Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğini yaptığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı sorumluluğunda 17 – 20 Ağustos 2021 tarihinde 15. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF) gerçekleşti. Fuarda savunma sanayinin silahları, araç, gereç ve ekipmanlarıyla gurur verici bir tablo oluştu.
Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğini yaptığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı sorumluluğunda 17 – 20 Ağustos 2021 tarihinde 15. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF) gerçekleşti. Fuarda savunma sanayinin silahları, araç, gereç ve ekipmanlarıyla gurur verici bir tablo oluştu.
Fuarda Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM), Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE), Marmara Araştırma Merkezi (MAM) ve Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (UZAY) tarafından geliştirilen yerli ve milli ürünleriyle yerini alan TÜBİTAK, savunma sanayiine ivme kazandıracak stratejik iş birliği anlaşmalarına da imza attı.
Türkiye ve dünyadaki savunma sanayii devlerinin en önemli buluşma platformu olan IDEF’21, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Güçlendirme Vakfı Genel Müdür Vekili Sadık Piyade’nin açılış konuşmalarıyla kapılarını açtı.
17-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleşen IDEF’21’de 1.238 firma bir araya geldi. Fuara 83 ülkeden 169 heyet, 613 heyet üyesi ve 28 Bakan katıldı.
“IDEF, Savunma Sanayiinde Kendisine Küresel Bir Yer Edindi”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı Açılış Töreni’ndeki konuşmasında, kendi alanında önemli bir dünya markası haline gelen fuarın 15’incisinin ülke ve katılımcı firmalar için hayırlara vesile olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişi 1993 yılına kadar giden ve iki yılda bir yapılan fuara katılımın sayı ve nitelik olarak sürekli artmasının ülkenin savunma sanayisinin başarısının ifadesi olduğunu dile getirerek, “Burada imzalanan anlaşmalar ve protokoller, fuarımızın savunma sanayi alanında artık kendisine küresel bir yer edindiğine işaret ediyor. IDEF’21’i işte böyle bir iklimde gerçekleştiriyoruz. Fuarımız gerek açılışa iştirak eden misafirlerimiz gerekse katılımcı firmalar bakımından bugüne kadarki en zengin görünümüne sahiptir” diye konuştu.
Bir önceki fuara 1061 firma ve temsilcinin katıldığını, bu defa 1236 firma ve temsilciyle fuarın düzenlendiğini anlatan Erdoğan, aynı şekilde ziyaretçi sayısının da bir önceki fuardaki 76 bin rakamını aşacağını ümit ettiğini söyledi. Erdoğan, burada yapılacak görüşmelerin, kurulacak iş birliklerin, imzalanacak anlaşmaların hayırlı olmasını dileyerek, şöyle devam etti:
“Milli Savunma Sanayiimiz Geliştikçe Dünya Barışına Katkımız Artacak”
“Türkiye savunma sanayiinde geliştirdiği her türlü imkânı ve kabiliyeti dostlarıyla paylaşmaktan memnuniyet duyan bir ülkedir. Biz asla savunma sanayi konusundaki münasebetleri sıradan bir ticari ilişki olarak görmedik, görmüyoruz. Bölgemizde ve dünyada barış, istikrar, güven ikliminin tesisinin savunma sanayiinde adil bir dengenin kurulmasına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Dünyanın en büyük savunma paktı NATO’nun önde gelen üyesi olarak milli savunma sanayimizi geliştirdikçe bölge ve dünya barışına vereceğimiz katkının da artacağına inanıyoruz. Savunma harcamalarımızı ve araştırma geliştirmeye ayırdığımız kaynakları dengeli bir şekilde artırarak bu doğrultuda üzerimize düşenleri yerine getirmenin gayreti içerisindeyiz. Fuarımızda milli imkânlarla geliştirdiğimiz pek çok ürünün yer alması bu konuda kat ettiğimiz mesafenin ispatıdır. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu tablo daha da gelişerek devam edecektir.”
“Savunma sanayinde adeta bir devrim gerçekleştirdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 19 yılda diğer pek çok alan gibi savunma sanayinde de adeta bir devrim gerçekleştirdiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türk savunma sanayiinin dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla çıktığımız bu yolda hamdolsun çok iyi bir noktaya geldik. Mesela 2002 yılında ülkemizde sadece 62 savunma sanayi projesi yürütülüyorken günümüzde bu sayı 750’yi geride bırakmıştır. Bu projelerin bütçeleri de 5,5 milyar dolar düzeyinden 75 milyar doların üzerine çıkmıştır. Sektörde faaliyet gösteren firma sayımız da 56’dan 1500’e ulaşmıştır. Firmaların yıllık ciroları 1 milyar dolardan 11 milyar dolara kadar yükselmiştir. Savunma sanayimiz artık dünyada ilk 100 listesine giren ana yüklenicileri, gelişmiş kabiliyetlere sahip alt yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, üniversiteleri sayesinde geniş bir yelpazede kendi özgün ürünlerine sahip hale geldi. Tüm bu gayretlerin neticesinde savunma sanayiinde dışa bağımlılığımızı yüzde 80’ler seviyesinden yüzde 20’ler seviyesine indirmeyi başardık.”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank TÜBİTAK Standında Konuştu
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF 2021) son gününde TÜBİTAK standını ziyaret etti. Varank, sergilenen ürünleri yakından inceleyerek yetkililerden bilgi aldı. Bakan Varank, TÜBİTAK BİLGEM ve ASELSAN tarafından gerçekleştirilen Çakıl Milli İşlemci Projesi’nin Türkiye’nin ilk yerli ve mili olarak tasarlanmış işlemcisi olduğunu belirtti. Bakan Varank, şunları söyledi: “Ülkeler başka ülkelere özellikle savunma sanayinde kullanmak üzere bu işlemcileri vermiyorlar. İşte biz de ASELSAN’la beraber Savunma Sanayi Başkanlığının desteklediği bir projeyle TÜBİTAK BİLGEM olarak ilk işlemcimizi tasarladık ve üretimini yaptırdık. Normalde bu süreçler çok uzun süreler alıyor. Tasarladığınız işlemcinin ilk üretimde çalışması nadir rastlanan hususlardan bir tanesi ama biz burada iş birliği sayesinde TÜBİTAK BİLGEM’in ASELSAN’la beraber geliştirdiği işlemciyi, ilk üretimde çıkan ürünleri kullanabiliyoruz, çalıştığını görebiliyoruz. Tabii bu bizim bir gurur projemiz. Bundan sonra savunma sanayi alanında bu tip ürünlerde bağımlılığımızı çok daha azaltmış olacağız.”
