TEDx programları kapsamında Erzincan’da ilk defa düzenlenen TEDx Ergan programı Son Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
TEDx programları kapsamında Erzincan’da ilk defa düzenlenen TEDx Ergan programı Son Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Programa Son Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra Erzincan Valisi Doç Dr. Hamza Aydoğdu, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun ve İl Protokolü katıldı. TEDx Ergan etkinliğinde alanında uzman isimler, öğrencilerle ve Erzincanlılarla bir araya geldi. Türkiye’nin önde gelen iş adamları, girişimcileri, bürokratları ve alanında uzman konuşmacıların olduğu ve Erzincan’ın ilk TEDx etkinliği olan TEDx Ergan etkinliğinde konuşmacılar farklı konu başlıklarında Erzincanlılarla ve öğrencilerle bir araya geldi. TEDx programının öncesinde ilk olarak konuşan EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent şu ifadelere yer verdi;
“Değerli konuklar bundan 3-4 ay evvel ben İstanbul’daki bir toplantı sırasında Erkan Yıldırım Beyefendi, beni Fatih Aydın Beyefendi ile tanıştırdı. Dedik ki TEDx Ergan programını düzenlemek istiyoruz. Ben de birden heyecanlandım çünkü. Yaklaşık 4-5 senedir TEDx konuşmacılarını merakla seyrediyorum. Onlardan bir ilham almaya gayret ediyorum. TEDx konuşması Erzincan’da deyince ben de çok memnun olurum dedim ve o günlerden bugünlere geldik. Belki buradaki birçok kişi merak etmiştir, bakmıştır. Teknoloji, dizayn, teknoloji, eğlence ve tasarruf, işte birbirinden bağımsız organizasyonla anlama geliyor. Ancak bu konuşmalarda ve konuşmacılardan benim anladığım kadarıyla bu başarılı insanların öykülerin başarılı insanların yaptıkları işle ilgili hikayeleri çıkanlar için çok ilginçtir. Sevgili öğrencilerimiz bilir, motivasyon konuşmalarını çok seviyorlar. Motivasyon konuşmaları çünkü onlara da bize de ilham veriyor. Bütün konuşmaların üniversitemize çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.”
Ardından konuşan Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun şu ifadeleri kullandı;
“Hayat hikayelerinin başarılı olma sebeplerini aslında Başbakanımıza çok net görüyoruz. Temelinde aile bağları var. Gördüğümüzde Sayın Başbakanımız evlatları zaman zaman torunlarıyla Birlikte bir kaç bıçak bir arada oldukları için bize verilen mesaj aslında hem toprağımıza bağladık. Aileye bağlılık, sadakat, vatana ve devlete sadakat bizleri başarı hikayesiyle buluşturmakta. Sayın Başbakanımın kendilerine minnet ve şükranlarımızı arz ediyoruz. Sayın Valimizi burada ifade etmeden geçemeyeceğiz. Geldiği Dünden beri Erzincan’da birçok konuda önderlik yapıyor, yol haritasını belirliyor ve en önemli öğrendiğimiz iki özellik var diyor. Birbirine benziyor. İyilik ve kötülüğün sebebi olduğunu, Erzincan kardeşliğin şehri, huzurun şehri, güvenin şehri, iyiliğin yayıldığı şehir olarak kendilerinin göstermiş olduğu yakın ilgi de emeğinden dolayı da teşekkür ediyorum. İnşallah bundan tüm dünyaya vatana, millete sadakat, Türk milletinin derin kotlarında onun için de biz tüm ülkemizde, Başbakanımızın, 15 Temmuz’da verdiği karar ve bugün bulunduğu görev örtüşüyor. Türk milletinin karakterine uygun olarak, AKsakal olarak görev yapmakta biz de Türk milliyetçileri olarak gurur duyuyoruz.”
