8 Mart Dünya Kadınlar Günü Erzincan genelinde düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Etkinlikler kapsamında Türk Kızılay Erzincan Şubesi Genç Kızılay Gönüllülerince düzenlenen Kadınlar Günü Programına çok sayıda gönüllü ve öğrenciler katıldı. Başta Genç Kızılay İl Başkanı Şerife KAYA olmak üzere Erzincan’daki hayat öykülerini ve başarı hikâyelerini katılımcılarla paylaşan Girişimci Fatma BALLI, ERT Şah Medya Muhabirimiz Gazeteci Çiğdem TURAN, Yazar Fatma ŞAHİN ve Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül AYDIN 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Erzincan genelinde düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Etkinlikler kapsamında Türk Kızılay Erzincan Şubesi Genç Kızılay Gönüllülerince düzenlenen Kadınlar Günü Programına çok sayıda gönüllü ve öğrenciler katıldı. Başta Genç Kızılay İl Başkanı Şerife KAYA olmak üzere Erzincan’daki hayat öykülerini ve başarı hikâyelerini katılımcılarla paylaşan Girişimci Fatma BALLI, ERT Şah Medya Muhabirimiz Gazeteci Çiğdem TURAN, Yazar Fatma ŞAHİN ve Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül AYDIN 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı. Erzincan Belediyesi Nikâh Salonunda düzenlenen programa Erzincan Belediye Başkanı Bekir AKSUN, eşi Ürküş AKSUN ve yönetim ekibi de katıldı. Program Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Ardından kürsüye gelerek bir konuşma yapan Erzincan Belediye Başkanı Bekir AKSUN şu ifadelere yer verdi; “8 Mart Dünya Kadınlar Gününde öncelikle gününüzü kutluyorum. Kadın, Türk toplumunda Türk İslam kültüründe ait olduğu alan herkes tarafından bilinmekte. Türklerin töresinde Hakan’ın yanında, en önemli etken, etki eden hanımefendi Cengiz Han ifade etmiş; “Ben sizin Han’ınızım” hanımını da işaret ederek; “O da benim Hanım” diye.
Onun için biz töre olarak, kültür olarak kadına verdiğimiz değer her zaman şanla şerefle ifade edilen, iffet abidesi ve onların ait olduğu o değeri koruyabilmek için canını feda edebilen bir anlayışla sürdürülerek gelmiştir. Bugün de aynı anda iş devam etmektedir. Hanımefendilere, Türk kadınına verilen yetkiler son zamanlarda artırılarak devam etmekte. Seçme seçilme hakkı artık çok gerilerde kaldı. Yeni dönemlerde artık iş dünyasından, eğitim dünyasına kadar her alanda kadının etkin olduğunu, etkin olması gerektiğini de hep ifade ediyoruz ve seçilme hakkını kullanırken önceliği tanınan bir bireyler halindesiniz.
Onun için siz de toplumun hem sigortası, hem geleceğisiniz. Sizleri yetiştireceği evlatlar topluma hükmedecek. Geleceği belirleyecek ve şekillendirecek. Onun için anne adayı olan, anne olan siz hanımefendiler, aslında toplumdan ileri başarabildiğinizi, yetiştirdiğiniz çocuklarla tescillemiş oluyorsunuz. İyi bir çocuk yetiştiğinde ailenin anaerkil çocuklarına baktığınızda gerçekten toplumla uyumlu, barışık, merhameti yüksek, adalet duygusu gelişmiş bireyin olarak görülmekte. Onun için sizlerin değeri bizim için paha biçilemeyecek kadar kıymetli. Ve biz Erzincan Belediyesi olarak kadının yerinin her zaman baş üstünde olduğunu biliyor selam ve saygılarımı sunuyorum. İyi ki varsınız.”
