Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK Erzincan Dönem Sözcüsü ve Eğitimsen Şube Başkanı Hüseyin Taner kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin açıklanması ardından gelişen süreci değerlendirdi. Büro Emekçileri Sendikası BES temsilcisi Ersin Atalay ve Eğitimsen üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında bir açıklamada bulunan Başkan Taner paketin aksine bir tasarruf paketi değil faturayı emekçilere çıkarmayı hedefleyen bir kemer sıkma paketi olduğunu dile getirdi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK Erzincan Dönem Sözcüsü ve Eğitimsen Şube Başkanı Hüseyin Taner kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin açıklanması ardından gelişen süreci değerlendirdi. Büro Emekçileri Sendikası BES temsilcisi Ersin Atalay ve Eğitimsen üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında bir açıklamada bulunan Başkan Taner paketin aksine bir tasarruf paketi değil faturayı emekçilere çıkarmayı hedefleyen bir kemer sıkma paketi olduğunu dile getirdi. Konuya ilişkin ortak açıklama metnine ilişkin bilgilendirmelerde bulunan Başkan Hüseyin Taner şu ifadelere yer verdi; “Bu ülkenin emekçileri, üretenleri, bütçenin temel gelir kalemi olan dolaylı ve dolaysız vergileri en çok ödeyenleri olarak yeni bir saldırı paketi ile karşı karşıyayız. Açlık ve yoksulluk sınırları içerisinde yaşamamız yetmiyormuş gibi şimdi yeni bir saldırı dalgası ile cendere altına alınmak isteniyoruz.
Bu paketin IMF’in hazırladığı kemer sıkma paketlerinin bir kopyası olması dışında yeni hiçbir tarafının olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu tasarruf değil daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla güvencesizlik, daha fazla angarya çalışma paketidir. Emeğe ve emekçilere saldırı, sermayeye yeni kaynak paketidir.
Saldırı dalgasının daha büyük olduğu ve saldırının yeni paketlerle devam edeceğini ulusal ve uluslararası sermayenin sözcülerinden Hazine ve Maliye Bakanı Bakanının açıklamalarından anlıyoruz. Nitekim tasarruf paketinin açıklanmasının üzerinden bir hafta geçmeden bu kez de kamuda güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmaya yönelik, “Devlet Memurlarının Esnek Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı” çalışmalarına hız verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Paketin içeriğinde ne var ne yok diye baktığımızda söylediklerimizin ne kadar haklı olduğu daha iyi görülecektir.
Bu paket ile ne kadar tasarruf edileceğine dair net bir rakam telaffuz edilmese de 100-200 milyar TL arası olacağı tahmin edilmektedir.
Bütçede sermayeden almaktan vazgeçtikleri, yani kıyak yaptıkları miktara bakıyoruz tam 2 trilyon 200 milyar TL! Neredeyse 20 paket büyüklüğünde bir miktar!
Tasarruf paketi üç yılı kapsıyor. 2024-2026 dönemini kapsayan üç yıllık süreçte faiz için bütçeden 5 trilyon 358 milyar TL ödeme yapılacak ve böylece faiz giderlerinin bütçedeki payı yüzde 10,5’ten yüzde 14,3’e çıkacak.
Pakette savunma ve güvenlik harcamaları tamamen istisna olarak tutulmuştur. Barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, biz emekçiler daha da yoksullaşırken silah fabrikaları sahibi damatlar en zenginler listesinde giderek ön sıralarda yer almaktadır!
Paket ile kamu yatırımları daha da azaltılıyor. Oysa mevcut durumda kamu hizmetleri alanı ve kamu yatırımları özelleştirme politikalarıyla piyasaya açılması nedeniyle zaten alabildiğine sınırlanmış durumdadır.
2006 bütçesinde bütçe giderlerinden genel kamu hizmetlerine ayrılan pay %39,5 iken bu oran her yıl düşürülerek 6 Şubat depremi gibi büyük bir yıkıma rağmen 2024 bütçesinde kamu hizmetlerine ayrılan pay %29’a kadar inmiştir.
2016 yılı bütçesinden eğitim hizmetlerine ayrılan pay %17,8 iken 2023 bütçesinde %11,2 ile dip seviyeyi görmüştür.
Paket ile kamuya personel alımı emekli olanlarla sınırlanmakta, destek personel sayısı ise kademeli olarak azaltılmaktadır.
