18 Mart Çanakkale Zaferinin 109. Yıldönümü ve Çanakkale Şehitlerini anma günü münasebetiyle Erzincan İl Milli Eğitim Müdürlüğü Erzincan Lisesi tarafından İl Müftülüğünde bir anma programı düzenlendi. Programda eşsiz vatan savunmasını gönüllerine nakşeden tüm şehitlerinin aziz ruhları yad edilerek günün anlam ve önemine özgü konuşmalar ve sunumlar gerçekleştirildi.
18 Mart Çanakkale Zaferinin 109. Yıldönümü ve Çanakkale Şehitlerini anma günü münasebetiyle Erzincan İl Milli Eğitim Müdürlüğü Erzincan Lisesi tarafından İl Müftülüğünde bir anma programı düzenlendi. Programda eşsiz vatan savunmasını gönüllerine nakşeden tüm şehitlerinin aziz ruhları yad edilerek günün anlam ve önemine özgü konuşmalar ve sunumlar gerçekleştirildi. Programa Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza AYDOĞDU, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa SARIGÜL, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman KARAMAN, Erzincan Belediye Başkanı Bekir AKSUN, Erzincan İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Veysel YANIK, Erzincan 3. Ordu Garnizon Komutan Vekili Tuğgeneral İsmail YAYAN, Erzincan Emniyet Müdürü Kenan KURT, EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın LEVENT, Erzincan Belediye Başkan Adayları, Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri, Gaziler, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Ardından Erzincan Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencisi Miraç TURGUT’un Kur’an-ı Kerim Tilaveti dinlendi.
Günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmalar kapsamında ilk olarak bir konuşma yapan Erzincan Lisesi Okul Müdürü İbrahim SALAR şu ifadelere yer verdi; “Yaşlı dünyamız bundan 109 yıl evvel yeni bir yüzyıla uyum sağlamaya çalışırken, insanoğlu da dünya haritasında nokta kadar yer tutmayan bir kara parçasına, Gelibolu yarımadasına insanlık tarihinin en acımasız, en zalim saldırısını başlatmış bulunuyordu. Çanakkale savaşı neticesinde elde edilen zafer bir milletin varoluş ve diriliş destanıdır. Çünkü bu destan dünya tarihinin ender yaşadığı olaylardan biri ve belki de birincisidir. Gördük ki bu savaş yenilenlere bu kadar pahalı, yenenlere bu kadar ucuza mal olmamıştır. Bu savaş bir verip bin alışımızdır. Azın çoğa karşı galebesidir. Bu zafer 250000 pırıl pırıl gencimizin ve münevverimizin ülküsünü kalp ve kafalara nakşetmek ve onlara unutulmazlık vasfı kazandırmak, köksüzlük illetinden kurutup geleceği inşa adına çok önemlidir.
Milli marşımızın tamamında Çanakkale destanının izlerini görmek mümkünken, viranelerin yasçısı dertli şair Akif in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın misraını duyacağımız ana kadar bu milletin ciddi bir tarihi yazılmamıştır. Nitekim Çanakkale’de olduğu gibi biz hep tarih yaptık, helayıklarımız da o tarihi yazdılar. Yavuklusunu anasını babasını geride bırakan ve bir daha dönemeyeceğini bilen Türk gencinin annesine, “Çanakkale içinde aynalı çarşı Ana ben gidiyom düşmana karşı Off gençliğim eyvah” yakarışına yavrusunu düşmanın bilenmiş dişleri arasına gönderen anne cevap veriyor. “Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım.”
Oranın bir mahşer günü, bir ölüm dirim yeri olduğu ise bittabi biliniyordu. Milli şair Mehmet Emin Yurdakul Türk askerine “Ey Türk vur vatanın bakirlerine Günahkar gömleği biçenleri vur Kemikten taslarla şarap yerine Şehitler kanını içenleri vur” şeklinde manevi bir duygu verirken Büyük şair Cahit Sıtkı Tarancı savaşın vahşetini şu şekilde ortaya “Hangi tarlayı sürsem sabanıma takılan bir kemik…” koyuyor.
