3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Erzincan İl Müdürlüğü tarafından, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezinde program düzenlendi.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Erzincan İl Müdürlüğü tarafından, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezinde program düzenlendi. Özel gereksinimli bireyler ve hocaları tarafından düzenlenen programda; oratoryo gösterimi, müzikal gösteri, keman dinletisi, tiyatro skeci, bağlama dinletisi ve halk oyunları gösterimi gerçekleşti. Düzenlenen programa Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza AYDOĞDU, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman KARAMAN, Erzincan Belediye Başkan Yardımcısı Serkan Özger, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Ercan Ekinci, Aile ve Sosyal Hizmetler Erzincan İl Müdürü Serdar DEMİRCİ, İl Müdürleri, Siyasi Parti İl Başkanları, özel gereksinimli bireyler, aileleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan programda, açılış konuşmasını gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Erzincan İl Müdürü Serdar Demirci, şu ifadelere yer verdi;
“3 Aralık, Birleşmiş Milletler öncülüğünde Dünya Engelliler Günü olarak kabul edilmiştir. Bu tarih bir kutlama günü değil, farkındalık günüdür. Engellilik sosyal yönüyle her birimizi yakından ilgilendiren, olumsuz etkilerini en aza indirmek için herkesin katkısına, duyarlılığına ve ortak çabasına ihtiyaç hissedilen, toplumsal bir husustur. Günümüzde toplumların gelişmişlik düzeyi, insanlara verdikleri değerler ile ölçülmektedir. Bugün, tüm dünyada ve ülkemizde gelişen insan hakları anlayışıyla, engelli vatandaşların fırsatlardan eşit düzeyde yararlanabilmesi için her türlü imkân sunulmaya çalışılmaktadır. Hepimiz her an özel gereksinimli bireylerin yerinde olabileceğimizin farkında olmalı ve empati kurarak yaşamalıyız. Türkiye Yüzyılı vurgusu ve hedefleri ışığında, Sayın Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’ın da vurguladığı gibi, güçlü bir el, güçlü aile, güçlü toplum ve güçlü Türkiye’ye olan inancımız ile toplumun her kesiminden bireye sosyal hizmet sunmaktayız. Engellilerin ayrımcılığa uğramadan insan haklarından yararlanarak, toplumsal hayata katılmalarını sağlamak, engellilere yönelik yürütülen sosyal hizmet anlayışı için ilke, usül ve standartları belirlemek, bu alanla ilgili kamu kurum kuruluşları ve gönüllü kuruluşlar arasındaki işbirliği koordinasyonunu sağlamak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İl Müdürlüğü olarak, sorumluluk en üst düzeyde gerçekleştirilmektedir. Engellilerin toplumsal yaşamın tüm alanlarına onurlu bir birey olarak katılımlarının sağlanması, vizyonuyla yürüttüğümüz çalışmaları bir lütuf olarak değil, hakların sahiplerine ulaştırılması olarak değerlendiriyor ve bu düsturda çalışmalarımızı özveri ile sürdürüyoruz.”
Ardından konuşan AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman KARAMAN, şu ifadeleri kullandı;
“3 Aralık, engellilere yönelik toplumsal bilincin ve farkındalığın artırması bakımından çok önemlidir. Bu toplantıyı düzenleyen başta sn valimiz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim. Ancak sadece bir gün değil, her gün engelli vatandaşlarımızı hatırlatacak ve onların yaşamını kolaylaştıracak hizmetleri sunmak sosyal devletin en temel görevidir. Devletimiz, sivil toplum kuruluşları, akademik camia, özel sektör el ele vererek Fiziksel engelleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Unutmayalım ki, herkes engelli adayıdır. İktidara geldiği günden itibaren “insanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarıyla hareket eden AK Parti hükümetleri, sosyal devlet ilkesini hayatın her alanında uygulamaya koymanın çabasını içerisinde olmuştur. Eğitimden sağlığa, ekonomiden sosyal hayata her alanda engelli kardeşlerimizin yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.