Ardından katılımcıların ve öğrencilerin yoğun alkışı arasında sahneye gelen Vali Hamza Aydoğdu burada yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Sayın Başbakanım, mottomuz zamanın ruhu, ama zamanın ruhuna uygun hareket etmemiz gerekiyor. Hepimiz değişimden bahsediyoruz ama aslında değişmek istemiyoruz. Bizim gizli aşkımız rutin efendim. Rutini çok seviyoruz. Şimdi TEDx burada, gençler salonu niye doldurdu? Zaten TEDx’i biliyorlar ama belki TEDx tarihinde ilk kez bir Başbakan TEDx konuşmacısı olarak burada. Onun için sahneyi fazla işgal etmeden Sayın Başbakanımızın ilham veren öyküsünü dinlemek üzere sahneden ayrılıyorum. Bu toplantının, bu ilham veren toplantılarımızın, gençlere model olmasını temenni ediyorum.”
17 Mayıs 2024 Cuma günü saat 10.00 da Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyük Kasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde başlayan TEDx Ergan etkinliğinde; Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Konseyi Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Son Başbakan’ı Binali Yıldırım’ın da açılış konuşması yaptı. Son Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Ne demişler? “Musa’nın asası, babanın kesesi, sözün kısası makbuzdur.” Evet değerli hemşehrilerim, değerli konuklar, sevgili öğrenciler, değerli hocalarım TEDx’i bir de biz okuyalım. Türkiye’de Erzincan. Türkiye’de Erzincan’da bir dünya üniversitesindeyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’ndeyiz. Bu da bir ilk olsun. Bu TEDx hikayesi Silikon Vadisi’nde, Silikon Vadisi biliyorsunuz Kaliforniya’da. Orada Stanford Üniversitesi öncülüğünde kurulan bir vakıfla beraber 1984’te başlamış. Amacı ne? Amacı da yenilikçi fikirleri yaymak. Teknoloji, teknolojik gelişmelerin bir tarihi geçmişi var insanlık tarihinin bilinen insanlık tarihi, milattan önce üç binli yıllar, Atalar, İskitler, bizim dedelerimiz, Türklerin başlangıcı oradan kabul ediliyor. Ama Bu bilinendir. Her geçen yıl bütün araştırmalar devam ediyor ve dünyanın insanı, bilinen tarihinin çok daha eskilerde olduğu inan devam ediyor. Alo. Şimdi bu üç bin yıllık tarih içerisinde önemli evreler var. Göçebe, alçı, toplayıcı toplumlardan şehirleşmelere büyük devletlere, imparatorluklara varan gelişme var. Aslında Amerika Amerika, Avustralya gibi yerler onların tarihi çok kısa. İnsanlık tarihi onlardan çok farklı. İnsanlık tarihinin olmazsa olmazı da Türkler. Eğer Türklerin çıkarırsa dünya tarihini yazmak mümkün değil Yazacak bir şey bulamaz. Atilla Batı onu imparatoru Karta Yaylası’na geldiğinde Avrupa’da devlet yok. Ne Alman var, ne Fransız var. Ne İngiliz var Vesaire gibi var. Onlarla telaşla roman imparatorluğuna sığınmıştır. Avrupa’ya da medeniyeti getiren Türkler kadim Asya’da da asırlardır medeniyeti kuran, geliştiren hep Türkler olur. Sevgili hemşehrilerim, sevgili gençler. Bugün boyunca buraya teşrif eden, gelen davetliler, bir birbirinden değerli davetliler var, konuşmacılar var. Bunlar çeşitli konularda fikirlerini, başarılarını siz gençlerle, bizlerle paylaşacak. Ve ilham kaynağımız olacak. Gençler için özellikle Fatih kardeşimiz benimle ilgili epeyce methiyelerinin düzdür. Ama ben layık olmanın gayreti içinde ancak olduğumu söyleyebilirim. Ben Erzincan’ın Kayı Köyü’nde Taban Dursun’un oğluyum. Bin dokuz yüz elli beşte doğdum. Benim sene yapay zekanın konuşulduğu senedir. Internet gençler, bin dokuz yüz altmış dokuzda ilk defa Amerika’da askeri amaçlı birbirleriyle iletişim kurmak amacıyla kullanılmıştır. 