Ulalar Beldesi eski Belediye Başkanı Paşa DAĞ dile getirilmeyen konularda dikkat çekici açıklamalarıyla yeniden Erzincan’ın gündemime oturdu. Rejim tartışmasına yol açabilecek şeriat sloganlarının son zamanlarda adeta meşru gösterilmeye çalışıldığını ifade eden Paşa DAĞ; “Ülkemizde bazı insanlar laikliğin dinsizlik olduğunu kasıtlı olarak empoze etmeye çalışıyorlar.” dedi.
Ulalar Beldesi eski Belediye Başkanı Paşa DAĞ dile getirilmeyen konularda dikkat çekici açıklamalarıyla yeniden Erzincan’ın gündemime oturdu. Rejim tartışmasına yol açabilecek şeriat sloganlarının son zamanlarda adeta meşru gösterilmeye çalışıldığını ifade eden Paşa DAĞ; “Ülkemizde bazı insanlar laikliğin dinsizlik olduğunu kasıtlı olarak empoze etmeye çalışıyorlar.” dedi. Türkiye Cumhuriyetinin toplumsal huzurunun, milli dayanışmasının ve adalet anlayışının en temel gerekçesi olan laiklik üzerinden gündeme getirilmeye çalışılan şeriat söylemlerinin sessizlikle karşılanmasına tepki gösteren Paşa DAĞ konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Ülkemizde son günler çok garip gösteriler yapılmakta ama iktidar veya yargı camiasında herhangi bir tepki gelmiyor. Son günler şeriatla ilgili söylemler eylemler; ‘Yaşasın Şeriat! Kahrolsun Laiklik! Yaşasın Şeriat! Kahrolsun Cumhuriyet!’ gibi çok rahatsız edici olaylar yaşanırken Sayın Cumhurbaşkanı tek kelime konuşmuyor. Ülkemiz Müslüman bir ülke. Ancak demokratik laik bir hukuk devleti olarak çağdaş ve medeni dünyada tek Müslüman ülkedir. Ülkemizde bazı insanlar laikliğin dinsizlik olduğunu kasıtlı olarak empoze etmeye çalışıyorlar. Hâlbuki laik bir ülkede her birey ibadetinde hürdür. Kul hesabını yalnızca Cenabı Hakka karşı sorumludurlar. O kişinin ibadeti veya inanışı yalnızca kendini bağlar. Dinde zorlama yoktur.
Yüce Peygamberimizin de bu konuda güzel sözleri vardır. Şeriat bir din değil, katı kurallı şeri yasalardır. Örnek olarak; Bir kişi hırsızlık yaptı. Şeri kanuna göre elleri kesilecek. Bir kadın zina etti. Yarı beline kadar toprağa gömülerek insanlar tarafından taşlanarak öldürülecek. Bir kişi karşı taraftan bir adam öldürdü. Şeri yasaya göre kısasa kısas yasasıyla öldürülecek. Şeri yasaya göre kadının seçme ve seçilme hakkı yoktur. Baba mirasında %3’ü erkeğe %1’i kadına verilir.
Oysaki ülkemiz muasır medeniyet seviyesinde bir dünyanın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Türkiye Cumhuriyetinde insanlar yaptıkları yasal olmayan olaylardan yargılanır. Suçları sabit görüldüğünde en ağır cezalarla cezalandırılırlar. Eşine sadık kalmayan veya ahlak dışı hareketlerde bulunan bir kadına eşi boşanma davası açar ve ayrılırlar. Ayrılırken de kadın haklı görülürse eşinin mal varlığından yararlanır.
Her kadın seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Ticaret erbabı olma imkânı vardır. Şeri kanunda kadın eşinden izin almadan evinden dışarı bile çıkamaz. Şeri kanunda evlenme yaşı olarak çok kızların evlenmelerine mani yoktur. Medeni kanunda kız veya erkek 18 yaşından küçük ise evlenemez. Tıbben de uygun olanı 18 yaşı yani buluğ çağıdır.
Hal böyleyken ülkemizde neden şeriat çığırtkanlığı yapılıyor ve neden bu şeriat karmaşası için Sayın Cumhurbaşkanımız tek bir kelime beyanda bulunmuyor. Arabistan Kralı dahi “Ben Arap dünyasının Mustafa Kemal Atatürk’ü olacağım.” diyor. Dünya güzellik yarışmasına katılmaları da buna bir örnektir.”
