Erzincan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği hayvan barınağındaki hayvanların olumsuz şartlarda bulunmasından şikayetçi. Hastalanan ve yaralanan hayvanların tedavilerinin yapılamadığını belirten ERDOHAY Başkanı Güler Öztürk yetkilileri göreve davet etti.
Erzincan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği hayvan barınağındaki hayvanların olumsuz şartlarda bulunmasından şikayetçi. Hastalanan ve yaralanan hayvanların tedavilerinin Erzincan’da yapılamadığını belirten ERDOHAY Başkanı Güler Öztürk, barınağa getirilen hayvanların sadece aşılarının yapılıp küpe takılarak gönderildiğini ve bunun yeterli olmadığını belirtti. Öztürk bu konuda yetkilileri göreve davet etti.
ERDOHAY Başkanı Güler Öztürk ile ERT ‘de gerçekleştirilen röportajda şu sorularımıza yanıt verdi:
SEMİH PEKER: Sokak hayvanları koruma derneği Güler Öztürk’le birlikteyiz. Şu anda Erzincan’da Sokak hayvanlarının durumu hakkında bilgi verir misiniz? Terzibaba yolu üzerindeki barınak faaliyette mi? Buradaki hayvanlara ne tür işlemler uygulanıyor? Bakımları yapılıyor mu? Bilgi verir misiniz?
GÜLER ÖZTÜRK: Öncelikle bizi buraya çağırdığınız için teşekkür ediyorum. Barınak aynen yerinde. Fakat şu an kısırlaştırma dışında hiçbir faaliyet yok. Hiçbir tedavi yok. Çünkü donanımlı bir klinik değil. Film aletleri yok. 3 veterinerimiz var 2 veteriner teknikerimiz var. Çünkü ellerinde bir imkân yok. Gelen yaralı için Erzincan çağrı merkezini aradığı zaman barınağa geliyor ama tedavi olmadığı için biz dernek olarak özel kliniğe kaldırmak zorunda kalıyoruz. Bunun maliyeti çok yüksek olduğu için ilanlarla, hayvanseverlerin yardımlarıyla bu maliyeti karşılayabiliyoruz. Bu nereye kadar gidecek onu da bilemiyorum.
SEMİH PEKER: Şu anda barınakta ne tür bir faaliyet yapılıyor.
GÜLER ÖZTÜRK: Şu anda sadece kısırlaştırma yapılıyor. Kısırlaştırılıyor, aşıları yapılıyor, küpesi takılıyor alıp sokağa bırakıyoruz. Şu an faaliyet bu. Ama hasta, yaralılar için bir tedavi yok. Bu nedenle Erzincan halkına sesleniyorum. Yaralı buldukları zaman, hasta götürdükleri zaman özellikle sahipli hayvanları oraya götürmesinler. Özel kliniğe götürsünler. Orada bir tedavi yok. Donanımlı bir klinik yok. Film aleti yok. Hiçbir şey olmadığı için bakılmayacak.
SEMİH PEKER: Peki siz dernek olarak gelen yaralı hayvanları kendi imkânlarınızla mı tedavi ediyorsunuz?
GÜLER ÖZTÜRK: Aynen. Kliniğe kaldırılıyor. Ben orada gönüllü olarak çalışıyorum. Saat 11’den 5’e kadar oradayım. Doyurma yapıyorum. Yaralı varsa geliyor. Tepki almasınlar diye mecburen getiriliyorlar. Adrese gidip alıp getiriyorlar. Ama tedavi olmadığı için ben onları özel kliniğe kaldırıyorum. Faturasını yayınlıyorum. Toplayabildiğim kadar eşten dosttan topluyorum. Toplayamadığımı kendi cebimden takviye ediyorum. Çok tasarruflu bir hizmet değil.
SEMİH PEKER: Peki orada herhangi bir tedavi işlemi uygulanamadığına göre buranın daha donanımlı, daha hijyen bir hale gelmesi gerekmiyor mu? Isınma vb.
GÜLER ÖZTÜRK: Tabii ki, defalarca Sayın Valimizin yanına da gittik. Belediye Başkanımıza da bunları ilettik. Ama hiçbir çözüm olmadı. Hiçbir çözüm üretmediler. Kalkacak diye düşünüyoruz, inşallah seneye kaldıracaklar. Kaldırmayacaklarsa tabii ki oraya ısınma lazım. Şu an kedi evimiz yok. Bütün adresten çıkan kediler ya yola çıkıyor eziliyorlar ya da köpek parçalıyor. Çünkü kedileri besleyeceğim yer yok. Sıcak bir yer yok. Bir sürü boş pedoglar var. Oralarda sıcak ortamlar yapılabilir.
