Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Siyaset ve Toplum Kulübü tarafından Orta Asya’da Su Sorunu: Siyaset, Yönetim ve Çevre konulu bir panel düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen panel TRT Rusya Muhabiri Eşref YALINKILIÇLI moderatörlüğünde Panelistler Prof. Dr. Ainur NAGOYEVA, Doç. Dr. Nazgül ISABAEVA, Doç. Dr. Hüseyin Yıldırım DALKILIÇ, Doç. Dr. Sadat DEMİRCİ ve Dr. Öğr. Üyesi Turgay DÜĞEN’in katılımıyla gerçekleştirildi.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Siyaset ve Toplum Kulübü tarafından Orta Asya’da Su Sorunu: Siyaset, Yönetim ve Çevre konulu bir panel düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen panel TRT Rusya Muhabiri Eşref YALINKILIÇLI moderatörlüğünde Panelistler Prof. Dr. Ainur NAGOYEVA, Doç. Dr. Nazgül ISABAEVA, Doç. Dr. Hüseyin Yıldırım DALKILIÇ, Doç. Dr. Sadat DEMİRCİ ve Dr. Öğr. Üyesi Turgay DÜĞEN’in katılımıyla gerçekleştirildi. Panele EBYÜ’den Rektör Prof. Dr. Adem BAŞIBÜYÜK, Prof. Dr. Ali Ercan EKİNCİ, Prof. Dr. Çağrı ÇIRAK, Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haydar EFE ve yaklaşık 250 çeşitli fakülte ve bölümlerden öğrenciler, uluslararası, ulusal ve yerel basın mensupları katıldı. Sunucu Ahmet YAZAR’ın açılışını yaptığı program saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ardından EBYÜ adına Dr. Öğr. Üyesi Ahmet ÇELİK’in açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Dr. Öğr. Üyesi Ahmet ÇELİK burada yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Su insan hayatı ve diğer canlıların hayatı için oldukça önemlidir. Su olmadan canlı yaşamı mümkün olmaz. Bu derece mühim olan suyun korunması da oldukça önemlidir. Bir gün su kaynaklarımız tükenebilir ve susuz kalabiliriz. Günümüzde gelişen küresel ısınma ve çevre kirliliği ile suların kirlenmesi gerçekliği ortaya çıkmaktadır. Bu da içilebilir su kaynaklarımızı azaltmaktadır. Su rezervlerinin çabuk bitmemesi için su tasarrufu yapmak her vatandaşımızın görevidir.”
TRT Rusya Muhabiri Eşref YALINKILIÇLI panel açılış konuşmasında ise şu ifadelere yer verdi; “Türklerin yarı göçebe toplumlar olarak devlet ve toplum geleneği vardır. Dolayısıyla Türklerinde merkezi Orta Asya. Bugün yeni nesil tehditler 5 bölüme ayrılıyor. Bu tehditlerin sadece askeri güvenliğin olmadığı, toplumları tehlikeye koyacak tehditlerin olduğunu biliyoruz. Ekonomik güvenlik sorunu da bir tehdit. Burada bir çevre güvenliği tehdidinde de bahsedebiliriz. Su kaynaklarını kuruttuğumuz, iklime zarar verdiğimiz bir süreci yaşıyoruz. Tacikistan’ı da eklersek 5 Türki devlet var. Güvenlik birimlerinde bu ülkelerin birinin bile çökmesi birbirini etkileyebiliyor. Rusya, Çin ve İran gibi büyük devletlere komşu durumundayız. Bölge enerji ve su kaynaklarının bol olduğu bir bölge. 1991’den sonra yeni bir dünya ortaya çıktı. Bu nedenle su ve su kaynaklarının kullanımına ilişkin bir sorun ortaya çıktı. Bu panelde bunu değerlendireceğiz.”
Ardından sırasıyla panelistlerin sunumları gerçekleşti. Panelde ilk olarak konuşan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tarih Bölümü Doç. Dr. Nazgül ISABAEVA Türk tarihinde suyun önemini anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Özellikle göçebe kültüründe göçebe hayatında suyun önemine değinen ISABAEVA şu ifadelere yer verdi. Türkler bin yıllık bir tarihi süreçte sürüleri ile birlikte yaşayan bir göçebe topluluk olarak en iyi su kaynaklarına nasıl ulaşabileceklerinin yol ve yöntemlerini geliştirdiler. Göçebe hayatında en büyük saygı suya gösteriliyordu. Suyun temizliği, suya giden yolu açmak ve su için dua etmek çok önem arz ediyordu. Göçebelerde bir söz vardır; ‘Yurt başı olacağına su başı ol.’ Su göçebe kabileler arasında savaş nedeni olarak kabul ediliyordu. İlim öğrenmek için su başlarında mektepler kuruluyordu. Zamanla göçebe hayatında suya yapılan bir çok ritüeller gelişti. Suya dua okuyup su serpmek bu ritüellerden biriydi.”