Ardından Erzincan’da her alanda yürüttükleri aktiviteleri ve çalışmaları gösteren Genç Kızılay Erzincan Gönüllüleri tanıtım videosu izlendi. Slayt gösterisi ardından Türk Kızılay çalışmalarında Erzincan’da Türkiye’nin en geniş ve en katılımcı gönüllüler ekibini oluşturan Genç Kızılay Erzincan İl Başkanı Şerife KAYA bir konuşma gerçekleştirdi. KAYA burada yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “8 Mart Kadın Hakları bugünlere nasıl geleceğinin hatırlanmasını sağlayan özel bir gündür. Kadınların eşitlik, özgürlük ve daha iyi yaşam şartları elde etme yolunda verdikleri mücadelenin birer simgesidir. Üstlendiği birçok rol ile günümüz çağdaş medeniyetin oluşmasında büyük katkı sağlayan kadınlar, tarihimizin her döneminde demokratik kuruluşuna yönetimine kadar her kademesinde yerini almış ve gereken saygıyı görmüştür.
Kurtuluş Savaşı’nda bağımsızlığımız için, erkeğinin yanında cepheden cepheye koşan Türk kadını Cumhuriyetle birlikte toplumsal yaşamdaki yerini güçlendirmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır. Büyük Türk kadınının çalışmamıza ortak kılmaktır.” sözleri Türk kadınında olması gerekenleri akıllara kazımıştır. Kültürümüzde kadının yeri her zaman el üstünde tutulmuş, gereksinimlerin sağlanması adına kadına her daim olanaklar eşit şekilde sunulmuştur. Dünya görüşünün korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınların da eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak sağlaması şarttır. Dünya genelinde, Kadın hakları alanında son yıllarda önemli gelişmeler sağlansa bile kadınlar açısından birçok sorun çözülebilmiş değildir. Bütün kadınların toplumda hak ettikleri saygın yeri alması, bireysel haklarına sahip çıkmaları ve yaşadıkları sorunların çözümünde etkin öğrenmesi bakımından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü önemli bir farkındalık oluşturmaktadır. Çalışkanlığı ve iletişimiyle her zaman ailesine ve toplumuna önemli katkılar kazanan kadınları hayatın her alanında etkin bir şekilde görmek ancak ve ancak gurur ve sevinç kaynağı olarak görülebilir.
Camiamızın Bir kadın yöneticisi olarak anne ve babaları kız çocuklarımızın eğitimine gereken önem vermelerini, kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanda daha da yüksek düzeyde yer almaları amacıyla yapılan her türlü çalışmalar artarak devam etmesini temenni ediyor, özgüveni, sevginin ve şefkatin kaynağı tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Değerli konuklar sözlerimi bitirirken bu önemli günde bizimle birlikte olan, desteğini sunan Şube Başkanımız Volkan Burak MUMCU’ya, Şube Yönetim Kurulu üyelerine, Şube Müdürümüze katkılarından dolayı ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.”
Ardından konuşmalarını yapmak üzere kürsüye gelen ERT Şah Medya muhabirimiz Çiğdem TURAN yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Ben bir gazeteciyim. Öncelikle bana bu fırsatı verdiği için Genç Kızılay Erzincan Gönüllerine ve değerli Başkanı Şerife KAYA’ya çok teşekkür ediyorum. Tabii şu an gördüğüm manzara gerçekten beni çok eskilere götürüyor. Neden diyecek olursanız. Biz gençliğimizin en radikal dönemlerini yaşadık. Bizim şu an görmek istediğimiz manzara 30 yıl önceki ülkümüzdü. Okumuş, kendini geliştirmiş, üniversiteli teknoloji çağına iyi kavramış, kesinlikle çağın gereklerini yerine getirebilen, yardım kabiliyeti ve becerisi yüksek, kadın ve erkeklerin ve aynı zamanda özellikle gençlerin bir arada bulduğu, bulunduğu böylesi bir ortam. O yüzden sizlerin bu katılımınızı çok anlamlı buluyorum. Burada bir hayalimizin gerçekleştiğini görüyorum. Şu an hepimiz daha güvenli ve daha huzurlu bir ülkede ve bir aradayız. Bunu çok iyi görebilmek gerekiyor.