1969’da iki tane olay var. Bunun biri internetin keşfedilmesi, diğeri de Ay’a Yine Amerikalıların ayaktasınız. O yılları yaşayan aklı erenler bilim. Internet hiç konuşulmadı. Ne konuşuldu? Hayat insanoğlunun hayat bastığı konuşması. Ama şimdi onu hatırlayan var mı internet, internet bizim artık her şeyimiz. Olmazsa günlük hayatınızı bile sürdürmekte zorlanacağınız bir durumla karşılaşıyoruz. Sosyal medya, birliğe erişim, bilgiye erişim internetin WWW dediğimiz yer açılımı olan internetin yaygın kullanışı ile beraber artık dünyanın bilgileri bizim cebimize girdi. Ben Kasımpaşa ilçesinde öğrenciyim. Yıl bin dokuz yüz yetmiş bir. Sön Türk tatilinde hocamız bir ödev verdi. Pınarhisar, şeker fabrikasının tarih kütüphanesine gittim. Diğer yerlere gittim. Hiçbir yerde bilgi bulamadım. Kalkın Otobüsü indirip duran şarap fabrika hep fabrikadan, bilgileri, dernekleri değimi yaptı. O günden bugüne değişimi anlatmaya gerek yok. Fiili artık elinizin altında. Cep Telefonunda, bilgisayarınızda dünyanın bilgisini aynı anda görebiliyorsunuz, elde edebiliyorsunuz. Böyle bir hale geldi ki hiç gizlini saptığınız yok. Bu kürsüye çıkıp konuşmak esaret istedik. Çünkü siz konuşurken karşınızda oturan insanlar doğru mu söylüyorsunuz, yanlış mı söylüyorsunuz, anında kontrol etmek. Eskiden siyasetçiler Yozgat’ta Ormanda Ormandan ormancıdan sizi kurtaracağım diye propaganda yapar. Ve ikisi birbirinden haberi olmaz. Ama şimdi siyasette zor bilim adamımız olmak zor. Yönetici olmak daha doğrusu Dolayısıyla her şeyimiz şeffaf. Herkes, her şeyden haberdar. Bu güzel iştir. Karar vericilerin, kamu adına eksik kullananların da daha kendilerine çeki düzen vermesine ve işlerini toplum yararına daha güzel yapmasına vesile olur. Değerli arkadaşlar Fatih Bey benimle ilgili bir de anıdan bahsetti ama eğer müsaadeniz olursa Tekrar edeceğim. Bazı ayrımcılar anlaşılmamış olabilir. O herhalde duyduğu kadarıyla anlatsın. Yıl bin dokuz yüz doksan bir İsveç Balmöy’de dünya ellincilik üniversitesindeyiz. Orada İskoçyalı bir hocamız var. Adım Bekir Hande Ersoy o hoca sizi İngiliz derste de şöyle dünyanın yüzden fazla ülkesinden gelen İnsan. Bunlar normal öğrenci değil. Kamuda çalışan, belirli bir tecrübeye ulaşmış ama denizcilik alanında güneş milletlerin kurduğu bu üniversitede uzmanlık eğitimi alıyorlar. Yüksek lisans eğitimi alıyor Dolayısıyla yaşlılarının en küçüğü kırk yaşında. Böyle bir üniversite. Burada özellikle Afrika ülkelerinden gelen arkadaşlarımız var. Uzak Doğu Buradan gelen arkadaşlarımız var. Dikkatimi sürekli çeken bir şey var. Hayat depreminin, profesör bu Afrikalı, Uzak Doğulu bakın Daha fazla ihtimam gösteriyor. Davada samimiyet gösteriyor. Görmenden geliyor. Ya bu bir aslansınız mı filan dedim. Takip ettim ettim. Fakat bilinçli yaptığının