Vücudun herhangi bir anatomik bölümünde meydana gelen sinir sıkışmaları yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Sinir sıkışmalarında, etkilenen sinire göre şikâyetlerin de değiştiğini, genellikle uyuşukluk, ağrı, keçeleşme ile başlayan şikâyetlerin, sorun ilerlediğinde güçsüzlük ve kaslarda erimeye kadar gidebildiğini görülüyor.
Vücudun herhangi bir anatomik bölümünde meydana gelen sinir sıkışmaları yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Sinir sıkışmalarında, etkilenen sinire göre şikâyetlerin de değiştiğini, genellikle uyuşukluk, ağrı, keçeleşme ile başlayan şikayetlerin, sorun ilerlediğinde güçsüzlük ve kaslarda erimeye kadar gidebildiğini görülüyor. Normal koşullarda duyu ve hareket özelliğinin bir arada uyum içinde çalışması sayesinde kolların, bacakların, el ve ayakların tüm hareketleri kusursuz biçimde gerçekleşir ve herhangi bir yakınmaya yol açmaz; ancak bazı hallerde el ve ayak kaslarına giden sinirler ince kanallardan geçerken basıya uğrar ve sinir sıkışması meydana gelebilir. Sinir sıkışmaları içinde en sık görüleni “Karpal Tünel Sendromu” olarak bilinir ve el bileğiyle birlikte el parmaklarını etkiler. Elin ilk dört parmağına giden median sinirin el bileği hizasında sıkışmasıyla ortaya çıkan bu rahatsızlık, meslek gereği ellerini çok kullananlarda ve ev hanımlarında sık görülür. Sinir sıkışmaları özellikle 40-60 yaş aralığındaki kadınlar, piyanistler, kuaförler, bilgisayar operatörleri, bankacılar, diş hekimleri, heykeltıraşlar ve ev kadınları gibi ellerini aşırı kullanan kişilerde daha sık görülüyor. Eğer hastalar istirahat, rehabilitasyon veya diğer tedavilerle iyileşmezse ve tetkiklerde ağır düzeyde sinir sıkışıklığı saptanmışsa cerrahi tedavi yapılması gerekiyor. Diyabet, menopoz, duruş bozuklukları ve ani kilo kaybı sinir sıkışmalarına neden oluyor en sık görülen sinir sıkışmasının karpal tünel sendromu adıyla bilinen ve el bileğinde median sinirin sıkışmasıyla ortaya çıkan klinik tablo olduğu söyleniyor. Ayrıca, dirseğimizin dış kısmında ulnar sinirin ve dizimizin yan-dış kısmındaki peronel sinirin sıkışmasına ait klinik tabloları da sık görülen sinir sıkışmaları arasında sayabilir.
Sinir sıkışması belirtileri
En önemli belirtisi gece uykudan uyandıran el uyuşmalarıdır. Bazen ağrı da olabilir ama uyuşmalar genelikle ön plandadır; hastalar ellerini silkeleyince rahatladıklarını belirtir.Gün içinde bu yakınmalar tekrarlar ve zamanla el parmaklarının kuvveti azalır, elde tutulan eşyalar düşmeye başlar. Özellikle sivri burunlu, yüksek topuklu ayakkabı giyenlerde ve ağır işlerde çalışanlarda ayak bileğinde ve ayak parmaklarında benzer bir durum gelişir ve “Tarsal Tünel Sendromu” olarak adlandırılır. Benzer yakınmalar ayak bileği ve ayak parmaklarında ortaya çıkar.
Sinir sıkışmasının nedenleri arasında diyabet, romatizmal hastalıklar, tiroit hastalıkları, menopoz, oturuş ve duruş bozuklukları, kırılan ya da yerinden kayan kemikler, hamilelik, obezite, ani kilo kayıpları, tümörler, tekrarlayan yanlış hareketler, otururken ve yatarken yapılan yanlış pozisyonlar sorunun görülme oranını artıran başlıca faktörlerdir. Cisimlerin elle sıkı ve şiddetli bir şekilde tutulması, bileğin aşırı bükülmesi gibi aktiviteler de benzer şekilde görülme oranlarını yükseltiyor. Sinir sıkışması yürüyememeye ve yazı yazmaya engel olabilir. Sinir sıkışmalarının tedavi edilmemesi durumunda günlük aktivitelerde güçlük çekilebileceğini ve yürüme sorunlarının görülebilir. Sinir sıkışması elde ise, hastalarda poşet taşıma, yazı yazma, bardak tutma gibi günlük aktivitelerin yapılmasında ciddi güçlükler ortaya çıkar. Bacaklarda olan ileri derece sinir sıkışmalarında ise hasta yürüyemez, ayağını sürümeye başlayabilir. Bu da ayağının takılıp düşmesine, merdiven çıkamaması, araç kullanamaması gibi problemlere yol açabilir.
