Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, orman yangınları üzerinde bilinç oluşturmak ve bu konuda farkındalık oluşturmak için yanmış çam ağacını 10 kilometre taşıyarak yok olan bitki örtüsüne uygulanan şiddete dikkat çekti. Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, “Birlikte yanmış olan çam, badem ve kuşburnu ağaçlarını yandıkları yerden şehir merkezine taşıyarak ağaçlara uygulanan şiddeti göstermek amacıyla hem insan adına hem de doğa adına bir söz söyleme çabası içerisindeyim” dedi.
Doğa ve kent üzerinden coğrafya, iklim ve insan ilişkisini sorgulayan ve bu alanda yapmış olduğu performans ve enstalasyonları ile bilinen sanatçı Mehmet Kavukcu, doğal yaşam ile doğrudan bağlantılı bitki örtüsü ve ormanların insanlar tarafından gördüğü zararları konu alarak bir performans gerçekleştirmiştir.
Yaşadığımız doğada dünyanın oksijen kaynaklarından olan bitki örtüsü ve ormanlar aynı zamanda ekolojik sistemin de en önemli parçalarıdır. İnsan eliyle çıkartılan orman yangınları ise ekolojik sisteme vurulan bir darbedir. Dünyada son yıllarda artan orman yangınları 10-15 milyon hektar aralığını tehdit etmektedir. Bu günlerde Dünyanın akciğerleri sayılan Amazon Ormanları da yanmakta. Rusya, Asya ve Afrika’da birçok yerde devam eden yangınlar geniş alanları etkilemeyi sürdürmekte. Yaz ayları boyunca ülkemizde de de Mardin, Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Eskişehir ve İzmir’de çok sayıda büyük ve uzun süren yangınlar yaşandı. Bir günde ortalama 11 orman yangını çıkan ülkemizde son aylarda toplam 3.500 hektar orman yanmıştır. Bu yangınların %90 gibi büyük bölümü insan kaynaklı olmakla beraber, bunun %6’sı kasıtlı, %30’u ihmal ve dikkatsizlik, %53 ü ise faili meçhul olarak kayıtlara geçmektedir.
Sönmemiş sigara izmariti, tam söndürülememiş mangal külü, cam kırıkları, ısınma ve kasıtlı olarak insan eliyle gerçekleştirilen yangınların tümü doğaya karşı şiddet uygulamanın farklı türleridir. Bu şiddet sonucunda bitkiler, hayvanlar ve insanlar zarar görmektedirler. Ormanlar, insan, bitki ve hayvanların doğal yaşamına ve dünyanın sürdürülebilir yaşamına gerekli olduğu kadar, ülkelerin güçlerine de etki etmektedir. Ormanlar bir ülkenin gücüdür. Kasıtlı orman yangını çıkarmak ülkeye verilen en büyük zararlardan biridir. Bu kimi zaman ticari kaygı ile yerleşim yeri oluşturmak, doğada ihmalkâr ve dikkatsizce davranmak, kimi zaman da ülkeye zarar vermek amacıyla terörize edilen bir şiddet eylemidir. Ne yazık ki ülkemizde terörün eliyle yakılan ormanlarımızın sayısı son aylarda oldukça artmaktadır. Şiddet ile beslenen bu terör örgütleri, daha savunmasız, kendisine silah doğrultamayan doğal yaşamı, ormanlarımızı hedef almaktadır. Sadece son iki ayda 27 orman yangını çıkartan terör örgütleri yakıp, yıkmakta ve ülkenin gücüne ve doğal yaşamına kastetmektedir.Bir bilinç oluşturmak maksadı ile toplumumuzun, şiddetle terörize edilmiş orman yangınları ile mücadele etme noktasında farkındalık oluşturulması gerekmektedir. Bu gerek toplum bilinci gerek devlet politikaları gerekse de bilim ve sanat yoluyla planlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Önce bir insan sonra da bir sanatçı olarak bu kaygıyı dile getirmek, dünyamıza ve ülkemize karşı taşıdığımız bir sorumluluktur. Bu aşamada doğamıza ve ülkemizin bağımsızlığına uygulanan bu terörize edilmiş şiddet aksiyonu için karşı bir tavır üretmek ve sergilemek için düşünmek, fikir üretmek gerekmektedir. Terörün ve