Hükümet olarak, 2005 yılında yayımlanan Engelliler Kanunu ile başlayan çalışmalarımız; bugün Hamdolsun, engelli kardeşlerimizin hayat standardının yükseltilmesi ve geleceklerinin garanti altına alınması bakımından tüm dünyaya rol model olabilecek konumdadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın liderliğinde, 2007 yılında Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesini imzalayan ilk ülkelerin arasında yer aldık. Buradan, Erzincan’ımızdan tüm engelliler adına kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu temelden başlayarak, engellilerimize yönelik pozitif ayrımcılığı 2010 yılında anayasal güvence altına aldık. Başta eğitim ve sağlık olmak üzere her türlü hizmete kolaylıkla erişmelerini sağladık. Erişilebilirlik kapsamında, kamu kullanımına açık binaların; kaldırım, yaya geçidi, park gibi açık alanları, toplu taşıma araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hale getirdik. Toplu ulaşımda şehirlerarası demir ve deniz yollarında artık ücretsiz seyahat edebiliyorlar. Evlerinden okullarına ücretsiz taşıdığımız engelli öğrencilerimiz de özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde yine ücretsiz olarak öğrenim görüyorlar. Yaşamlarını kendi başlarına sürdüremeyen engelli kardeşlerimize bakım ve bakım destek hizmetlerimizi 2005 yılından bu yana etkin bir şekilde sürdürüyoruz. Özel sektörde ve Kamu ’da yüzbinlerce engelli kardeşimiz işine kavuştu.
Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın, Ulaştırma Bakanlığı döneminde; benimde Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğümde diğer taşıma araçlarına da örnek olacak şekilde, Hızlı trenlerde engellilere özel tuvaletler özel koltuklar ve özel bölümler yapıldı. Görme engelliler için özel işaretler konuldu. Yüzyılın projesi olarak adlandırılan Marmaray’ı da tamamen engelli vatandaşlarımıza uygun olarak tasarladık.
Ayrıca Demiryollarında, havayollarında, karayollarında, denizyollarında başlattığımız çalışmalar ile garları, havalimanlarını, deniz limanlarımızı engelli vatandaşlarımıza göre tekrar düzenledik. Bunun dışında “Hayatın İçinde Ben de Varım” Projesi kapsamında yüzlerce gencimiz bilişim sektöründe iş sahibi oldu. Engelli vatandaşlarımız iyileşmelerden yararlanıp tüm zorluklara meydan okuyarak, spordan sanata, edebiyattan siyasete, eğitimden çalışma hayatına kadar her alanda önemli başarılara imza atmış, hepimizin gurur kaynağı olmuştur. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum.
Bunlardan biri de çok iyi tanıdığınız, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde birlikte çalışmaktan onur duyduğum; kıymetli kardeşim İstanbul Milletvekilimiz Sayın Serkan Bayram. Başarılı hayat hikâyesini hepimiz “Buğday Tanesi” film’ inden biliyoruz. Bu önemli ve değerli eseriyle, gayretli çalışmalarıyla engelli kardeşlerimizin sesi nefesi olmuştur Kendisinin daima yanında olduğumuzu ifade ediyor, tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum. Önümüzdeki süreçte engellilerin hayat şartlarını daha da iyileştirme istikametindeki çabalarımız en yoğun şekilde devam edecektir. Yeter ki zihinlerimizdeki engelleri kaldıralım. Bedensel engeller, insanların üretmesine, düşünmesine, toplumun içinde yer almasına engel değildir.