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrasya Araştırmaları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Turgay DÜĞEN yaptığı konuşmasında ‘Orta Asya’da sınır aşan suların siyasi engelleri ve Sovyetlerden günümüze sınır tespiti sorunlarına ilişkin kapsamlı bir değerlendirmede bulundu. Su meselesini sınır tespit sorunları ve sınır anlaşmazlıkları üzerinden ele alan DÜĞEN Özellikle Sovyet dönemindeki sınır tespit komisyonlarının çalışmaları ve gerekçelerini değerlendirdi. DÜĞEN konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Sadece bir çevre ve su yönetimi meselesinden bahsetmiyoruz. Yıllar geçtikçe güvenlik sorunu haline gelen ve çatışmaların geliştiği bir sorundan bahsediyoruz. Sınırlar vatanı ifade eder. Siyasi sınırları çizdiğiniz zaman o sınırlar içindeki su kaynaklarını da etkiler. O yüzden su kaynaklarının korunması yalnızca ekonomik bir mesele değil bir güvenlik meselesidir.”
Ardından Orta Asya’da Su Yönetimi Sorunu ve Hidro politikaların Önemine ilişkin bir konuşma yapan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Ana Bilim Dalı, Hidrolojist Doç. Dr. Hüseyin Yıldırım DALKILIÇ şu ifadelere yer verdi; “Dünyadaki su miktarı sabittir. Birileri zannediyor ki su sürekli artıyor, hayır. Çünkü arzı kısıtlı bir kaynaktan söz ediyoruz. O yüzden su potansiyel bir tehdit ve çatışma kaynağı olarak görülmektedir. Bir hidrolojik döngü var. Su döngüsü yağış biçimleri olarak yeryüzüne ulaşıyor, yeraltından okyanuslara karışıyor. Bu döngü buharlaşma, sıvılaşma şeklinde sürekli olarak devam ediyor. Bu su döngüsünde problemler nedir? Zamansal uyumsuzluk bunlardan biri. Çünkü suyu sürekli olarak kullanmamız gerekiyor. Bu nedenle suyu barajlarda biriktirmemiz gerekiyor. Diğeri ise konumsal uyumsuzluk baraj var ama buradaki suyu getirmek ve su yapıları kurmak gerekiyor. Nicel uyumsuzluk ise miktardır. İhtiyacımız olan miktarı doğa bize sunmuyor. Bu nedenle bu su yapılarıyla bu uyumsuzluğu gidermemiz gerekiyor. Dünyada; 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan yoksundur. 2,3 milyar insan sağlıklı suya erişemiyor. 2,4 milyar insan atıksu hizmetinden yoksundur. 1950’den bu yana kişi başına düşen su miktarı gelişmiş ülkelerde %50, gelişmekte olan ülkelerde ise %80 azalmıştır. Bu nedenle iklim değişikliği ve artan nüfusun talepleri ile başa çıkmak için, sınır aşan su kaynakları yönetimine yönelik, insanların ve çevrenin ihtiyaçlarını dengeleyen, uluslarüstü, entegre bir yaklaşıma ihtiyacımız var.”
Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Anabilim Dalı Doç. Dr. Sadat DEMİRCİ ise Orta Asya’da bölgesel istikrarsızlıkların temelli olarak su sorunu ve sınır aşan suların hukuksal durumuna değindi. DEMİRCİ özellikle Kırgızistan’ın Özbekistan ve Tacikistan arasındaki su sorununa bağlı çatışmaya varan anlaşmazlıkların hukuksal ve sınırları aşan durumunu dile getirdi. DEMİRCİ konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Orta Asya dünyada su sorunu yaşayacak en son bölgelerden biri. Orta Asya’da su sorunu devletlerin su kaynaklarını paylaşamamalarından dolayı ortaya çıkmaktadır. Demografik(nüfus) artış da Orta Asya’da yaşanan su sorununun kaynağıdır. Demografik artış sanayi ve teknolojik artışı da beraberinde getiriyor. Bu da suya ihtiyacı artırıyor. Su sorunu teşkil eden diğer sorunlardan biri de israf. Sınırsızmış gibi davranıldığında maalesef su kaynaklarımız giderek azalıyor. Orta Asya’da su sorunu gündeme gelince devletlerin eşit ve makul bir şekilde kullanımı büyük önem taşıyor. Bu nedenle özellikle israf sorununa karşı damla sulama sisteminin geliştirilmesi büyük önem arz ediyor.”
Panelde son olarak konuşan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Prof. Dr. Ainur NOGAYEVA Orta Asya’daki su sorununun mikro ve makrodüzey incelemesine ilişkin değerlendirmelerini dile getirdi. NOGAYEVA konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Orta Asya’da su sorununda yaşanan çatışmaları dünya çapında düşünülürse su savaşları olabileceği sonucuna geliyoruz. Orta Asya’da su sorunu çözümü için devletlerarası diyaloğun önemi büyüktür. Orta Asya ülkelerin iş birliği esasına dayalı Suların Güvenli ve Hakça Kullanımı ile ilgili Tüketim Programı oluşturması şarttır. Suların ulaşım dışında sulama ve enerji kaynaklı kullanımı için su tasarrufu yapacak ve kirlenmesini önleyecek yüksek teknoloji kullanımına geçmesi ayrı bir önem arz etmektedir. Bir diğer önemli tedbir olarak alternatif su kaynakların araştırılması ve icra edilmesi konusu üzerine durulmalıdır. Bunun için su altı kaynakların kullanılması ve deniz suyunun arıtılması gibi işlemler önerilebilir.”
Panel konuşmaları ardından öğrencilerin Orta Asya’da su sorununa yönelik gerçekleştirilen anlatımlar üzerinden soruları alınarak cevaplar verildi. Panel sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.