İl genelinde özellikle büyükbaş hayvanlarda cılız ve zayıflamış hayvanlar yaygın olarak gözlemleniyor. Özellikle süt sığırcılığının yaygın olarak yapıldığı Erzincan’da verimlilik ve sürünün devamında hayvan otlatma becerisi ön plana çıkıyor. Büyükbaş hayvan yetiştiricileri için ekonomik kayıp anlamına da gelen bu durum kuru otla beslenme ile birlikte yayla ve meralarda beslenerek ihmal edilmemesi gerekliliğini ortaya çıkarıyor.
İl genelinde özellikle büyükbaş hayvanlarda cılız ve zayıflamış hayvanlar yaygın olarak gözlemleniyor. Özellikle süt sığırcılığının yaygın olarak yapıldığı Erzincan’da verimlilik ve sürünün devamında hayvan otlatma becerisi ön plana çıkıyor. Büyükbaş hayvan yetiştiricileri için ekonomik kayıp anlamına da gelen bu durum kuru otla beslenme ile birlikte yayla ve meralarda beslenerek ihmal edilmemesi gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Ancak otlatılan hayvanların otladığı mera alanlarının kısıtlı ve değişik nedenlerle kalitesiz oluşu da büyükbaş hayvanlarda beslenme yetersizliğinin bir başka nedeni oluyor. Bu nedenle büyükbaş hayvanlarının özellikle yem bitkilerinin zengin olduğu alanlarda otlatılmalarının sağlanması önem taşıyor. Yonca, korunga, çayır üçgülü, fig gibi protein oranı yüksek yem bitkileri ile beslenmelerinin yanında büyükbaş hayvanlarının baklagil yem bitkileriyle karışım halinde otlar ile de beslenmesi büyük öneme sahip. Yine büyükbaş otlatılan çayır ve meralık alanlarda otların yüksekliğinin 6 cm olması da ayrı bir önem taşıyor.
Büyükbaş hayvanlarda çayır ve meralarda otlanma ile birlikte bir miktar kuru ot yedirilmesi özellikle süt veren ineklerde işkembe sağlığı açısından büyük önem arz ediyor. Geviş getirmelerine yardımcı olan kuru otlar hayvanlarda asidosiz problemini ortaya çıkarmasıyla biliniyor.
Buzağılayan İneklerde İştahsızlık
Beslemeden kaynaklanan olumsuz etkilerin buzağılama sonrası ortaya çıkması ile yetiştiriciler maddi ve manevi sıkıntıya girmektedirler. Diğer yandan, çok sayıda ineğin yetersiz veya aşırı vücut kondisyonu nedeniyle doğum sonrası metabolik hastalıklar yakalanarak kesime gittiğini görmek mümkündür. İnek süt verimini sürdürebilmek için, yeme karşı iştahsızlığından kaynaklanan enerji açığını, kuru dönemde depolamış olduğu vücut yağ rezervlerinden sağlamaktadır. Bu beklenen bir gelişmedir. Ancak, vücut kondisyon puanı 3’ün altında olan ineklerde, bu dönemde canlı ağırlıkta gerçekleşecek düşüş, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak metabolik hastalıkların oluşumuna ve döl verim performansının gerilemesine yol açmakta, süt verimi konusunda hayal kırıklığı yaşanmaktadır. Bu açıdan yetiştiricilerin buzağılamadan üç hafta öncesi ve sonrası olmak üzere, altı haftalık dönemde ineğin maksimum kuru madde tüketimini temin edecek şekilde besleme uygulamasına gitmeleri gerekmektedir.
İneklerde Su Tüketimi
Süt sığırları istedikleri her an bol suya ulaşabilmeli, önlerinde sürekli temiz ve içilebilir nitelikte su bulunmalıdır. Normal olarak, sığırlar günde 1-4 defa su içerler. Günlük süt verim miktarına, yemin kuru veya rutubetli olmasına ve çevre ısısına göre içilen su miktarı değişir. İnek sütünün % 87’si su olduğuna göre, çok süt veren hayvanların su ihtiyaçları çok fazla olup, günde bir defa su içerek veya hayvana bir teneke su vererek bu ihtiyaç karşılanamaz. Bu durumda hayvanlar süt verimlerini azaltırlar. Birçok işletme hayvanlara yeterli su sağlamadığı için eksik verim aldığının farkında değildir.
Günde 25-30 litre süt veren 600 kg ağırlığındaki bir süt ineğinin günlük su tüketimi 75-100 litreye kadar çıkabilir. Bu nedenle, süt inekleri istedikleri her an temiz ve içilebilir nitelikte suya ulaşılabilmelidir. Bu amaçla ahırda otomatik su sağlayan sistem planlanmalı, ayrıca, merada da hayvanlar için yeterli su imkânı sağlanmalıdır.