Ülkemizde bireysel silahlanmanın açtığı hatalar ve insan ölümlerindeki artış nedeniyle hem silah kullanımında hem de silah sayısında azalmaya gidilmesiyle birlikte bu riskin önüne geçilmeye başlandı. Ancak halen kaçak yollarla silah temin eden şahıslar tehlike saçabiliyor. Erzincan’da silah kullanımının az olduğuna dikkat çeken silah satıcısı esnaflardan Yaşar Baş artık silah alabilmek için birçok bürokratik engelin bulunduğunu belirtiyor.
Ülkemizde bireysel silahlanmanın açtığı hatalar ve insan ölümlerindeki artış nedeniyle hem silah kullanımında hem de silah sayısında azalmaya gidilmesiyle birlikte bu riskin önüne geçilmeye başlandı. Ancak halen kaçak yollarla silah temin eden şahıslar tehlike saçabiliyor. Erzincan’da silah kullanımının az olduğuna dikkat çeken silah satıcısı esnaflardan Yaşar Baş artık silah alabilmek için birçok bürokratik engelin bulunduğunu belirtiyor. Silahlı şiddet olaylarından alınan verilere bakıldığında en çok silah ile şiddet örneklerine kişiler arası tartışmalarda, kadın cinayetlerinde ve intiharlarda görülüyor. Ateşli silahlarla yaralanma ve yaralanma ile ölüm haberleri de az değil. Ülkemizde bireysel silahlanma sebepleri edinilen verilerle anlaşılmaya çalışılırken alınan önlemlerinde gözden geçirilmesi gerekiyor. Ülkemizde son yıllarda ruhsatsız silah kullanımında bir artış olduğu istatistiki verilere göre değerlendirildiğinde 2019 yılı itibarıyla 281 bin 605 suçludan 7 bin 78’i “ateşli silahlar ve bıçaklar sebebiyle işlenen suçlar” maddesinden hapiste yattığını görüyoruz. Son 10 yılın istatistiklerine bakıldığında ise ruhsatlı silahlarla işlenen suç sayısı 25 binin üzerinde olurken ruhsatsız ateşli silahlarla işlenen suç sayısı 159 bin civarında. Bu da gösteriyor ki ülkemizde ruhsatsız silah kullanımına talep daha fazla.
Erzincan’a geldiğimizde ise silah bölgesel politik yapıdan dolayı insanların bireysel silahlanmaya olan merakı biraz daha az. Erzincan’da daha fazla yabani hayvanlardan korunma amaçlı silahlanma durumları tercih edilebiliyor. Ancak son dönemlerde silah ile intihar ve öldürme gibi durumlarda hiç yaşanmamış değil. Erzincan’da silah satışı yapan esnaflardan Yaşar Baş silah kullanımında ortaya çıkan birçok sorun hakkında yaptığı değerlendirmeler de ise şu ifadelere yer veriyor; “Silah derken kategorilere ayırmak gerekir. Kurusıkı tabanca çeşitlerimiz var. Spor amaçlı av tüfekleri var. Yivli silahlar var. Çünkü av tüfekleri 2521 sayılı yasadan veriliyor. Tabanca ve yivli tüfekler 6136 sayılı yasadan veriliyor. Son 3-4 aydır yalnızca bir tüfek sattık. Sebebi ise bürokratik engeller. Önceden bir av tüfeği aile hekiminin raporuyla verilebilmekteydi. Şimdi aile hekimi hiç gereği yokken heyete gönderiyor. Tabii ki kimse heyete de girmek istemiyor. Neden? 580 tane soru veriliyor. Vatandaş bundan kaçıyor. Ben yapmam diyor. Bu silahı da teslim ederim diyor. Şu an bana bu bürokratik engellerden dolayı 4-5 tane tüfeği getirip hediye eden müşterilerim var. Alın ne yaparsanız yapın üzerimizden düşürün diyenler var. Hurdaya ayırtanlar var.
