Erzincan İl Kültür ve Turizm Müdürü Vekili Oğuzhan KILIÇ birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının artarak toplumsal yapımızı güçlendirdiğine inandığımız Nevruz Bayramını kutladı. Nevruz Bayramının paylaşımcı ve birleştirici yönlerine dikkat çeken KILIÇ; “Toprağın baharla birlikte uyanışı ile insanın canlanmasını, doğanın bereketlenmesi ile de insanın daha pozitif yaklaşımlar sergilemesini konu alan nevruz, bu yönleriyle Türk dünyası açısından birlik ve beraberliğin sembolü haline gelmiştir.” dedi.
Erzincan İl Kültür ve Turizm Müdürü Vekili Oğuzhan KILIÇ birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının artarak toplumsal yapımızı güçlendirdiğine inandığımız Nevruz Bayramını kutladı. Nevruz Bayramının paylaşımcı ve birleştirici yönlerine dikkat çeken KILIÇ; “Toprağın baharla birlikte uyanışı ile insanın canlanmasını, doğanın bereketlenmesi ile de insanın daha pozitif yaklaşımlar sergilemesini konu alan nevruz, bu yönleriyle Türk dünyası açısından birlik ve beraberliğin sembolü haline gelmiştir.” dedi. Erzincan İl Kültür ve Turizm Müdürü Vekili Oğuzhan KILIÇ Nevruz Bayramının anlam ve önemine ilişkin mesajında şu ifadelere yer verdi; “Orta Asya’dan Balkanlara kadar çok geniş bir bölge kutlanan Nevruz, baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla karşılandığı bir gündür. Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı’nın Anadolu’da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır. Nevruz geniş bir coğrafyada ortak bir bayram olarak binlerce yıldır kutlanan, baharın uyanışı ile simgelenen, birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin adıdır.
Nev (yeni) ve Ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede Türkler tarafından yılbaşı olarak kutlanmaktadır. Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, kararlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaratılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/Yenigün bayramı adıyla kutlanır.
Orta Asya’da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İran yılbaşı olarak kabul ettikleri güne Nevruz adı verilir ki, yeni gün anlamına gelir. Gece ve gündüzün eşit olduğu Miladi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlanmaktadır. Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır.
On iki Hayvanlı Türk Takviminde görüldüğü üzere Türklerde de çok eskiden beri bilinmekte ve törenlerle kutlanmaktadır. Türklerde Nevruz hakkında başlıca rivayet, bugünün bir kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Yani Ergenekon’dan çıkıştır. İşte bu nedenle bugün Türklerde Nevruz, yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilmiş ve günümüze kadar bayramlarda kutlana gelmiştir. Orta Asya’daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur Trükleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri Nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır.
Tüm canlılığıyla varlığını sürdüren Nevruz Bayramı’nın, Türk Milletinin, tüm farklılıklarını aşarak, geçmişine sahip çıkma ve geleceğini birlikte inşa etme iradesini ifade etmektedir. Nevruz Günümüze kadar önemini korumuş, doğa ile insan ilişkisini ve benzerini ortaya koymuştur. Toprağın baharla birlikte uyanışı ile insanın canlanmasını, doğanın bereketlenmesi ile de insanın daha pozitif yaklaşımlar sergilemesini konu alan nevruz, bu yönleriyle Türk dünyası açısından birlik ve beraberliğin sembolü haline gelmiştir.
Nevruz Bayramı’nın; Anadolu’da, Orta Asya’da, Kafkasya’da, Orta Doğu’da ve Balkanlar’da coşku ve etkinliklerle kutlandığını ve kardeş topluluklarla aramızdaki tarihsel ve kültürel bağların güçlenmesine de vesile olmaktadır.
Paylaşımcı ve birleştirici yönleriyle insanların kaynaşmasını sağlayan nevruz, doğanın yeniden canlanması ile de umudu, sevgiyi aşılamaktadır. Dostluk ve kardeşliğin gelişmesine katkı sağlayan nevruz, bu insancıl yaklaşımıyla evrensel bir nitelik ve önem de taşımaktadır. Geçmişimizde bu denli önemli bir yer edinen ve günümüzde de aynı coşku ile kutlamaya devam ettiğimiz Nevruz’u gelecek kuşaklara aktarmak, sevginin, birlik ve beraberliğin hâkim olduğu toplumsal yapımızın daim olması için son derece önemlidir.”