2024 yılı itibariyle Kamuda kamu emekçileri ve kamu işçileri toplamda 5 milyon 200 bin kamu personeli bulunmaktadır ve bu personel zaten toplam nüfusa hizmet verme açısından sayısal olarak oldukça yetersizdir. Kamu personelinin toplam istihdama oranı OECD ortalaması %18 iken Türkiye’de ise bu oran %13’tür. Başta sağlık ve büro hizmetleri alanı olmak üzere kamu personeli istihdamı yetersiz olduğu için iki personelin hatta bazen 3 personelin işini 1 personel yapmaktadır. Bu nedenle anayasadaki angarya çalışma yasağına rağmen birçok kamu işyerinde angarya çalışma oldukça yaygınlaşmıştır.
Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, resmi öğretmen açığı 68 bindir ve acilen 100 bin öğretmenin istihdam edilmesi gerekmektedir. 90 bine yakın ücretli öğretmen, günlük yevmiye usulü ile asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırılmaktadır. 700 binden fazla öğretmenin ataması yapılmamaktadır.
Bu ağır tabloya rağmen kamuda istihdamın emekli olacaklarla sınırlandırılması 85 milyonun sağlığının, gençlerimizin geleceğinin karartılması anlamına gelmektedir.
Değerli Basın Emekçileri,
Saldırı paketi ile savunma ve güvenlik hariç, en çok engellileri ve kadınları etkileyecek olan kamuda personel servis hizmeti toplu taşıma olan yerlerde kaldırılmaktadır.
Oysa 7. Dönem toplu sözleşmesinde, hem servis hizmetinin devam etmesi hem de servis hizmetinin sağlanamadığı durumlarda personele mesai günleri 1 gidiş, 1 geliş esas alınarak, ihtiyaç halinde birer de aktarma ücreti ilave edilen aylık toplu taşıma kartı verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu Hakem Kurulu kararı Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
Saldırı paketi ile anayasaya aykırı olarak toplu sözleşme mutabakat metninde yer alan ilgili hüküm ortadan kaldırılmaktadır. Bu durum açık hukuksuzluktur ve konfederasyonumuz konuyu yargıya taşıyacaktır.
Pakette yer alan konulardan biri de, lojman kiraları ve sosyal tesis ücretlerinin rayiç bedel üzerinden, yani piyasa koşullarına göre arttırılacağı hususudur.
Özcesi “kamuda tasarruf ve verimlilik paketi” diye sunulsa da adının aksine bir tasarruf paketi değil faturayı emekçilere çıkarmayı hedefleyen bir kemer sıkma paketidir. Dolayısıyla adı konmamış bir IMF programıdır.
İtibardan, faizden, Kamu Özel İşbirliği adı altında yandaş şirketlere garanti ödemelerinden, güvenlik harcamalarından, Saray harcamalarından vazgeçmeyen iktidar gözünü kamu hizmetlerine ve kamu emekçilerine dikmektedir!
Biz kamu emekçileri ve onların gerçek temsilcisi KESK olarak; saldırı paketine karşı bir mücadele hattı örme sorumluluğuyla hareket edeceğiz. Bu “Saldırı Paketine” karşı mücadele programının tüm emek ve meslek örgütleri ile ortak bir program ve mücadele hattında buluşturulması için çabalarımız sürecektir.
Mücadele programımız kapsamında yapacağımız eylem ve etkinliklerimizi “Yoksulluk, İşsizlik, Güvencesizlik Paketine Hayır! Emekçiler Tasarruf Paketi Altında Yürütülen Saldırı Politikalarına Sessiz Kalmayacak!” şiarı ile gerçekleştireceğiz. Saldırı paketine mücadeleyi yükselterek karşı koyacağız.
Bu vesileyle bir kez daha belirtiyoruz:
Kamudan tasarruf değil Saray harcamalarından tasarruf edilsin.
Vergide adalet sağlansın, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınsın.
Yandaşlara, “Beşli Çetelere” hazineden yapılan döviz garantili projelere, Kur korumalı mevduat soygununa son verilsin.
Bir dakikalık masrafı 2 emekli maaşına, bir aylık gideri iki büyükşehir belediyesi giderine denk olan Saray ve bağlı harcamaları kısılsın.
Kamu idarecilerinin kimi zaman özel gezileri için dahi kullandığı lüks uçak ve makam harcamalarına son verilsin.
Personel eksikliği giderilsin, personel alımında liyakati ortadan kaldıran, torpilin kapısını sonuna kadar açan mülakata ve siyasal kadrolaşmaya son verilsin.
Angarya çalışma yasaklansın, esnek ve uzaktan çalışma yönetmeliği hazırlıkları sonlandırılsın.
Gerçek ve özgür toplu sözleşme koşulları sağlansın.
Emeklilere insanca yaşayacakları maaş verilsin.”