SEMİH PEKER: Peki beslenmeleri nasıl?
GÜLER ÖZTÜRK: Şu ana kadar belediyeden bir torba mama gelmedi. Askeriyenin artığını veriyoruz. Tabii ki askeriyeden her zaman hayvanların yiyebileceği bir yemek gelmiyor. Mesela ıspanak geliyor, balık geliyor. Bunu her hayvan yiyemeyebilir. O an mamamız olmadığı için biz gönüllüler oraya temin ediyoruz.
SEMİH PEKER: Peki çöplük bölgesinde de bazı hayvanların olduğu hakkında bize bilgi geliyor. Siz gidip gördünüz mü? Dedikleri gibi hayvanlar orada da barınıyor mu?
GÜLER ÖZTÜRK: Barınıyorlar. Orada da hayvanların durumu kötü. Fazla yemek gelirse oraya da gönderebiliyoruz. Ama her zaman yemek gelmiyor. Bazen askeri sevkiyat olduğu zaman yemek gelmeyebiliyor. Bazen 3-4 gün yemek gelmeyebiliyor. Biz imkânlarımızla, hayvan severler olarak arabası olan arabasıyla kendi mamalarıyla gidiliyor ve onları besliyoruz. Suyunu vb. götürüyoruz.
SEMİH PEKER: Çöplükte mi besliyorsunuz?
GÜLER ÖZTÜRK: Evet çöplüğü de biz besliyoruz. Ama her zaman gidemeyebiliyoruz.
SEMİH PEKER: Oradaki hayvanların durumu nasıl?
GÜLER ÖZTÜRK: Kötü. Oradaki hayvanların durumu iyi değil.
SEMİH PEKER: Mesela?
GÜLER ÖZTÜRK: Uyuz var, ayağı kırık olan var. Sakat var. Yavrulamışlar ve oradaki kâğıt toplayan kardeşler bir yuva yapmışlar. Kendi imkânlarıyla orada çöpten ne buldularsa orada besliyorlar ama nereye kadar. Yani oradaki hayvanların durumu da kötü.
SEMİH PEKER: Peki sizin yetkililerden bir hayvan sever olarak isteğiniz nedir? Aynı zamanda yetkililerle birlikte Erzincan halkından isteğiniz nedir?
GÜLER ÖZTÜRK: Sayın Valimizden gelip barınağı gezmelerini istiyorum. Olayı yerinde görmelerini istiyorum. Eğer bu barınak başka bir yere kaldırılmayacaksa, pedogların tamir edilmesini istiyorum. En azından yaşlı hayvana bakabileceğimiz sıcak bir ortam olsun istiyorum. Sayın Belediye Başkanımızdan buraya mama alınmasını istiyorum. Her zaman askeriyeden yemek gelmeyebiliyor. Şu durumda bayağı yemek sıkıntımız var. En azından mama alsınlar yemek gelmediği zaman onlara verelim. Yetkililerden bunları istiyorum.
SEMİH PEKER: Erzincan halkına çağrınız nedir?
GÜLER ÖZTÜRK: Erzincan halkına çağrım; özellikle küpeli hayvanı bize şikâyet etmesin. Çağrı merkezini aramasınlar. Çünkü küpeli hayvanın kimseye bir zararı yok. Küpesi var. Aşıları yapılmış, kısırlaşmış. Hayvan uzakta bir yerde yatıyor. Lütfen. Erzincan halkından şunu rica ediyorum. Çağrı merkezini arayıp da onları oradan aldırmasınlar. Aldıkları zaman ya dağa bayıra gidiyor ya da çöplüğe gidiyor. Çünkü biz küpeli hayvanı tel örgü arkasında bir ömür tutamayız. Çünkü yazık. Onların yeri tel örgü değil. Zaten hayvan severler Erzincan’da çoğaldı.
SEMİH PEKER: Peki Erzincan’daki hayvan severler sizinle nasıl irtibat kuracaklar?
GÜLER ÖZTÜRK: Facebook adreslerimiz var. Telefonla ulaşıyorlar. Şikâyet olduğu zaman ulaşıyorlar. Mama bulamadıkları zaman ulaşıyorlar. Yani bütün bilgilerimiz var. Ellerinde bir akıllı telefon olduğu zaman rahatlıkla bize ulaşabilirler.
