Sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti baklavanın kilosunun büyükşehirlerde 1000 TL Erzincan’da ise 400 TL’yi aşması üzerine vatandaşların Ramazan ayında tulumba tatlısına talebi arttı. Kızartılmış hamurun şekerli bir şurup içinde servis edildiği tulumba tatlısı bir Osmanlı Mutfağı lezzeti. Tulumba tatlısını sofrada yiyen tok yemeyen aç kalkar.
Sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti baklavanın kilosunun büyükşehirlerde 1000 TL Erzincan’da ise 400 TL’yi aşması üzerine vatandaşların Ramazan ayında tulumba tatlısına talebi arttı. Kızartılmış hamurun şekerli bir şurup içinde servis edildiği tulumba tatlısı bir Osmanlı Mutfağı lezzeti. Tulumba tatlısını sofrada yiyen tok yemeyen aç kalkar. Erzincanlılar ise çıtır, yeşil fıstıklı veya cevizli halinden fiyatı nedeniyle vazgeçtiği baklavadan tulumbaya adeta bir dönüş yaşadı. İftar sofrasına bütçe çıkmayınca tatlı tercihini tulumbadan yana kullananlar ağırlık oluşturdu. Özellikle iftardan 1-2 saat önce tatlıcı dükkânlarının önünde kurulan tulumba tatlısı standında vatandaşlar adeta inci gibi diziliyor. Kilosu 100 TL’den olunca değmeyin tulumba tatlısı keyfime diyen vatandaşlar bu Ramazan’da hem fıstıklı baklavanın hem de cevizli baklavanın tadını unuttu.
Tulumba tatlısını bu kadar sevilen bir tatlı haline getiren şey ise bir Osmanlı geleneği olması. Yakın Osmanlı döneminden meşhur tatlıcıları halk meydanlarında halka ve tulumba tatlılarını satarlardı. Özellikle bayram, düğün, hayır işlerinde sıkça tüketilen tulumba tatlısı aynı zamanda birbirinden farklı coğrafyalara ayıran insanları da birleştiren bir özelliğe sahip. Yunanistan’da ‘touloumbakia’ adıyla bilinen bu tatlı Arap ülkelerinde ‘atayef’ olarak adlandırılıyor. Tatlının hazırlanma şekli ve sunumu da bölgelere göre değişiyor. Ancak temelinde hamur ve şurup ile tatlandırılmasıyla yapılan bu tatlı çeşidi üzerinde bulunduğumuz coğrafyadaki insanların kültürel mirasının lezzetli bir yansıması.
