DOLAR 32,3698 % 0.16
EURO 35,0493 % -0.16
GRAM ALTIN 2.324,87 % 0,19
ÇEYREK A. 3.801,16 % 0,19
BITCOIN 2.284.092 -0.679
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°
Google News

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ COŞKUYLA KUTLANDI

Son Güncelleme :

24 Kasım 2023 - 15:49

/ 250 views kez okundu.
reklam
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ COŞKUYLA KUTLANDI
reklam

24 Kasım Öğretmenler Günü Erzincan İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlandı. Erzincan Belediyesi önünde Atatürk Anıtına çelenk sunma ile başlayan program 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından Erzincan İl Müftülüğünde düzenlenen programla devam etti. Programda 23 adaylığı kaldırılan öğretmenin yemin töreni gerçekleşti. 16 emekli öğretmene plaket takdim edildi. Programlara yoğun katılım gerçekleşti.

24 Kasım Öğretmenler Günü Erzincan İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlandı. Erzincan Belediyesi önünde Atatürk Anıtına çelenk sunma ile başlayan program 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından Erzincan İl Müftülüğünde düzenlenen programla devam etti. Programda 23 adaylığı kaldırılan öğretmenin yemin töreni gerçekleşti. 16 emekli öğretmene plaket takdim edildi. Programlara yoğun katılım gerçekleşti. Atatürk Anıtına sunulan Çelenk Sunma Törenine Erzincan İl Milli Eğitim Müdürü, Müdür Yardımcıları, Öğretmenler, Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi ve Şehit Polis Salih Zengin Ortaokulu öğrencileri katıldı. Erzincan İl Müftülüğünde devam eden programa ise Erzincan Valisi Dr. Hamza AYDOĞDU, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa SARIGÜL, Jandarma Albay Ahmet KOÇDEMİR, İl Emniyet Müdürü Kenan KURT, İl Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer KARTAL, İl Müftüsü Muharrem GÜL, okul müdürleri, Müdür Yardımcıları, Öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Osman ÇİÇEK’in Kur’an-ı Kerim Tilavetinin okunmasıyla devam etti. Ardından protokol konuşmaları kapsamında kürsüye gelen İl Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer KARTAL yaptığı konuşmasında; “24 Kasım tarihini bir sembol niteliğinde değerlendirdiğimizi belirtmek isterim. Zira bize bir harf öğretene köle olacak kadar saygı ve minnet duymamız gerektiğinin bize öğretildiği dünyada senenin her günü hediye edilse azdır.

Hiçbir maddi karşılıkla izah edilemeyecek fedakârlıkları tabir yerindeyse hayat tarzı haline getiren öğretmenlerimiz geleceğimizin inşasında büyük paya sahiptir.

Dünyadaki tüm mazlumların ümidi aziz milletimizin değerlerini nesilden nesile aktaran, insanlığa faydalı olmayı bir karakter olarak belleten, bilgilerini her seferinde öğrencilerine usanmadan öğrettiği için ismi semada hayırla yad olunan onur ve şeref timsali öğretmenlerimizin gayretleri her türlü takdirin üstündedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştireceksiniz” sözleriyle öğretmenlerimizi baş üstünde tutan ecdadın torunları olarak bizleri yetiştiren aziz öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor, emekli öğretmenlerimize hayırlı uzun ömürler diliyor, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerimize başarılar diliyor, başta Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete irtihal etmiş ve görevi uğruna şehit düşmüş tüm öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.” İfadelerine yer verdi.

Ardından eğitim camiasına bu yıl katılan yeni öğretmenlerden 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi Okul Rehber Öğretmeni Muhammed İkbal HANÇEROĞLU bir konuşma yaparak; “Bugün buralara göreve yeni başlamış bir öğretmen olmanın heyecanı ile sesleniyorum. Öğrenmek ve öğretmek üzerine kurulmuş bu inancı öğretmeninden aldığı ilhamla bilimi arayan bir medeniyetin temel prensiplerini ilim ile taçlandıran cumhuriyetin varisleri olarak bize kalanı daha kıymetli ve anlamlı hale getirerek ileriye taşıyacağız.” İfadelerine yer verdi.

