
Erzincan’ın Kemaliye ilçesi, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda Türkiye’nin doğa tarihi mirasını taşıyan önemli bir bilim yuvasıyla da dikkat çekiyor: Prof. Dr. Ali DEMİRSOY Doğa Tarihi Müzesi. Bugün binlerce fosil, mineral, bitki ve hayvan örneğine ev sahipliği yapan müzenin geçmişi, aslında bilimsel bir merakın, uzun soluklu bir emeğin ve güçlü bir vizyonun ürünü.
Erzincan’ın Kemaliye ilçesi, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda Türkiye’nin doğa tarihi mirasını taşıyan önemli bir bilim yuvasıyla da dikkat çekiyor: Prof. Dr. Ali DEMİRSOY Doğa Tarihi Müzesi. Bugün binlerce fosil, mineral, bitki ve hayvan örneğine ev sahipliği yapan müzenin geçmişi, aslında bilimsel bir merakın, uzun soluklu bir emeğin ve güçlü bir vizyonun ürünü. Müzenin temeli, yıllar önce hazırlanan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” projesiyle atıldı.
TÜBİTAK’ın desteğini alan bu proje, Kemaliye ve çevresinin biyolojik zenginliklerinin kayıt altına alınmasını hedefliyordu. Bu kapsamlı çalışma için Türkiye’nin dört bir yanından, farklı üniversitelerden 48 bilim insanı bir araya geldi; bölgede yaşayan canlıların, fosillerin ve minerallerin örneklerini topladı. Toplanan materyaller kısa sürede öyle genişledi ki, Kemaliye’de bilimsel bir müze ihtiyacı kendiliğinden ortaya çıktı.
2009 yılına gelindiğinde, Erzincan Üniversitesi Senatosu, bölgenin bu güçlü birikimini kalıcı bir yapıya dönüştürme kararı aldı. O yıl alınan kararla müzeye “Prof. Dr. Ali DEMİRSOY Doğa Tarihi Müzesi” adı verildi. Adını, Türk biyolojisinin önemli isimlerinden, bilim insanı Prof. Dr. Ali Demirsoy’dan alan müze, yalnızca bir koleksiyon mekânı değil; doğa bilincini yaymayı amaçlayan bir eğitim merkezi olarak tasarlandı.
Müzenin bulunduğu kampüs, hayırsever iş insanı Hacı Ali AKIN tarafından inşa edilmiş yaklaşık 15 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor. Bu geniş alanda zamanla farklı türlerde binlerce materyal bir araya getirildi. Kemaliye’nin nadir flora ve faunası, böcek koleksiyonları, fosiller, mineraller, doldurulmuş kuş ve memeli örnekleri ile Ankara Hayvanat Bahçesi’nden getirilen dev bir fil iskeleti bile müzenin dikkat çeken parçaları arasına katıldı.
Bugün Prof. Dr. Ali DEMİRSOY Doğa Tarihi Müzesi, yalnızca akademisyenlerin değil, öğrencilerden doğaseverlere kadar geniş bir kitlenin ilgi odağı. Biyoçeşitlilik açısından bir laboratuvar niteliğindeki Kemaliye’nin bilimsel zenginliği, burada hem korunuyor hem de yeni nesillere aktarılıyor. Müze, Doğu Anadolu’da bilimsel turizmin en güçlü temsilcilerinden biri olarak bölgede kültürel ve bilimsel bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda.


