Erzincan’ın güzide turistik mekânlarından biri haline gelen Ergan Kayak Pistinin yakınında bulunan Ergan köyündeki mera alanına yapılması planlanan Taş Ocağı Projesine köy halkının tepkisi devam ediyor. Bir doğa sporları alanı olmasının yanında heyelan riskinin bulunduğu belirtilen alanda daha önce ÇED gerekli değil kararı çıkmıştı. Ergan köyü halkı 28 Nisan 2024 Pazar günü konu hakkındaki şikâyetlerini dile getirmek üzere bir araya geldi.
Erzincan’ın güzide turistik mekânlarından biri haline gelen Ergan Kayak Pistinin yakınında bulunan Ergan köyündeki mera alanına yapılması planlanan Taş Ocağı Projesine köy halkının tepkisi devam ediyor. Bir doğa sporları alanı olmasının yanında heyelan riskinin bulunduğu belirtilen alanda daha önce ÇED gerekli değil kararı çıkmıştı. Ergan köyü halkı 28 Nisan 2024 Pazar günü konu hakkındaki şikâyetlerini dile getirmek üzere bir araya geldi. Alınan kararı dilekçe sunarak yargıya taşıyan Ergan köyü halkının mücadelesi başladı. Karayolları 16. Bölge Müdürlüğü yol inşaatında kullanmak üzere Erzincan’ın kentteki kayak pistine adını veren Ergan ile Yaylabaşı köyleri arasındaki 23 hektarlık mera alanında yılda toplam 350 bin ton kalker üretimi yapmak amacıyla taş ocağı açılmasına karar verilmişti. Proje sürecine tepki gösteren Ergan köyü adına muhtar Hasan GÜL; “Doğamızı, çevredeki hayvanları ve insanları riske atamayacağız. Bu alan taş ocağı için kesinlikle uygun değildir. Bu konuda yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyoruz.” İfadelerine yer verdi.
Pazar günü Ergan köyü halkı ile gerçekleştirilen toplantıya gönüllü Av. Ümit ALTAŞ beraberindeki CHP Erzincan İl Başkanlığı heyeti ile katılım sağladı. Gerçekleştirilen toplantıda projeye ilişkin şu detaylar dikkat çekti; “Taş ocağı madenlerinin insana ve doğaya zararları saymakla bitmez.Bu tür endüstriyel faaliyetler genellikle çevreye olumsuz etkileri olan faaliyetlerdir. İnsan sağlığına zarar verebilecek hava, su ve toprak kirliliğine sebep olabilirler. Ayrıca doğal yaşam alanlarının yok edilmesi ve ekosistemin dengesinin bozulması da bu tür faaliyetlerin sonuçları arasında yer alabilir.
Taş ocağı madenlerinin açılmasıyla beraber çevreye yayılan toz, duman ve kimyasal maddeler hava kirliliğine neden olabilir. Bu da solunum yolu hastalıklarına ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Aynı zamanda su kaynaklarının kirlenmesiyle de içme suyu bulunabilirliği ve kalitesi üzerinde olumsuz etkiler oluşabilir.
Doğada yaşayan canlılara ve bitki örtüsüne zarar verilmesiyle ekosistemde dengesizlikler meydana gelebilir. Bu da türlerin yok olmasına veya popülasyonlarının azalmasına sebep olabilir. Böylece doğal döngüde bozulmalar meydana gelebilir.
Bu nedenle taş ocağı madenlerinin açılması öncesinde detaylı bir çevresel etki değerlendirmesi yapılması, çevre duyarlılığının gözetilmesi ve gerekli önlemlerin alınması önemlidir. Sürdürülebilir yöntemlerle faaliyetlerin yürütülmesi ve çevrenin korunması sağlanarak doğanın ve insan sağlığının korunması önemlidir.”
Erzurum-Erzincan-Bayburt Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Mera alanı ve doğal karakteri korunacak alan” olarak gösterilen proje sahası köylülerin arıcılık ve tarım yaptıkları alanı kapsıyor. Bu alanla ilgili Mera Kanunu kapsamında ‘mera tahsis değişikliği’ bile yapılmasına gerek görülmeden hazırlanan taş ocağı projesi hakkında görüşü sorulan bazı kamu kurumlarından bazıları da olumsuz görüş bildirdi. Tüm bunlara karşın proje için “ÇED gerekli değildir” kararı alındı.