Sevgili gençler, ey şehit ve gazi torunları, ey Çanakkale’nin şanlı ahvadı, bugün ne olursan ol ama dünü unutma…. Bugün dünsüz olmaz ki…. Daha dün cepheye mermi taşırken yolda donarak şehit olan Şerife bacıların hatırası seni etkilemiyor mu? Ya bir günlük güveyken cepheye koşanların hali….Elinin kınası kurumadan Mehmedini cepheye gönderen üç günlük gelin Ayşeler, Fatmalar…..Ya gökten umut bekleyen anaların hali seni hiç sarsmıyor mu?
Ey şehitlerin çocukları hele kalbindeki külleri üfle; altında kıpkızıl bir ateşin yandığını göreceksin. Daha derinlere in, tortuları eş hele, nefes alıp veren, soluyan bir yanardağ göreceksin. O yanardağ senin yumruk kadar kalbindedir, bilesin.
Ey kaderin bir cilvesi olarak bu topraklarda birlikte yaşayanlar, atinin neşvünema kır çiçekleri bizim ülkemizde Türkiye’mizde açmalıdır.
Ve sonuç değerli konuklar, Yurdu için savaşamayacak bir millet düşünülemez belki ama topraklarını Türk Milleti kadar savunan bir başka milleti hayal etmek dahi güçtür diyordu bir İngiliz komutanı….Batının yenilmez sanılan orduları Gelibolu’ya geldiler ve bir hiç uğruna öldüler. Gidişleri gelişleri kadar muhteşem olmadı.
Eğer bir gün etrafınızda başının üstünde, yüzünün bir yanında, kolunda ayağında bir şarapnel yarası olan birini görürseniz biliniz ki o Mehmetçiktir. Duasını alıp, elini öpme fırsatını kaçırmayınız. Eğer birgün şehitliğe yolunuz düşerse onun aziz hatırasını Fatihalarla yad ediniz.
Ve dahi birazcık duyarlılığa sahipsek Enis Behiç’in şiirleştirdiği gibi; “Ne alçak görünür şu fani hayat Baktıkça samimi uzletinize Bir anda coşarak ağlarım heyhat Günahkâr gözyaşım layık mı size?” diyerek kendimizi sorgulayıp muhasebeye çekmeliyiz.
Sayın Valim kıymetli misafirlerimiz, bütün dünyayı yenenler Çanakkale’de yenildiler. Tüm şehitlerimizin manevi şahsiyetleri önünde dualarla eğiliyoruz. Arz ederim.”
Ardından bir konuşma yapan Erzincan Belediye Başkanı Bekir AKSUN şu ifadelere yer verdi; “Akif’in bize İstiklal Marşı’nda ‘Korkma’ diye başlattığı ifadeyi bugün de etrafımızda sarmalanmış tuzakları aşabilmek için korkmamak gerekiyor. Altımızda yatan binlerce şehidi unutmamak gerekiyor.”
Ardından bir konuşma yapmak üzere kürsüye gelen CHP Erzincan Milletvekili Mustafa SARIGÜL şu ifadelere yer verdi; “Sevgili gençler bu gönül sizin gününüz. Bir ülkeyi yıkmak isteyen bölmek isteyen, parçalamak isteyen hasetler, fesatlar, münafıklar ve şer güçler önce çoluğumuzun, çocuğumuzun, ahlaki değerlerini ve kültürel değerlerini yok ederler. O nedenle öyle bir gençlik yetişiyor Erzincan’da. Bayrağına bağlı, toprağına bağlı, inançlarına bağlı, ulusal birlikten vazgeçmez ve bayrağımız ve toprağımız tehlike de olursa Çanakkale ruhunu Erzincan’dan başlatırlar. Özellikle Erzincan Lisesi’yle de ayrıca gurur duyuyoruz.