Bürokratik engeller kaçak silaha yönlendiriyor
“5000 bin TL üzerinde vergi borcu olana resmi olarak zaten ruhsat verilmiyor. 5 milyon vergi borcu olup da 5 milyonluk daire veya araç alabiliyorsunuz ama 5 milyon vergi borcu olan kendini savunmak için bir silah alamıyor. Bu yüzden yetkililerden bu düzenlemenin gözden geçirilmesini vatandaşın savunma talebini gözden geçirmesi gerekiyor. Zaten avcılıkla uğraşan birçok vatandaşımızın tüfeği var. Ama dağda yaylacılık yapan, tarımla uğraşan birçok insan özellikle yabani hayvanlardan örneğin arıcılar çok rahatsız. Bundan dolayı savunma amaçlı tüfek almak istiyorlar ama bu bürokratik engeller bence vatandaşımızı kaçağa yönlendiriyor.”
Bir vatandaş hangi gerekçe ile silah alabiliyor
“Sağlık sorunu olmayan, adli yönden herhangi bir soruşturması veya cezası olmayan, sicili temiz olan vatandaşlarımız bu imkânlardan faydalanabilir. Yasaların öngördüğü çerçevede. Ama dediğim gibi vatandaş her türlü şeye haiz fakat bir şekilde esnaf vergi borcu var. Ondan dolayı silah alamıyor. Adamın yaylada birçok hayvanı var. Ancak mesela bu mevsimde ayı tatlı ihtiyacını gidermek için bağ ve bahçelere dadanabiliyor. Bu esnada vatandaşın yapacak pek bir şeyi kalmıyor. Ya bu soruna bir çözüm bulunmalı ya da vatandaşın kendini savunması için bir imkân verilmeli.”
Bir hayvansever gözüyle bakınca öncelikle ne düşünmeliyiz?
Hiçbir yabani hayvan sıkışmadıkça saldırmaz. Hayvanın yanında yavrusu vardır onu korumak için saldırabilir. Ama sıkışmadıkça hayvan hiçbir insana saldırmaz. Ama hayvan aç olduğu zaman sonuçta yavrularını doyurmak için geliyor senin 1 yıldır harcadığın bir emeği örneğin arılığı paramparça edebiliyor. Mesela adamın bir tane tosunu, danasını öldürebiliyor. Bugün bir dana 20-25 bin lira. Bu açıdan da bakmak gerekiyor. Eğer korumaya alınmış yabani hayvanlar var ise devlet buna bir çözüm bulmalı. Bu hayvanın dağda tatlı ihtiyacını giderebilecek çözümler aramalı. Saldırmaması için doğal yollarla yemleme yapılmalı. Beslenme hayvanın doğasında var.
Yorgun mermi nedir?
“Şu ana kadar Erzincan’da ben yorgun mermi olayına şahit olmadım. Aynı zamanda ben bilirkişiyim. Sonuçta yaşamın doğasında her türlü risk mevcuttur. Bugün aracınızla giderken de herhangi bir ölüm olayı yaşanabilir, kaza olayı yaşanabilir veya hiç haberiniz yokken bir yerden bir şey fırlayıp zarar verebilir. Düğünlerde toplu bulunan yerlerde atış yapılmaması gerekir. İnsanlar eğlenceyi başka yollardan aramalı. Bilinçli bir toplum olmadığımız için sonuçta bunların önüne geçemiyoruz. Artık düğünlerde kurusıkı kullanılıyor. Artık gerçek mermiyi kimse kullanmıyor. Tüfeklerle atılan ses mermileri üretildi. Sadece ses yapabiliyor. Bunun haricinde öyle düğünde özellikle gerçek mermi atılan bir düğün görmedim. Kurusıkı tabancalarda ise 1 metre mesafe kuralı var. Kurusıkı 1 metre mesafeden tabii ki zarar verir. 1 metrenin ötesinde herhangi bir zararı yok. Sadece ses amaçlı.”
