Erzincanlı halk ozanı Âşık Daimi vefatının 39. Yılında mezarı başında türkülerle anıldı. Merhumun Karacaahmet Mezarlığında bulunun mezarı başında toplanan yakınları ve sevenleri dualar ederek mezarına çiçek bıraktı.
Erzincanlı halk ozanı Âşık Daimi vefatının 39. Yılında mezarı başında türkülerle anıldı. Merhumun Karacaahmet Mezarlığında bulunun mezarı başında toplanan yakınları ve sevenleri dualar ederek mezarına çiçek bıraktı. Sazıyla, sözüyle, dünya görüşü ve yaşam felsefesiyle zihinlerimizde ve yüreklerimizde bir efsaneye dönüşen Âşık Daimi şiirleri, türküleri ve deyişleriyle anılmaya devam ediyor. Âşık Daimi olarak bilinen Ozan İsmail Aydın 1932 yılında doğdu. Önce Erzincan iline bağlı Tercan, ardından Çayırlı ilçesine bağlı Karahüseyin köyünde yaşadı. Sivas yöresinde Âşık Daimi’nin ailesine Alibabaoğulları denildiği biliniyor. Âşık Daimi daha 4-5 yaşlarındayken ailesi, önce Tercan’a, sonra, Sivas’ın Kangal İlçesine, II. Dünya savaşı sıralarında da tekrar Tercan’a göç etti. Ozanımızın babası Musa Dede, annesi Selvi Ana’dır. Babasıyla annesi aynı zamanda amca çocuklarıdır. Âşık Daimi Dede ocağından gelen bir ailenin çocuğudur.
Âşık Daimi’nin ilk hocaları Potik ve Eyüp Dedelerdir. Erken yaşta saz çalması ve şiirler okumaya başlaması dedelik geleneğinde kutsal bir görev olmasındandır. Geleneklerden aldığı eğitimle beraber, kendisi gibi Ocaktan gelen hatta Dede olmak vazifesini de taşıyan Davut Sulari onun asıl ustasıdır. Davut Sulari ile tanışık olmaları da işte bu sebebi ise aynı Dede ocağından olmalarıdır. Âşık Daimi pir elinden bade içirildiğini söyleyen Badeli âşıklarımızdan birisidir. O da ustası Davut Sulari gibi rüyasında bade içerek mest-i elestlere karışan bir halk ozanıdır. Âşık Daimi’nin asıl ustası Âşık Davut Sulari ’dir. Yaklaşık 10 yaşında Davut Sulari’nin yanında çıraklığa başlayan Daimi, 2,5 yıl kadar birlikte dolaşarak geleneğe, şiire ve türküye ilişkin bilgisini pekiştirmiştir. Daimi ile birlikte yöre yöre dolaşan aşığımız bu bakımdan Gezgin Halk Ozanları geleneğimizi sürdüren ozanlardan biri olmuştur. Bu gezintileri esnasında çağdaşı olan çok sayıda ozanla tanışmak ve onlardan feyz almak olanağını bulmuş olmalıdır. Bununla birlikte Âşık Daimi’nin Âşık Veysel, Davut Sulari, Ali İzzet Özkan, Âşık Dursun Ceylani ile tanıştığını biliyoruz. Âşık Beyani, Mahzuni Şerif, Ekberi ondan yaşça küçük olduğu halde Âşık Daimi’nin beğendiği halk ozanlarıdır.
Âşık Daimi,1951 yılında sevdiği bir kız olan Gülsüm Hanımla evlenmiş, bu hanımından yedi çocuğu dünyaya gelmiştir. Askerlik görevini ise 1960 yılında Isparta da tamamlar. Askere gitmeden önce bir trafik kazasında babasını kaybeder. Bu olaydan sonra çocuklarının da eğitimini düşündüğü için Erzincan merkezine taşınırlar.