İnanç değerlerimiz, engelli olmayı hayat içerisinde engel olarak görmez. Niteliği, kabiliyeti önemser. Sevgili peygamberimiz, bir sefer çıktığında iki gözü ama olan Ümmü Mektum adlı sahabeyi Medine’ye vekil olarak bırakmıştı. Seçkin arkadaşlarından ortopedik engelli sahabeyi, komutan olarak tayin ermişti. Tarihimizde benzer örnekleri görebiliriz. Biliyoruz ki bu hayat bir sınav alanıdır. Bazen kendimizle, bazen birbirimizle sınanırız. Unutmamak gerekir ki bazen fazlamızla da sınanırız, eksiğimizle de sınandığımız gibi. Engelli engeliyle, yakınları onunla, biz onların tamamıyla sınanırız. Hepimiz engellilere bakışımızla insanlık sınavından geçeriz. Asıl engellilik işte bu hakikati anlayamamaktır.
Bu duygu ve temenniler eşliğinde bu toplantıya katkı veren katılım sağlayan herkese teşekkür ediyor, bütün engelli kardeşlerimizin Dünya Engelliler Günü’nü kutluyor, her birine sağlık ve esenlikler temenni ediyorum saygılar sunuyorum.”
Son olarak konuşan Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza AYDOĞDU ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Bugün, hayatımızın her saniyesinde yaşama ihtimalimizin çok yüksek olduğu bir durum için burada bir aradayız. Engel dediğimizde herkesin aklına genel olarak vücudunun veya beyninin belli fonksiyonlarını kullanamamak geliyor ne yazık ki. Ama asıl engelin aslında insanın kendi kendine çizdiği duvarlar olduğunu unutuyoruz. Bu duvarlar insanı tüm yaşanabilir ihtimallerden ve hayatlardan alıkoymak için inşa edilmiş duvarlardır. Kimse farkında olmadan bu duvarları uzun uzadıya örmeye devam ediyor. Sanki bu duvarlar ne kadar sağlam ve yüksek olursa, insan da kendini o kadar güvende tutabilecekmiş gibi davranıyor.
“Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya cihânda devlet bir nefes sıhhat gibi”
Yani alınan sağlıklı bir nefesin tüm devletlere bedel olduğunu söyler bize. Ama biz bazen sonsuza kadar sağlıklı nefes alacakmış gibi yaşarız o ördüğümüz duvarların ardında. Duvar örmeye devam ederiz. Aslında bir pencere yapabilsek ve o pencereden bakabilsek hayata, o zaman anlarız hepimizin aslında hayatın her saniyesinde bir engelli adayı olduğumuzu.
İnsanlar bir uzvu eksik birini gördüğünde ona bakarlar ve bazen üzülürler. O an üzülüyoruz ve sonra unutarak yolumuza devam ediyoruz. Geriye dönsek ve o kişinin başarmış olduğu savaşı görebilsek hangi başarıların altında imzası olduğunu idrak edebilsek acaba gerçek anlamda engelli biz miyiz? Yoksa onlar mı? Diye biraz terennüm etmemiz, tefekkür etmemiz gerekmiyor mu?
Çünkü tüm zorluklara rağmen bir saniye daha nefes alabilmek için hayata tutunmuş birine acaba üzülür mü? İnsan.
O insanlar tüm dünyevi engelleri kalplerinde ki inancın altına gömmüş ve bizim her an korkarak duvarların arkasına sakladığımız engelleri severek aşkla aşmışlardır. Bizim korkarak ertelediğimiz şeyleri onlar mutlulukla göğüslemiş ve hayatın her alanından mutluluk duymayı bize öğretmişlerdir.
Bazen uçan kelebekten, bazen atan kalplerinden, bazen takabildikleri bir küpeden ve bazen de içebildikleri bir yudum sudan bizden daha çok lezzet alan bu insanları yürekten alkışlıyorum…
Bizlere; hayatımızda ki tüm ihtişamlara rağmen mutlu olamayan bizlere, şikayet eden bizlere, sürekli aslında mutluluğun bazen uçan bir kelebeğin kanadında olduğunu ve bunu görüp tutabilmek için de ruhumuzda ki gerçek engelleri aşabilmek olduğunu öğreten ENGELSİZ KALPLERİ şükranla, sevgiyle, selamlıyorum.”
Konuşmaların ardından program, özel gereksinimli bireylerin gösterileri ile devam etti.