Öncelikle Türk kadını dediğinizde aklımıza daha çok tarih boyunca yürüttüğü mücadelelerle örnekler sergilemiş kadın hikâyeleri geliyor. Bu örnekler bize bir tarih, bir miras bırakmıştır. Tarihte Türk kadını hep savaşlar içinde olmuştur. Hep bir mücadele içerisinde olmuştur. Eli mutlaka bir ok tutmuştur. Bir mızrak tutmuştur. Balta tutmuştur. Yemeklerini bugünkü küçük mutfaklarda değil, büyük kazanlarda pişirmiştir. Büyük bir kitleyi doyurabilme kabiliyetini kazanmıştır. Aç olanın peşine düşmüştür. Tok olanla da bölüşmüştür. O yüzden bizim şu anki kabiliyetlerimiz azımsanmayacak kadar güçlüdür. Kendimizi Türk kadını olarak değerlendiriyorsak bu aldığımız miras ve yolda yürüdüğümüzde ne kadar iyi tutunduğumuzdur.
Tabii bir kadın gazeteci olarak bizimde yaşadığımız bazı sıkıntılar var. Bunu bir örnekle ifade etmek istiyorum. 7 Ekim tarihinden itibaren İsrail işgalci devletinin Filistin halkı üzerinde yaşattığı vahşet ve o vahşette, o katliamda, o soykırımında gerçekleri daha doğru bir şekilde dünyaya yansıtılması için çalışan onlarca basın mensubu yaşamını yitirdi. Şimdi biz orada 100’den fazla gazeteci meslektaşımızı kaybettik. Arasında şu kadar kadın vardı demiyorum. Neden demiyorum? Çünkü bizim bir habere gittiğinizde oradaki bütün şartlar eşit. Hani bazen sen erkeksin daha iyi yaparsın deniyor ya o olmuyor. Mümkün değil. Her habere gittiğimizde ona uygun ve en iyi şekilde fotoğraf karesini almak durumundasın. En iyi bir şekilde görüntülemek durumundasın. En iyi bir şekilde bunu kamuoyuna bildirmek durumundasın. O yüzden yürüttüğümüz bu meslek tehlikelerle dolu bir meslek. Burada anlamamız gereken şu var. Her meslekte olduğu gibi bir medya sektöründe de iş güvenliği sorununu çok iyi görebilmemiz lazım. İş güvenliği derken burada sadece karşılaştığımız birebir yönelimler, saldırılar veya tehlikelerden bahsetmiyoruz. Erkek ve kadın ilişkisi ve kadına olan yaklaşımlarda bunun içerisine giriyor. Çoğu zaman pozitif ayrımcılıktan uzak bir durum yaşıyoruz. Sosyal alanlarımız daralıyor ve çoğu zaman kendi özel hayatımızdan büyük tavizler veriyoruz. O nedenle medyada olsun, diğer alanlarda olsun kadının çalışma koşullarının düzeltilmesi gerekiyor.
Bu anlamda 8 Mart haklı bir mücadelenin günü. Bu haklı mücadelelerinde başta Kahraman Türk Kadınının, annelerimizin, kadın arkadaşlarımızın ve burada bulunan genç kadınlarımızın bu güzel günlerini kutluyor, başarılar diliyorum.”
