelimiz ile hastalarımıza sunuyoruz. Sağlık Uygulama Tebliği’nde bu hizmetin tüm Türkiye’de bir karşılığı var. Buradaki karşılık olan rakam hastanemize ödenerek buradaki hizmetten faydalanılabiliyor.’’

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.