Ardından eğitim camiasına gönül vermiş emekli öğretmenlerden Akkar BAYAT kürsüye gelerek yaptığı konuşmasında; “Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım Öğretmenler gününde biz emekli öğretmenler adına hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum.” İfadelerine yer verdi.

Ardından kürsüye gelerek bir konuşma yapan Erzincan Belediye Başkanı Bekir AKSUN şu ifadelere yer verdi; “Bugün 24 Kasım öğretmenler günü. Öğretmen arkadaşım tarif ederken Elbette ki Sayın Valimizi tarif etti. Kendilerinin Öğretmenler Gününü kutluyorum. Mesleğimizi icra eden tüm meslektaşlarımın 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlarken ne kadar kutsal bir görev ifade ettiğinizin farkında olduğumuz ve benden önceki değerli konuşmacılar nezih cümlelerle ifade ettiler. Onların üzerine bizim ifade edeceğimiz tek cümle kalmadı. Onun için başta Şehit Öğretmenlerimiz, Necmettin öğretmeni, Aybüke öğretmeni ve onlarla birlikte tarihin derinliklerini de oluşan teröre kurban verdiğimiz tüm öğretmenlerimizi minnet, şükran ve saygıyla anıyorum. Rahmetler diliyorum. Hepinize de başarılar diliyorum, iyi ki varsınız.”

Aynı zamanda bir öğretmen olan Erzincanlı Milletvekili Mustafa SARIGÜL kürsüye gelerek 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle Öğretmenlere verilmesi gereken değerin öneminden bahsetti. Milletvekili SARIGÜL konuşması sırasında sık sık alkış alarak öğretmenlere yönelik yeni düzenlemelerin ve öğretmen atamalarının yapılması gerektiğini vurguladı. Milletvekili SARIGÜL konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Bu önemli günde, bu güzel günde Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu, Sınıf Öğretmeni olarak sizlerin huzurunda bulunmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyorum. Bizim en büyük günlerimizde bir tanesi. Öğretmenler günümüz kutlu ve mutlu olsun.

Ülkemizin geleceğini belirleyen meslektaşlarımız öğretmenlerimizdir. Eğitime şekil veren öğretmenlerimizdir. Ama inanın ki öğretmenlerimiz sıkıntı içinde çalışıyorsa eğitimde ve öğrenimde yeteri kadar başarı elde edemeyiz. Bu bugünün sonunu değil, bugünkü iktidarın sorunu değil. Bugüne kadar gelen bütün iktidarlarla ben bu konuşmaları yaptım. Cumhuriyet Halk Partisi döneminde de yaptım. DSP döneminde de yaptım bu dönem de de yapıyorum. Bunları yaparken sadece bir geleceği tesis etmek açısından yapıyorum. Siyasi bir nedenle kesinlikle yapmıyorum.

Değerli arkadaşlar, Öğretmen maaşları, yoksulluk sınırının mutlaka ve mutlaka üzerinde olmalıdır. Sözleşmeli, Ücretli öğretmen ayrımı diye bir şey olmamalı. Hepsini kadroya almalıyız. Hele hele de son derece üzgün olduğum bir konu ifade etmek istiyorum. Düşünün. Annesi babası çocuğunu okuttuğu, büyük bir emek harcadığı, büyük bir umut harcadığı ve dedi ki; ‘Oku yavrum öğretmen ol. Öğretmen oldu ve ailemize bakacak.’ Şu anda biliyor musunuz ki 45 bin Öğretmenimiz Atama bekliyor. Ve bu öğretmenlerimizin çoğu garsonluk yapıyor, komilik yapıyor, kuryelik yapan öğretmenlerimiz var.