Ağır düzey sinir sıkışmaları cerrahi yöntemi ile tedavi edilebiliyor
Hafif ve orta düzeydeki sinir sıkışmaları için uygulanan konservatif tedavinin sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için olduğunu, tedavide ayrıca iltihap giderici ilaçların da yazılabildiğini veya kortizon enjeksiyonlarının yapılabiliyor. Eğer hastalar istirahat, rehabilitasyon veya diğer tedavilerle iyileşmezse ve tetkiklerde ağır düzeyde sinir sıkışıklığı saptanmışsa cerrahi tedavi yapılması uygun olabilir. Açık cerrahide, bir kesi yapılarak sinir üzerinde bası oluşturan bantlar kesilir ve sinir serbestleştirilir. Endoskopik yöntemde ise, küçük bir kesi yapılarak endoskopik kamerayla bant içeriden kesilir ve bası kaldırılır. Her iki yöntem de genellikle lokal anestezi eşliğinde yapılır. Ameliyat yaklaşık 30 dakika sürer ve hastaya günübirlik yatış yapılabilir.
Sinirleri korumanın 7 yolu
Oturuş, yatış ve duruş pozisyonlarınıza dikkat edin ve uzun süre yanlış bir pozisyonda kalmayın. Örneğin, uzun süre bacak bacak üstüne veya bağdaş pozisyonunda oturmayın. Ev kadınıysanız sürekli tekrarlayan bez sıkma, el işi yapma gibi zorlayıcı hareketlerden kaçının. Sürekli klavye/fare kullanıyorsanız, bileklerinizi uzun süre bükülü tutmayın. Dirsekleriniz masaya veya herhangi bir yere dayanarak çalışmayın. Ellerinizle çok fazla yük taşımayın ve bileklerinizi bükülü tutmayın. Bağ, eklem ve kasları güçlü tutmak için düzenli olarak germe-esneme egzersizleri uygulayın. Diyabet, guatr veya romatolojik hastalığınız varsa, rutin kontrollerinizi ihmal etmeyin.
Sinir Sıkışması Nasıl Tedavi Edilir?
Her iki sinir sıkışması rahatsızlığında öncelikle kesin tanının konması gerekir. İlk muayenenin ardından EMG adı verilen hassas bir sistemle sinir iletilerinin ölçülmesi gerekir. Bu inceleme sonucunda çok ilerlemiş olmayan ve henüz kuvvet kaybı gelişmemiş olgularda tıbbi tedavilerle birlikte fizik tedavi yöntemlerine başvurulur. Elin istirahatini sağlayan uygun bir atel verilir ve bazı durumlarda enjeksiyon tedavisi uygulanabilir. Sinirin sıkıştığı bölgede rahatlaması ve iyileşmesinin hızlanması için fizik tedaviden yararlanılır. En çok kullanılan fizik tedavi araçlarının başında su tedavisi, ultrason, parafin, lazer ve manyetik alan tedavileri sayılabilir. Daha sonra uygun egzersizlerle kasların güçlenmesine ve elastikiyetin artırılmasına çalışılır. İlerlemiş olgularda ise cerrahi yöntemlere başvurulur. El veya ayak bileğine yapılan ameliyatla sinirin geçişi rahatlatılır. Ameliyattan sonra 15- 20 seanslık bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı uygulanarak eklem sertliklerinin giderilmesine ve kasların güçlendirilmesine çalışılır. Daha sonra aynı rahatsızlığın tekrarlamaması için mesleki faktörlerin düzeltilmesine çalışılır, el ve ayağın kullanımıyla ilgili hataların düzeltilmesine yönelik eğitim ve egzersizler yaptırılır.