ERT Haber Sultan Seydi olarak bilinen Acepşir Gazi’nin türbesini sizler için ziyaret etti. Tarihçi Yazar Tahir Erdoğan Şahin Sultan Seydi olarak bilinen Acepşir Gazi’nin tarihçesi hakkında bilgi verdi.
ERT Haber Sultan Seydi olarak bilinen Acepşir Gazi’nin türbesini sizler için ziyaret etti. Tarihçi Yazar Tahir Erdoğan Şahin Sultan Seydi olarak bilinen Acepşir Gazi’nin tarihçesi hakkında bilgi verdi. Bölgede İl Özel İdaresi tarafından kısmen yapılan çevre düzenlemesinin yeterli olmadığını belirten Şahin Acepşir Gazi türbesinin yenilenmesi gerektiğini ifade etti.
Sultan Seydi olarak bilinen Acepşir Gazi’nin Binkoç köyü sınırlarında bulunan türbesi ve bölgenin tarihçesi hakkında bilgi veren Tarihçi Yazar Tahir Erdoğan şu ifadelere yer verdi; “Tarihi kişilere başlıca sıfatlar verilebiliyor. Örneğin Mengücek Gazi’ye Sultan Melek dendiği ve Acepşir Gazi’ye de Sultan Seydi deniliyor. Esas itibarıyla bizim halkın dini, tarihi geleneğinde üçler, yediler, kırklarla gelen yani bu ülkeyi bu coğrafyayı bize vatan olarak miras olarak bırakan insanların belli evsafta olduklarına inanırız. Bu evsaf kütü vat evsafıdır. Yani fetihçi bir ruh vardır. Bu fetihçi ruhta hem manevi hem maddi katkıları söz konusudur. Acepşir Gazi’de yine 19. Yüzyıl salnamelerinde geçer. Biri Mengücek Gazi, biri Ali Cerrah, biri de Sultan Seydi.
Acepşir Gazi kendi kitabesinde Berh’ten Horasan’dan geldi diye ifade vardır. Bizim halkımızın ifadeleri genelde sembolik ifadelerdir. Horasan’dan geldik demek Orta Asya kökenliyiz demektir. Ama Anadolu Orta Asya’ya her zaman Horasan kapısından bağlıdır. Horasan Türk İslam kültürünün yüreğinde yer alır. Bizim Rönesans’ımızın kaynakları da budur. Acepşir Gazi gibi insanlarımız o Rönesans’ımızın kaynakları olan o yüreğin esintisini bu ülkeye getiren insanlardır. Anladığım kadarıyla önceki Acepşir Gazi’nin geleneksel bir türbesi söz konusuydu. Bu büyük ihtimalle altıgen olan, sandukası olan, kubbesi olan bir türbeydi. Yüzyıllar içerisinde bu türbe harap edilmiştir. Daha sonraki dönemde burayı iyi niyet gayretleriyle yeniden düzenlemeyle maalesef dokusu daha bozulmuş gibi gözükmektedir. Bizim yapmamız gereken şey bizim doğal yapıyı bozmadan, geleneksel mimariyi göz önüne alarak, burada yerleşim alanları da var onları da kısmen gözükür hale getirecek bir şekilde yeniden gözden geçirmek, yapılması gerekenleri yapmak olacaktır.
Acepşir Gazi’nin kendisi bu türbenin içinde. Şöyle bir şansımız var. Kitabesi bulunuyor. Her ne kadar sandukaya iliştirilmişse de, bir de minberi duruyor. Bunları değerlendirecek bir şekilde bu dörtgen yapının yanlarından yontmayı, buranın asli, özel taşlarından yeniden ördürmeyi, geleneksel dokusuna uygun olarak 1,5 metre daha yükseğe kaldırmayı düşünüyoruz.
Biz bilim adamı olarak elimizden ne geliyorsa bunları yapmaya başladık. Bunu değerlendireceğiz. Çizimlerini yapacağız. Gerekenleri yapacağız. Sonuçta burayı insanlarımızın inanç değer merkezi olarak, Erzincan coğrafyasının muhteşem bir parçası olarak kullanılması için gerekli bütün dizaynı yaptırmayı düşüneceğiz. “