Ama bir şey bu konuda söylemek istiyorum ki geçen sene Sayın Cumhurbaşkanımıza iletme imkânımız oldu. 110 bin atanamayan öğretmenimiz vardı. Benim de çok büyük bir katkım oldu. 60 bin öğretmen arkadaşımızın ataması yapıldı. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız bugün toplantısı yaparken bu 45 bin öğretmenimizle de buluşur diye düşünüyorum.

Değerli Arkadaşlarım, Eğitim Ödeneği mutlaka bir maaş tutarında olmalıdır. Öğretmenler gününde benim meslektaşlarıma hiç olmazsa bir maaş ikramiye olarak ödenmelidir.

Benim öğretmenim interneti düşünürse, benim öğretmenim teknik ve teknoloji geliştiğinde bir bilgisayar almakta zorlanırsa bilimi, teknolojiyi nasıl takip edeceğiz. Öğretmen arkadaşlarımıza mutlaka en modern bilgisayar %100 verilmelidir ve öğretmen arkadaşlarımızın interneti %100 ücretsiz olmalı ki dünyayı takip edebilsinler. Bu öğretmenlerimizi inanın ki tek derdi.

Yıllarca Galatasaray Spor Kulübünü yönettim. Futbolcuları oynattım 5 sene yöneticilik yaptım. 4 sene üst üste şampiyon yaptıklarım var ve UEFA şampiyonu yaptım. Monaco’da Real Madrid’i yenerek süper kupaya ulaştık. O nedenle şunu ifade etmek. İstiyorum; Hakemin düdüğü çaldığı anda futbolcu seyirci ile bağını keser. Benim Öğretmen arkadaşlarımda zil çaldığı andan itibaren dünyayla bağını keser ve öğretmen arkadaşlarımız öğrencileriyle baş başa kalır. Ama ben o öğretmen arkadaşlarımızın huzurlu olmasını istiyorum. Öğretmen arkadaşım evden çıktığı anda mutfağını düşünüyorsa, mutfağında sıkıntılarsa derse nasıl bir şekilde gelecek. Türkiye’mizin geleceği, öğretmenlerimizin mutluluğundan geçiyor. Ben de öğretmenlerimize minnet borçluyum.

Bugün buraya gelmeden önce beni yetiştiren, bende büyük emeği olan birçok hocalarımız vardır ama o öğretmenlerim adına Sayın Gülten DAYOĞLU hocamı aradım. Ellerinden öptüm. Erzincan’ın örfüne, töresine, geleneklerine göre de bir çikolatasını, bir şekerini de gönderdim.

Öğretmenlerimizin değerini bilmeliyiz. Ben İlkokul birinci sınıfı Erzincan’da Ilıç’ta Kuruçay’da Güngören köyünde okudum. Öğretmenimizin sırası bize geldiği zaman benim babaannem bilmezdi ki ne yapsın. Evindeki o kanaviçeleri çıkarırdı. En güzel masa örtülerini çıkarırdı. En güzel yemekler hazırlanırdı ki öğretmenimizin sırası bize geldi diye.

Türkiye’mizin geleceği gençlerdir. Gençlerimizin geleceği öğretmenlerdir. Şehit olan öğretmenlerimizi rahmetle, saygıyla, minnetle anıyorum.

Can Erzincan’da bir şansımız var. Başarılı olmamızın göstergesi kararlı, verimli ve uyumlu çalışmaktır.”

Protokol konuşmaları kapsamında son olarak söz alan Erzincan Valisi Dr. Hamza AYDOĞDU yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Türkiye Cumhuriyeti’nin Varisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını ebediyete intikal eden şehitlerimizi, gazilerimizi ve Albayrağın dalgalandığı her yerde görev yaparken şehit olan öğretmenlerimizi saygıyla, minnetle, duayla tekrar yad ediyorum.

Öğretmen biliyorsunuz, Osmanlıca Türkçesinde muallim demektir. Muhalim aslında kelime anlamı olarak ilmi öğrencinin kalbine damıtan demektir ve ilim tahsil etmek bizim iki bin yıllık tarihimizde, örfümüzde, geleneğimizde değerli ve anlamlıdır. Bugün günümüze geldiğimizde sosyolojinin dünyanın çok ciddi anlamda değiştiğini görüyoruz. Bugün üniversiteye başlayan bir öğrencinin elde ettiği bilgilerin üçüncü sınıfta güncelliğini kaybettiğini biliyoruz. Aynı zamanda bugün dünyaya hüküm eden firmaların %65’i son 10 yılda kurulduğunu biliyoruz.