şiddetin öngörülemez yapısından dolayı, tehlikede olan doğal yaşamın ve toplumumuzun bu risklerden arındırılması, hem ülkemizin süsü hem de gücü olan ormanlarımızı korumakla olabilecektir. Mehmet Kavukcu, şiddet yolu ile uygulanan bu planlı, kasıtlı,
dikkatsizlik ve ihmal sonucu ve ya terörize edilmiş orman yangınları üzerinden bir bilinç oluşturmak ve bu konuda farkındalık yaratmak için daha önceden gerçekleştirdiği Şiddeti Düşünmek Serisi çalışmalarına ek bir performans gerçekleştirecektir. Şiddeti Düşünmek serisi içinde insan ve hayvan üzerine yaptığı çalışmaların devamı niteliğinde olan bu performansta bitki yaşamına uygulanan şiddet unsuruna dikkat çekecektir. Tek bir ağaçtan bir ormana uzanan bu düşünce doğayı ve dünyayı tehdit eden orman yangınları üzerinden irdelenecektir. Sanatçı, Büyük ölçekte dünyayı, bölgesel anlamda da ülkemizi ve yaşadığımız şehirleri tehdit eden orman yangınlarının insan, hayvan ve bitkiler için zararlarının küçük ölçekte bile ne kadar büyük yıkımlar yaşattığını anlatmayı amaçlamaktadır. Yaşadığı bölge ve iklimi çalışmalarında vurgulayan sanatçı, son aylarda Erzincan’da gerçekleşen 20’ye yakın orman yangınını vurgulayarak, dünya ve ülkemiz genelinde devam eden büyük yangınların bir parçası olarak etkilediği doğaya dikkat çekecektir. Doğaya ve yaşama müdahale edip zarar veren, insan eliyle terörize edilen bu şiddetin yine insana zarar verdiği noktasında bir düşünce oluşturacaktır. Mehmet Kavukcu, orman yangınlarının artmaya başladığı yaz ayları boyunca orman yangınlarını incelemiş, bu konuda birçok eskiz çalışması yapmış ve yaklaşık iki ay süresince bu performans fikrini olgunlaştırmıştır. Bu süreç içerisinde ülkemiz ve dünyamız genelinde orman yangınları hiç olmadığı kadar artmıştır. Dünya yaşamı ve içinde insanlarında bulunduğu ekolojik sistemler adına oldukça kaygı veren bu yangınlar, terör eylemlerinde de kullanılmaya başlanmış, doğanın ve insanın özgürlüğüne kast etmeye başlamıştır. Belirtilen sebepleler ışığında düşünülen bu performans, doğal çevreye ve dolayısıyla içindeki canlıların yaşam alanlarını yok etmeye yönelik davranış biçimlerine olan tepkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Oluşması yüzlerce yıl süren ekosistemlerin, insanlığın kendini merkeze alan bencil tavrı yüzünden kısa sürede yok olmaktadır. Mehmet Kavukcu bu durumu, yanmış ormanlık alandan aldığı zarar görmüş bir ağacı sırtında taşıyarak, daha önceden belirli bir alana taşınmış zarar görmüş ağaçların yanına götürecek ve birlikte bir kompozisyon oluşturacaktır. Ağacın taşınarak yer değiştirmesi bir anlamda ağacı yeniden hayata döndürmek anlamını verecektir. İnsanların nefes kaynağı olan ormanlara bir nefes verebilmek düşüncesi ile ormandan kente yürüyecek olan sanatçı, insanların ve toplumların bu durum karşısında kayıtsız kalmaması gerektiğini vurgulayacak ve bu duruma yürüyüşü ile açık bir tepki gösterecektir. Kent meydanına yerleştirilen yanmış ağaçlar, yangını kente taşımak ve insanların bu durumu tecrübe etmesini sağlamıştır. Ormanlara yapılan siddet ve terörün doğaya ve insana verdiği zararda gözler önüne serilmiştir. Bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde maddi ve manevi destek ve ilgilerini esirgemeyen, Erzincan Valisi Ali Arslantaş’a, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent’e, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun’a teşekkürlerimizi sunarız.