SON DAKİKA
hava
Google News

SUYUN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ

Son Güncelleme :

22 Ağustos 2019 - 10:17

/ 1.440 views kez okundu.
reklam
SUYUN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ
reklam

İnsan vücudundaki su oranı cinsiyet, yaş, fiziksel özellikler ve günlük fiziksel aktivitelerine göre değişim gösterir. Çocukların vücutlarındaki su oranı %70 civarlarında iken, yetişkin bireylerde bu oran %50 – %60 aralığında değişmektedir. 2. Su, insan yaşamı…
İnsan vücudundaki su oranı cinsiyet, yaş, fiziksel özellikler ve günlük fiziksel aktivitelerine göre değişim gösterir. Çocukların vücutlarındaki su oranı %70 civarlarında iken, yetişkin bireylerde bu oran %50 – %60 aralığında değişmektedir.
Su, insan yaşamı için oksijenden sonra en önemli ikinci gereksinimdir. Kanın %83’ü, kemiklerin %22’si, beynin ve kasların %75’i sudur.
Bu oranlardan da anlayacağımız üzere hiçbir şey susuz yaşayamaz; su, temel enerji kaynağıdır ve vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üreterek bize yaşam gücü sağlar.
Günlük aktiviteler sonucu vücudumuzda biriken toksinleri atmak için yaklaşık olarak günlük 2.5 lt ile 3 lt arasında su kaybı yaşarız. İdrarla 1.5 lt, deri yoluyla 0.5 lt, dışkı ve solunum ile 0.3 ‘er lt olmak üzere.
Kaybedilen suyun vücuda geri kazandırılması, su ihtiyacımızın giderilmesi, yani hidrasyon; hayati fonksiyonlarımızın düzgün şekilde yürümesi için büyük önem taşımaktadır.
Günlük olarak almamız gereken minimum sıvı miktarı, bireyden bireye değişmek kaydıyla, ortalama olarak 3 lt’dir diyebiliriz.
Aklınıza gelen soruyu tahmin edebiliyorum. Evet, içtiğiniz kahve, çay, çorba gibi sıvı gıdalar hatta meyve de bu 3 lt sıvı içerisine dahil. Ama elbette önceliğinizin ‘su’ olmasını tercih ederim.
Özellikle uzun süreli dayanıklılık gerektiren yarışma ve antrenman ortamlarında sporcuların hidrasyon düzeyinin takip edilmesi ve uygun hidrasyon düzeyinin sağlanması performansın maksimum düzeye çıkarılmasında önem oluşturmaktadır.
Sağlıklı bir insan haftalarca yemek yemeden yaşayabilirken, susuzluğa dayanma süresi birkaç günü geçemez.70 kilogram ağırlığındaki bir erkeğin vücut su içeriğinin % 2 azalması ya da diğer bir deyişle 1.4 litre su kaybı yaşaması vücudun su dengesini bozmakta, günlük aktiviteleri sekteye uğratmaktadır.
Eğer ki günlük olarak vücuttan atılması gerekenden daha fazla su kaybı yaşarsanız, bu duruma da dehidrasyon adı veriliyor. Kısaca, aşırı su kaybı da diyebiliriz.
Günlük hayatımızda birçoğumuz dehidrasyon durumunu yaşasak bile çoğu zaman farkına varmayız. Bu da günlük hayatımıza stres, unutkanlık, panik, gerginlik… olarak yansır; yine, biz farkında olmadan.
Dehidrasyon, doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunların temizlenmesine yardımcı olur.
Vücudumuzda oldukça küçük bir yer kaplamasına rağmen, vücuttaki suyun büyük bir bölümünü kullanan ve susuzluk durumunda ilk tepkiyi veren organımız, beyindir. Susadığınızda ağzınız kurur ya hani, işte bu tepkiyi oluşturan da beyninizdir.
Vücutta bulunan su miktarını her an kontrol altında tutan beyin, normalden fazla azalma gördüğünde, vücuttan atılan suyun miktarını kısar, bu da idrarımızın renginin koyu gözükmesine neden olur.
Beynin bu hamlesine rağmen halen vücuda su girmez eğer, bir sonraki hamlesi kendi aktivitelerini kısmak olacaktır. Susuz kaldığınızda sersemlemeniz, karar verme mekanizmanızın bozulması, algılama yeteneğinizin düşmesi gibi..
Eğer tüm bunlara rağmen halen vücuda su girmezse, bir sonraki adım zihin ve vücut fonksiyonlarınızın neredeyse durma noktasına gelmesidir. Hormonsal aktiviteler azalır, sindirim sistemi yavaşlar.
Dehidrasyon, cinsellik hormonunun üretimine engel olur; bu, iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir.
Vücudun günlük ihtiyacı olan suyu karşılayan, Hidrasyon – Dehidrasyon dengesini sağlayan bir insanın fiziksel ve kimyasal aktiviteleri düzgün olarak yerine gelir. Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları sorunsuz şekilde işler.
Bu dengeyi sağlamanız durumunda, çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir. Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur, uykuyu düzenler.
Ağız, göz ve burun gibi vücut dokularının nem dengesini korur, cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur, gözlere canlılık ve parlaklık verir. Yaşlılar için alzheimer hastalığına yakalanma olasılığını azaltır.
Kilo vermenin en güzel yoludur su içmek. Çok sıkı rejim yapmaya gelemeyen insanların en iyi yardımcısıdır su, kalori içermez. Metabolizmayı hızlandırır, günlük harcanan kalori miktarını artırır.
Bilimadamı Masaru Emoto su üzerinde bir takım deneyler yapmış ve suya söylenen pozitif yahut negatif cümlelerin, suyun moleküler yapısını değiştirdiğini görmüştür.
‘Teşekkürler ’ yazılı şişedeki suyun son derece güzel bir kristalle tepki verirken, ‘aptal’ kelimesi yazılı şişedeki suyun biçimsiz, parçalı kristal şekilleriyle tepki verdiği ortaya çıkmıştır.
Sevgi ve güzel sözler bir su molekülünü dahi bu şekilde etkileyebiliyorsa eğer, vücudunun %70’i sudan oluşan insanı ne ölçüde etkiler, düşünsenize..
Günlük ihtiyacımız kadar su almaya başladığımızda; fiziksel aktiviteleri yapma becerilerimizin %15, zihinsel aktiviteleri gerçekleştirme, olaylara tepki verme hızımızın %100’e yakın, sorunlara çözüm üretme ya da algılama yetimizin %20’e yakın gelişme gösterdiği görülmüştür.
Kısacası su; hayattır, doğanın biz insanlara sunduğu en etkili, en basit, en yan etkisiz ilaçtır. Suyun olduğu hayatta canlılık vardır, huzur vardır…

Haber: Haber Merkezi

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.