Çanakkale inançtır. Çanakkale yürektir. Çanakkale bayraktır. Çanakkale topraktır. O Çanakkale’de soruyorum. Anzakların ne işi var? İtalyanların ne işi var? İngilizlerin ne işi vardı? Orada Japonya’dan gelenlerin ne işi vardı? Ama Anafartalar Komutanı öyle bir ruhla, öyle bir inançla çıktı ki cennet vatanımız işte orada kuruldu. Çanakkale olmasaydı, Sakarya olmasaydı, Dumlupınar olmasaydı, Kocatepe olmasaydı biz bugünleri yaşayamazdık. Allah’ım bir daha bize ne İstiklal Marşı yazdırsın, ne de bayrağımız ve toprağımız tehlikeye düşsün. Ama şunu bilesiniz ki bayrağımız ve toprağımız tehlikeye düşerse biz hepimiz hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden ‘Bismillah’ diyerek o Çanakkale ruhuyla o cepheye gideriz. Bayrağımızı ve toprağımızı ilelebet koruruz.
Sayın Valim devletimizi temsil eden, bayrağımızı ve toprağımızı temsil eden sizin önderliğinizde Can Erzincan’da kararlı, verimli ve uyumlu bir çalışma yapıyoruz. Başarının göstergesi kararlı, verimli ve uyumlu çalışmaya yapmaktır. Bizim bir gün bütün siyasi görevlerimiz biter ama toprağımıza karşı, bayrağımıza karşı, vatanımıza karşı, Erzincan’ımıza karşı görevimiz ilelebet yaşayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle mübarek Ramazan ayındayız. Allah’ım tutmuş olduğumuz oruçlarımızı en yüce katında makbul eylesin. Bu ay bereket ayıdır. Bu ay güzellik ayıdır. Bu ay veren el alan elden daha da iyidir. Bu ayda selam verip selam alalım. Selam ve rahmetin olduğunu unutmayalım. Bu ay da komşusu açken tok olan bizden değildir. Bu ayda incinsende incitme, düşmanının bile insan olduğunu unutma, size ağır gelen sözü başkasına söylemeyin. Bu ay önemli ay. Çanakkale’mizde milli ve manevi duygularımızın en üstte birleştiği ay. Onun için Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Demokrasi, Var Olasın Mustafa Kemal Atatürk!”
Ardından bir konuşma yapan AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman KARAMAN şu ifadelere yer verdi; “Aziz millete bir vatan ve bağımsızlık uğrunda on binlerce evladını şehit vererek insanlık tarihinin en şanlı sayfalarından biri olan Çanakkale Destanı yazdığı ay yıldızlı bayrağımız altında yek vücut olarak tek millet olma irademizi tüm dünyaya ilan ettiğimiz bir kutlu gündür. Dönemin şartları düşünüldüğünde adeta imkansızın başarıldığı Çanakkale Zaferi aziz milletimizin yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, erkeğiyle el ele verdiği inançla, birlik ve beraberlik ruhuyla yazdığı büyük bir destandır. Kahraman ecdadımız zamanın en modern silahlarıyla donatılmış ordularına karşı iman dolu göğsünü siper etmiş bir gül bahçesine gidercesine vatan uğruna şehit olmayı şeref bilmiştir. Bugünün gençleri de böyledir.
Çanakkale Zaferi milletimizin geçmişten bugüne varoluş mücadelesinin sembolü olmakla birlikte ecdadımızın mirasına sahip çıkan milletimizin bugünü ve yarını için en büyük anlamlar ifade etmektedir. Bu mukaddes toprakların bekası için her birimiz üzerimize düşen görevi hakkıyla yapmalıyız. Çanakkale Zaferi’ndeki diriliş ruhunu gelecek nesillere taşıdığımız sürece hiçbir güç bizi bölemeyecek milli şuura sahip gençlerimiz yetiştikçe ülkemizin geleceği daha da aydınlık olacaktır inşallah.