Özellikle bu yıllar, yörede duyulduğu ve sevildiği dönemdir. Aynı zamanda kendisinin de âşıklık geleneğini pekiştirmesini sağlamıştır. Erzincan’da iki yıl kaldıktan sonra İstanbul’a yerleşirler. 1962’den sonra yeniden İstanbul’a dönen Daimi ölümüne dek orada yaşamıştır. Geçmişi dolayısıyla Daimi Baba, Tercanlı Daimi gibi adlarla anıldı.
Önceleri usta malı türküler söyleyen Âşık Daimi daha sonra kendi deyişlerine ağırlık verdi. 1948 yılında “Bir seher vaktinde indim bağlara” dizesiyle başlayan ilk şiiriyle yüzlerce türkü kazandıran Âşık Daimi, TRT tarafından açılan sınavı kazanarak TRT belgeli halk sanatçısı olmuştur. İstanbul radyosunda sözleşmeli sanatçı olarak çalışırken aynı zamanda bir saz evi açmış bu saz evinde çok sayıda öğrenciye saz ve âşıklık dersi vermiştir.
İstanbul’a gelmeden önce Alevilik inancına ve kırsal kesimin zevkine uygun deyişler söyleyen Aşık Daimi Kente göçtükten sonra şiirlerinde kentli konulara sosyal sorunları ele alan deyişlere yönelmiştir. Halkı dolandıran kişilerden, geri kalmışlıklardan Doğunun sorunlarından köylülerin yoksulluğundan yurt dışında yaşayan göçmen Türklerin çektiği hasretlikten söz eden şiirlere ağırlık vermeye başlar. Yurt içi ve yurt dışı çok sayıda konsere katılan sanatçının dokuz yüzden fazla şiir yazmış olduğu sanılmaktadır.
Özellikle yaşamının son 20 yılında birçok genç ozanı etkilemiştir. Uzun yıllar birçok sanatçı ve ozana bağlama dersleri vermiştir. Türkiye ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde konserler vermiş, onlarca kaset ve plak doldurmuştur. Şiirlerinde sevgi, doğa ve her türden ayrımcılığı eleştiren, insan öğesini öne çıkaran konuları işlemiştir. Kızı Yadigâr Aydın Orhan tarafından hazırlanan Daimi’nin tüm şiirleri ve deyişlerinin toplandığı kitap “Âşık Daimi, Hayatı ve Eserleri” (1999) adıyla yayınlanmıştır. 17 Nisan 1983 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Mezarı İstanbul, Karaca Ahmet Türbesi yanındadır.
Çok sayıda plak ve kaseti bulunan sanatçının çok sayıda radyo programı olmuştur. Âşık Daimi’nin hayatı hakkında : “ Süleyman Zaman CAN Derinliklerin Ozanı Âşık Daimi Yaşamı, Felsefesi ve Şiirleri (ADİL ALİ ATALAY) YAYINLARI adlı bir eser yazılmış, Yadigâr Aydın Orhan tarafından hazırlanan Daimi’nin tüm şiirleri/türkülerinin toplandığı kitap, Âşık Daimi, Hayatı ve Eserler (1999) adıyla yayımlanmıştır.
Ozanımızın bazı serleri şunlardır; Âşıklar Neylesin Seni, Bir Gerçeğe Bel Bağladım Erenler, Bir Seher Vaktinde, Bugün Bize Pir Geldi Türkü Notası, Bunca Kahrı Bunca Derdi, Coşar Koç Yiğitler Coşar, Dostun Bahçesine Bir Hoyrat Girmiş, Ela Gözlü Pirim Geldi, Eşrefoğlu Al Haberi, Ey Şahin Bakışlım Bülbül Avazlım, Ezel Bahar Olmayınca, Felek İlen Şu Cihanı Bölüştü, Geçti Gitti Vatanına Yurduna, Gezip Şu Âlemi Seyran Ederken, Gitme Durnam Gitme (Kırklar Semahı), Gücenme Sevdiğim Açma Arayı, Ham Sofunun Gidişine (Zamana Bak Zamana).