Ramazan ayı nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından “İftarda nasıl beslenilmeli, nelere dikkat edilmelidir?” konusunda bilgilendirilme yapıldı. Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Duygu Ağagündüz, bilgilendirmesinde, vatandaşların oruç döneminde kaybettiği besin ve sıvı kaybına değindi.
Ramazan ayı nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından “İftarda nasıl beslenilmeli, nelere dikkat edilmelidir?” konusunda bilgilendirilme yapıldı. Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Duygu Ağagündüz, bilgilendirmesinde, vatandaşların oruç döneminde kaybettiği besin ve sıvı kaybına değindi. Doç. Dr. Duygu Ağagündüz konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “ İftar ortalama 15-16 saatlik açlığı takiben vücudun sıvı ve besinle karşılaştığı vakittir. Ramazan döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürmesi çok önemlidir. İftarda bu noktada çok kritik bir role sahiptir. İftarın açılmasında özellikle sıvı alımının sağlanması var. Akabinde daha hafif bir ara öğün tarzında olan besinlerle iftariyelikler ile devam edilmesi, çorba içilmesi ve 10-15 dakika aralık bıraktıktan sonra ana yemeğe geçilmesi, bu anlamda, sindirim sistemine rahatlatmak ve sağlığı da desteklemek anlamında iyi bir strateji olacaktır.
Yemeklerin hazırlanması da çok önemli bir konudur. Besin hazırlama da özellikle daha sağlıklı olan yöntemlerini tercih edilmesi, haşlama, fırında ızgara, buğulama gibi yöntemlerin tercihen kızartma ve kavurma gibi yöntemlere göre daha fazla tercih edilmesi doğru olacaktır. Günlük beslenmemizde yer alması gereken 4 ana besin grubumuz bulunmaktadır. Bu gruplar hem iftar sürecinde hem de iftarı takiben öğünlerde mutlaka sağlanmalıdır. Bunlar süt ve yoğurt grubu, ikinci olarak; et, tavuk, yumurta, kurubaklagil grubu, diğer bir grup olarak; ekmek, tahıl grubu ve son grup olarak; sebze ve meyve grubundan oluşmaktadır. Bunları doğru yöntemlerle doğru bir şekilde ve doğru miktarlarda tüketmek gerçekten Ramazan dönemi açısından çok önemlidir. Bunu takiben de mutlaka sıvı alımı hususunda ayrıca bir özen gösterilmelidir.
Gün boyu susuz kalan vücudumuzun sıvı gereksinmesini sağlanması oldukça önemli olup sıvı gereksinmesini ortalama 12-14 su bardağı, buna karşılık gelen miktarda ortalama 2,5 litredir, belli aralıklarla belli porsiyonlarla tüketimin sağlanması çok önemlidir. Tek seferde tüketmek yerine sıvıyı bölerek aralıklı bir şekilde sağlamak yine çok önemli olacaktır. Sıvı gereksinimlerimizi destekleyecek olan komposto hoşaf gibi besinleri tüketilmesi, ayranın besin değeri açısından tüketilmesi iyi bir strateji olabilir.
Konu sütlü tatlılar ya da diğer tatlılara gelince de öncelikli olarak sütlü tatlıların hamur ve şerbetli tatlıları kıyasla daha sık tercih edilmesi ve vücut ağırlığı denetimi yapıldığında yine bunlarında tüketiminin sınırlandırılması ile alakalı hususlar olabilir. Bunu da vurgulamakta fayda vardır ama geleneksel beslenmemizde de çok önemli yerleri olan güllaç, sütlaç, muhallebi gibi ürünlerinde önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra özellikle vücut ağırlığı denetimi yapan bireylerde, biraz da sütlü tatlılar da dahil olmak üzere tatlı grubunun yerine, gerek taze gerekse kuru meyve olacak şekilde bir tüketim yapılabilir. Bu da bu anlamda hem pos alımını destekleyecek hem de besin değerini arttıracak bir uygulama olacaktır.
Yemeklerin hazırlanması sırasında gerek iftar gerek diğer ürünlerde hem susamın azaltılması hem de sağlığının korunması ve iyileştirilmesi anlamında yemeklerin tuzsuz, mümkünse baharatsız olarak hazırlanması ve bunu takiben de özellikle biraz daha kremasız, salçasız olan ürünlerin beslenmemizde yer alması çok daha iyi olacak ve sindirim sistemimizde bu noktada çok daha fazla destekleyecektir.”