Dünya değişiyor, sosyoloji değişiyor, aile değişiyor ve mutlaka yöneticilerimizin de öğretmenlerimizin de bizlerin de değişmesi gerekiyor. Şimdi, bizler, orta yaş grubundaki insanlar genellikle geçmişe giderek özlem gideririz. Nasıl özlem gideririz? Biz mahallemizde yürürken eğer orada öğretmenlerimiz geçerse kaçıp saklanırdık. Çünkü öğretmenimiz ‘Bu saatte dışarıda ne işin var, niçin evde değilsin, ders çalışmıyorsun?’ diye bize uyarı yapar diye saklanırdık. Okulda öğretmenimiz bize bir söz söylediğinde anne babamıza söylemeye korkardık. Nedeni şuydu: çünkü anne babalarda öğretmenlere karşı inanılmaz bir güven vardı. Bize ne derlerdi: ‘Eğer öğretmenin sana kızıyorsa mutlaka bir hata yapmış oluyorsun, yoksa hiçbir öğretmen durduk yerde bir öğrencisine kızmaz.’

Değerli meslektaşlarım, Bugün sıkıntısını yaşadığımız en büyük konu şudur: Gençlerimiz, çocuklarımız ilk tahsil yeri ilk öğretmenleri anneleridir, ailedir. Sonra da okul ve öğretmenleridir ve anneyle aileyle okul arasında kalbi bir bağ vardır. Altını çizerek söylüyorum, kalbi bir bağ vardır. Bugün bu kalbi bağın zedelendiğini görüyoruz. Bunu tekrar birlikte, beraber sevgiyle tamir etmemiz gerekiyor. Bugün eğer çocuklarımız, öğretmenlerimizin huzuruna hazır bulunmuşluk şeklinde yüksek gelemiyorlarsa aileden elde ettiği davranışları öğretmen geliştiremiyorsa okul bunu tedarik ve tahmin edemiyorsa bizim gelecekle ilgili endişelerimiz çok ciddi anlamda artmış demektir. Bugün çocuklarımız ailede dede ve yine kavramı ortadan kalmıştır. Eskiden çocuklarımız dede ve ninelerinden görerek öğrenirlerdi. Çekirdek aileye dönüştüğümüz için çekirdek ailede anne baba çalışıyor. Çocuk 3 sarmalın arasında yetişiyor. Tablet, telefon ve televizyon.

Değerli arkadaşlar, bilmiyorum katılır mısınız ama bir çocuk aileden gerektiği ilgili, gerekli sevdiği vicdani duyguları, merhameti, adaleti öğrenmemişse hiçbir eğitim sistemi bunları onlara tam olarak öğretemez. Onun için aileyle okul arasında çok ciddi bir bağ vardır. Bu bağı bizim yeniden tedavi etmemiz gerekiyor.

Fikir Vadisi’nde ırmaklar geçer, eğilir Selviler suyundan içer, bağrında ay doğar, zambaklar açar, sessiz sessiz akışında sen varsın. Fatih’in İstanbul’u fethinde, Kocasinan’ın seviyesinde, Akif’in istiklal marşında sen varsın öğretmenim… kelimeleri kanatlandıran şairlerin dizelerinde alimin, bilginin, mimarın, doktorun ve emsalsiz şahsiyetlerin yetişmesinde sen varsın öğretmenim. Kısacası günümüzde bugünümüzde yarınımızda sen varsın Öğretmenim. İyi ki varsın,

Sevgili Öğretmenlerimiz, hayatın ustaları kahramanlarımız. Bugün dünyanın en değerli zanaatkarları öğretmenlerimizdir. Ruhumuzun mimarlarının, geleceğimizin kılavuzları sizlersiniz. Bugün hem bir Vali hem de her zaman her yerde her şartta gurur duyduğum öğretmenlik mesleğini yapan sizler bizim her zaman baş tacımızsınız.