Bugün ülkemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde savunma sanayiyi de geliştirerek Çanakkale ruhuna uygun hareket etmekte, teknolojiye önem vermekte ve teknolojiyi kullanan gençler yetiştirmektedir. Ülkemiz Türkiye yüzyılında lider ülke olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Zafer’nin 109. yıldönümü dolayısıyla bizlere eşsiz bir zaferin gururunu yaşatan başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatan uğrunda canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.”
Ardından kürsüye gelerek bir konuşma yapan Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza AYDOĞDU şu ifadelere yer verdi; “ Çanakkale Zaferinin 109. yılını beraber idrak ediyoruz. Aslında bizler bunu idrak ederken aynı zamanda gençlerimize de bir imkan ve fırsat sunmalıyız. Çanakkale Zaferi’ni anlatırken gençlerimiz aynı zamanda Çanakkale’yi hayal edebilmeli, tahayyül edebilmeli, idrak edebilmeli. Bu sebepten dolayı biz arkadaşlarımızla beraber inşallah Nisan ayından itibaren bütün gençlerimizi, liseli gençlerimizi Çanakkale’ye göndereceğiz.
Dün bugünde yaşamıyorsa tarih değildir. Biz kötü mazide olan bir atiğiz. Biz muhteşem bir geçmişi muhteşem bir geleceğe bağlayan köprü olmak zorundayız. Onun için nereden geldiğimizi, hangi şartlarda bu devletin kurulduğunu, hangi imkânsızlıklar dâhilinde bu devletin bugüne geldiğini bütün gençlerimize bizzati göstermemiz gerekiyor. Bakın Erzincan’da bir uygulama yaptık. O çok duygulandırdı. Bizim Salih diye bir şehidimiz geldi. Bundan bir ay önce biz havaalanında onu karşılamaya giderken, vatan için na’şını karşılamaya giderken Milli Eğitim Müdürümüze bir talimat verdim. Dedim ki liseden bulabildiği bütün öğrencilerimiz bulsun gelsin. Oradaki törende bize eşlik ettiler. Gençlerimiz geldiler ve biz gençlerimizi orada gördük ki gençlerimiz şehit cenazesi uçaktan indiği andan gidene kadar hüngür hüngür ağladılar. Bu şunu gösteriyor. Bizim gençlerimizle ilgili çok ciddi eleştiriler yapılıyor. İşte gençler bazı değerlerden uzak, milli ve manevi değerlerden. Asla kabul etmiyorum. Bizim gençlerimizde her zaman zorda kaldığı anda ortaya çıkan bir ruhu var. O ruh ne biliyor musunuz? Çanakkale ruhu.
Çanakkale ruhu her zaman, her daim gençlerde vardır ve kıyamete kadar devam edecektir. Bu vesileyle buraya geldiğiniz için, bizi onurlandırdığınız için, şehitlerimizi beraber anma fırsatı sunduğumuz için size çok teşekkür ediyoruz sevgili gençler. Allah hepinizden razı olsun. İyi ki varsınız. Ben bu vesileyle bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını şükranla minnetle, duayla yad ediyorum. İnşallah hepimiz, hep beraber al bayrağın altında kıyamete kadar huzurla birlikte yaşamayı cenabı Allah hepimize nasip etsin diyorum. Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun. Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Allah’a emanet olun.”
Protokol konuşmaları ardından Çanakkale Şehitleri konulu sinevizyon gösterimi sahne aldı. Ardından program Çanakkale konulu şiirlerin okunması ile devam etti. Programda Çanakkale Destanı isimli oratorya sunumu büyük alkış topladı. Ardından Cumhuriyetin 100. Yılında Anadolu’dan Çanakkale’ye adlı video gösterimi yapıldı. Ardından 81 ilden alınan toprağın Çanakkale’ye götürüp orada Çanakkale toprağıyla karıştırıldıktan sonra tekrar 81 ille gönderildiği Çanakkale toprağı Erzincan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza AYDOĞDU’ya takdimi yapıldı. Daha sonra ödül törenine geçildi. Program ödüllerin takdimi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.