Daha sonra programda Genç Kızılay Erzincan Gönüllülerince toplumumuzda yanlış telaffuz edilen kelime, cümle ve anlamların çağdaş Türk toplumuna uygun bir şekilde ifade etme şekillerini anlatan bir video yayınlandı. Videonun ardından bir konuşma yapan Erzincanlı Kadın Girişimci Fatma BALLI şu ifadelere yer verdi; “Genç Kızılay Derneği’nde de böyle bir etkinlikler bana fırsat verdikleri için çok teşekkür ederim. Benim hikâyem hakkında küçük bir mutfakta başlıyor. Bundan 9 yıl önce eşimle beraber bugünlere geldik. Önce 2 kişiydik şu anda 40’tan fazlayız. Çalışanlarımızın %99’u kadın. Bizim hikâyemiz küçük bir mutfakta börekle başladı. Eşim özel bir şirkette çalışıyordu. Sobalı bir evde büyük kızım 6 aylıkken bu işe başladım. İyi ki başlamışım. Şimdi birçok hayata dokundum. Kadın olmak, ne olursa olsun yılmamaktır. Hani derler ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Biz eşimle bugüne kadar hep birbirimize destek olarak geldik. Benimki de şöyle bir şey. Her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır. Allah razı olsun. Hayatta çalışmak gibisi yok. Şu andaki gençlerimiz çok azimli ve istekliler. Onlara da iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Denedim, yaptım, yine olsa yine yaparım, tekrar yaparım ve iyi ki yapmışım.”
Ardından bir konuşma yapan Yazar Fatma ŞAHİN şu ifadelere yer verdi; “Ben bir yazarım. Bu yazar kelimesini kendime çok böyle mal etmesem bile evet yazıyorum, çiziyorum ve sizlere sunuyorum. Öncelikle Cumhuriyetimizin 100. yılında böyle genç insanlar sadece kadın değil, burada genç insanlar gördüğüm için ve o gözlerindeki umut, ışık onları gördüğüm için çok mutluyum. Çünkü Atatürk’ün bize vermiş olduğu emaneti en iyi şekilde taşıyacağımıza ve bir yüzyıl daha aynı şekilde de götüreceğimize inanıyorum.
Benim babamın büyük bir kütüphanesi vardı ve ben o kütüphanenin içerisinde kitapların içerisinde, kitap kokusuyla büyüdüm. Önce bunu algıladım ya da algılayamadım. Ama yıllar sonra ben anladım ki o kitap bulunan oda benim geleceğimmiş bunu anladım. İlkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra Erzincan merkeze yerleştik. Ben içine kapanık bir kızdım. Güvenli alanından çıkmayan, konuşmayı sevmeyen, duygu ve düşüncelerini ifade edemeyen pasif bir insandım. Lisede Rehber Hocam Necdet Hoca’nın sayesinde sadece şunu söyledi; “Not tut!” “Hiçbir şey aklına gelmiyorsa dahi kâğıdı al karala!” Ama ben bir dönem sonra o karaladığım şeylerin benim çıkaracağım kitabın altyapısını oluşturduğu fark ettim. Biz şu anda üniversitelerde altyapı çalışmaları yaparak çocukların gelişimiyle ilgili kitaplar yazıyoruz. Eğitimlere gidiyorum, seminerlere gidiyorum, kendi işimi, mesleğimi yapıyorum. İnsanlarla iletişim halindeyim. Ben tekrar 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüzü kutluyor, teşekkür ediyorum”
Ardından bir konuşma yapan Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül AYDIN şu ifadelere yer verdi; “Dünyada her şey çok çeşitli. Hatta bireyler arasında binlerce sayısız fark var. Belki en belirgin fark kadın ve erkek olmak üzerine. Bu toplumsal yaşamda farklılıklara, eşitsizliklere, dezavantaja dönüştüğünde de bunun adına toplumsal cinsiyet diyoruz. Kadınlar mücadele ediyor. Bugün kız çocukları her açıdan daha mücadeleci. Bu onların kodlarında mı var, toplumsal olarak mı inşa ediyoruz. İşte bu zaten olayın zor kısmı. Akademisyen bir kadın olarak birçok zorluk aştık. O nedenle bir akademisyen olarak kadınların daha pozitif olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadın hep düşünerek karar verir, düşünerek çalışır. Evini düşünürken de hep en iyisini yapmaya çalışır. Hepinizin düşünerek daha iyisini yapacağınız inancıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüzü kutluyorum.”
Türk Kızılay Erzincan Şubesi Genç Kızılay Gönüllülerince düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü programı plaket takdiminin ardından sona erdi.