Terahertz (THz) Gerçek Zamanlı Yolcu Görüntüleme Sistemi Projesi
Bakan Varank, Terahertz (THz) Gerçek Zamanlı Yolcu Görüntüleme Sistemi Projesi’nin de TÜBİTAK’ın geliştirdiği bir sistem olduğunu anımsatarak, “Burada özellikle gümrük kapılarında, üzerinde yabancı cisim taşıyan insanların tespit edildiği bir sistem. Bu ürünü ilk olarak TÜBİTAK MAM geliştirdi. Daha sonra bunun seri üretimi için ASELSAN ile iş birliği yaptık” dedi. Varank, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak TÜBİTAK gibi kurumlarımızda hedeflediğimiz işler bunlar. Biz ileri teknoloji gerektiren ürünleri geliştirip bunları seri üretimini Türkiye’deki firmalarımızda yapıp bunları ticarileştirmeye çalışıyoruz. Terahertz sistemi de onların en güzel örneklerinden bir tanesi” diye konuştu.
IDEF21’de TÜBİTAK Gücü
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, fuarın bu yıl pandemi koşullarında gerçekleştirildiğini, savunma sanayiinde teknoloji ve ürün geliştiren tüm kurumların fuarda olduğunu, TÜBİTAK’ın da IDEF’21’e SAGE, BİLGEM, MAM ve UZAY enstitüleri ile oldukça güçlü bir şekilde katıldığını ifade etti. Ülkemizin savunma sanayiindeki son yıllarda yaşanan hızlı gelişime dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, “Savunma sanayiindeki yerlilik oranımız yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıktı. Burada kazandığımız özgüven, öz yeterlilik ve sorumluluk, bizi diğer alanlarda kuvvetli kılıyor. Türkiye artık savunma alanında kendi kendine yeten, hem bölgesinde hem küresel olarak lider konumuna çıkan bir ülke. Teknolojiyi kullanan değil, teknolojiyi transfer ederek üreten değil artık teknolojiyi tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülkeyiz” diye konuştu.
“Savunma Sanayiindeki Kazanımımızı Sivil Teknolojilere Taşıyacağız”
Savunma sanayiinin Türkiye’nin artık lokomotifi olduğunu belirten Prof. Dr. Mandal, ülke olarak bu alanda elde ettiğimiz kazanımların hızlı bir şekilde ihtiyaç duyduğumuz ve ülkemizin rekabet edebileceği boyuttaki diğer alanlara taşınacağını ifade etti. Prof. Dr. Mandal, “Bizim önümüzdeki hedef bu teknolojilerin çarpan etkisini diğer alanlarda kullanılabilir hale getirmek. Ülke olarak hem bölgesel hem küresel güç olma boyutunda elde ettiğimiz deneyimi çok daha sivil teknolojilere taşıyacağız. Sağlık, enerji teknolojileri, iklim değişikliği odaklı süreçlerde teknolojiye ihtiyacımız artacak. Bu güne kadar elde ettiğimiz kazanım savunma gibi görünse de bunu hızlı bir şekilde ihtiyaç duyduğumuz ve ülkemizin rekabet edebileceği boyuttaki diğer alanlara taşıyabileceğiz” diye konuştu.
“2 Yıl Önceki Anlaşmaların Sonuçlarını Burada Gördük”
Fuar süresince yurtdışı görüşmeler yapıldığını, ülkemizdeki kurumlarla iş birliklerinin başlatıldığını ifade eden Prof. Dr. Mandal, “2 yıl önce imza attığımız anlaşmaların sonuçlarını görüyoruz şu an. Bu sene 10 yeni anlaşma imzaladık. Bunlar bizim için çok kıymetli” dedi. IDEF’21’de pek çok anlaşmaya imza atıldığını kaydeden Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın geliştirdiği teknolojilerin hem KOBİ ölçeğindeki firmalara hem de büyük firmalara transfer edildiğini belirtti. Eskiden firmaların gerekli teknolojileri kendilerinin geliştirdiğine ya da dışarıdan tedarik ettiğine işaret eden Prof. Dr. Mandal, “Teknolojinin derinliği arttıkça TÜBİTAK’a ihtiyaç artıyor. Geçmiş yıllardaki IDEF fuarlarıyla karşılaştırıldığında, bu yıl çok daha fazla sayıda iş birliğine imza attık. Bu bizim açımızdan oldukça önemli ve kritik” diye konuştu.