Bu mesleği bugün sizler nesillere bırakacaksınız. O nesiller inşallah omuzlarında kıyamete kadar taşıyacak. Öğretmenlik sadece meslek değildir. Bir yaşam biçimi, bir tutku, bir sanat insanın kişiliğinin gereğidir. Öğretmen derste ders anlatırken öğrencisine bilgiyi değil, sevgiyi aktarır. Sevgiyi aktardığı için öğretmendir. Sevgiyi aktardığı için hiçbir zaman unutulmaz. Sevgiyi aktardığı için her zor şartta her öğrencinin aklına öğretmeni gelir.

Bu özel günde bir öğretmen olarak başladığım günden bugüne bu mesleğin derinliklerini, zorluklarını ve paha biçilmez değerini her zaman idrak ettim. Bir öğretmen bilginin kıyılarında bir deniz feneri gibidir. Öğrencilerin zihinlerini aydınlatır. Onları bilgi okyanuslarında güvenli yolculuklara çıkarır.

Ben de bir zamanlar bu fenerin ışığını yaktım. Bu ışığın daha geniş alanda da yayılması için katkıda bulunmak istiyorum. Bir öğretmen sadece öğretmenlik mesleğinde vardır. Birine bir şey öğrettiğini gördüğü anda gözlerinin dolması, duygulanması ve mutlu olması, başkasının mutluluğuyla mutlu olma derdinde. Öğretmenliğin en temel özelliklerindendir. Öğretmenler toplumun mimarlarıdır. Her bir çocuk onların ellerinde şekillenen bilgi ve sevgiyle yoğrulan birer yapı taşıdır. Bir öğretmen olarak bu yapı taşlarını dikkatle yerleştirmeliyiz. Şimdi de bu yapı taşını daha büyük gruplara topluluklara yaymalıyız.

Bu meslek aynı zamanda sıradan bir meslek değildir. Doğuştan gelen özellikleri olan bir meslektir. Ve bence öğretmenlik mesleği Cenab-ı Allah’ın bir insana en büyük en erdemli lütfudur. Bu vesileyle başta görev başında şehit düşmüş öğretmenlerimize ve ebediyete itikâl etmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Uzun yıllar boyunca çok büyük fedakârlıkla çalışıp emekli olmuş öğretmenlerimize bundan sonraki hayatlarında sağlıklı, huzurlu ve hayırlı bir ömür diliyorum. Değerli öğretmenlerimiz, iyi ki varsınız, iyi ki hayatımızdasınız, Allah hepinizden razı olsun. Kalbiniz dert keder ve hüzün görmesin.”

Protokol konuşmalarının ardından Erzincan’da Aday Öğretmenlik sürecini tamamlayan 23 Öğretmenin Yemin Töreni yapıldı. Türk Bayrağına yüksek sesle yemin ederek görevlerine başlayacak olan öğretmenlerin yeminleri ardından salondan büyük bir alkış sesi yükseldi.

Programın devamında 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan “Bir Nehirdir Öğretmen” konulu müzikal ve şiirsel sunum gerçekleşti. Öğrenciler oratoryo okuyarak öğretmenlerin bu kutlu günlerini kutladılar.

Bu güzel sunumun ardından ömrünü eğitime adamış ve ülkesi için binlerce öğrenciye rehber olmuş 16 emekli öğretmen sahneye davet edildi. Emekli olan öğretmenlere Hizmet Şeref Belgeleri takdim edildi.

Programın sonunda Erzincan Güzel Sanatlar Lisesi Öğretmenleri tarafından hazırlanan Koro sahne aldı. Öğretmenler; Dostlar Merhaba Merhaba, Mağosa Limanı, Mektebin Bacaları, Gönül Gel Seninle Muhabbet Edelim türkülerini dillendirdiler.

 

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.