Erzincan Barosu 13 Şubat 2024’te İliç altın madeninde meydana gelen facia hakkında yürütülen soruşturma hakkında açıklamalarda bulundu.
Erzincan Barosu 13 Şubat 2024’te İliç altın madeninde meydana gelen facia hakkında yürütülen soruşturma hakkında açıklamalarda bulundu. Erzincan Barosu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“13 Şubat 2024 Salı günü Erzincan ili İliç ilçesi Çöpler Köyü mevkiinde altın madeninde toprak kayması sonucu göçük meydana gelmişti. Siyanür ile ayrıştırma yapılan yığın liç alanında meydana gelen göçük sebebiyle 9 madencimizin göçük altında kaldığını büyük bir üzüntü ve kaygı ile öğrendik.
Sorumlular hakkında İliç Cumhuriyet Başsavcılığınca 2024/88 numaralı dosya üzerinden soruşturma başlatılarak bir kısım şüpheliler tutuklanmış, bir kısım şüpheliler hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmıştır.
Soruşturma aşamasında bir kısım şüphelilerin müdafiliğini Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. ‘nin sözleşmeli veya vekalet ilişkisi olan avukatlarca üstlenildiği öğrenilmiştir.
Savunmanın hiçbir şekilde zafiyete uğramaması, etkin, şeffaf ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesi elzemdir.
Meydana gelen faciadan birinci derece sorumlu, yapılacak cezai ve hukuki yargılamalar neticesinde bu hususları hüküm altına alınacak, maden ile alakalı pek çok davada müdahil olarak yer alan ilgili şirketin avukatlarının; şüphelilerin müdafiliğini yapması kanuna açıkça aykırıdır.
5271 sayılı CMK’nın, “Şüpheli veya sanığın birden fazla olması hâlinde savunma” başlıklı 152. maddesi ise; “Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir.” hükmünü içermektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile de avukata, aynı işte menfaati zıt olan bir tarafa vekâlet etmesi hâlinde, gelen işi reddetmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Türkiye Barolar Birliğince kabul edilen Avukatlık Meslek Kuralları’nın 35. maddesinde de “Avukat aynı davada birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul edemez.” kuralına yer verilmiştir.
Şüpheli veya sanıklardan birisinin savunulması ancak diğer şüpheli/sanıkların suçlanmasıyla sağlanabiliyorsa, çıkarların çatıştığı ve müdafilerinin değişik kişiler olması gerektiği belirtilmiştir.
Şüphelilerin sorumlu şirketin avukatlarını hukuki yardımından yararlanmaları, ortak müdafiden hukuki destek almaları savunmalarında zafiyet oluşturacağından; şüphelilerin adı geçen şirketle hiç bir bağı olmayan, ayrı avukatlar tarafından temsil edilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun 19.11.2013 tarihli ve 114 – 463; 08.06.2010 tarihli ve 35-140 ile 20.10.2009 tarihli ve 85-242 sayılı kararlarında da, birlikte suç işlediği iddia edilen sanıkların müdafiliğinin tek avukat tarafından üstlenilmesi ve birisinin savunmasının diğerinin savunmasına zarar verebilecek mahiyette olması hâlinde, bu durumun sanıklar arasındaki menfaat çatışması nedeniyle, bazı sanıkların savunmaları bakımından zafiyet oluşturacağı ve savunma hakkının sınırlanması sonucunu doğuracağı kabul edilmiştir.
İlgili mevzuat hükümleri bütün halinde değerlendirildiğinde şirketle vekalet ilişkisi olan avukatların, hakkında soruşturma yürütülen ve yürütülecek olan şüphelilerin müdafiliklerini yapmamaları kanuni zorunluluktur.
Şüphelilerin müdafiliğinin yargılamalar neticesinde sorumlu olacak şirket avukatlarınca yapılması, şüpheliler arasında menfaat çatışmasına sebebiyet vermesi ve şüphelilerin aynı müdafilerin hukuki yardımından yararlanmalarının savunmalarında zafiyet oluşturması nedeniyle, savunmalarının farklı ve ilgili şirketle hiçbir bağlantısı olmayan müdafiler tarafından üstlenilmesinin sağlanması gerektiği nazara alınmadan soruşturma yürütülmesi; 5271 sayılı CMK’nın 152, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38 ve Avukatlık Meslek Kuralları’nın 35. maddelerine aykırı olup bu durum AİHS’nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma ilkesini açıkça ihlal edecektir.
Bütün sorumluların yargı önünde hesap verebilmesi bakımından etkin ve şeffaf bir soruşturma yapılmasını, belirttiğimiz hususlarda gereğinin yerine getirilmesini; soruşturmanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı bildiririz.”