Bakın. Ders bittikten sonra dedim ki hocam bir dakika. Bir konu konuşacağım sizinle. Şaşırdı. Buyur dedi. Kapıyı kapat. Dedim ki ya bu Afrika’dan gelen arkadaşlar çok fazla alaka gösteriyorsunuz. Ihtimal gösteriyorsun, bizi iplemiyorsun. Bu ne iştir? Şöyle bir şaşırdık. Ben Mısır Yıldırım sana anlatayım dedim bunu. Bak dedi bunlar çatıdan gelince yarın evine kadar eğiliyor. Sen gidiyorsun bizi hiç takmıyorsun. Ama dedi ben biliyorum niye böyle yaptığını Ne derler? Dünyada iki tane ulus var dedi. Hiç sömürge olmamış. Yani esaret altına girmiş. Biri İngilizler, biri de Türkçe. Onun için yapmıyorsun sen dedi. Biliyorum Hocam dedi eksik biliyorsun. Dünyada bir ulus var. Ne sömürgesi altına kimseyi almış ne de sömürgecilik yapmış. Kimseyi istememiş. Olmaz. O da Türk’üz Arkadaşlar bizim böyle Şanlıurfa tarihimiz var. Kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi asla unutmayalım Gençlerin ruh halini biliyorum. Ben de o dönemleri yaşadım. Başka ülkelerde, başka yerlerde çok daha güzel şeyler olacağını hayal edersiniz. Bu gayet doğal. Bu yaşın size verdiği bir hasbel. Ama bilin ki Ülkemizden daha güzel bir yer yoktur. Gidin, görün. Amaç kanamayacaksınız, mutlaka öleceksiniz. Hani derler ya gününüz altın kafese koymuşlar, ille de vatan vatanımdır. İsveç gelişmişlikte dünyanın en önemli ülkelerinden biridir. Ben mezuniyetin sonunda bir gün daha kaldım. Aynı gün akşam döndüreceğiz. Değerli kardeşlerim tabii konular birbirinden güzel konular var ama ben birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Onlardan bir tanesi üniversite, üniversite eğitiminin Türkiye’de ve dünyadaki durumu. Hatırlayın. Bizim iktidarımız döneminden önce yetmiş altı tane üniversite var. Bugün iki yüz sekiz üniversite var Zaman zaman çok üniversite açıldı diye eleştiriler peki Güney Kore’ye bakalım. Güney Kore’nizi Buse elli iki milyon. Elli bir nokta yedi milyon. Beş yüze yakın Rusya’da üç bin üniversite yetmiş altı üniversite varken ne oluyordu? Üniversiteye erişimde dünyada sondan beşinciyiz Şimdi dünyada üniversiteye erişimde ilk beş ülke arasına girdik. Hemen üniversiteye gireceğiz de sonra ne olacak? Üniversite bize ne veriyor? Bize vizyon veriyor. Üniversite hazır. Küresel düşünme gerekçesini kazanmaktır. Analitik düşünme melekesini kazandırıyor. Muhakeme kabiliyet arttırma artmasına vesile olur. Üniversitenin vereceği üniversiteden sonra hangi işi yaparsanız, ne yaparsanız yapın çok daha kapsamlı hal nasipsiz ihtimalleri hesap ederek düşünme melekesi kazanır. Ama şimdi ondan daha önemli bir şey vardır. Yapaydır. Yapay zekânın tarihi de aslında bizimle yaşın. Ama hazırlık süresi, hazırlık süresi altı buçuk asır. Öğle veya böyle altı buçuk asırdır, altı yüz elli yıldır yapay zekâ dünyanın gündeminde, araştırmacı Gündeminde akademisyenlerin gündeminde tarihçilerin gündeminde. Ama hayatımıza girmeye başladığı tarih şubesinin iki bin ondan hele hele şimdi mesela TV iki, dört O versiyonu çıksın. Bu bütün her şeyin allak bullak etti. Şimdi bu sohbet programında ne var? Aynı karşılıklı sohbet eder gibi sohbet ediyoruz. Sesimizin tonundan düzgün olduğunuzu veya sevinçli olduğunuzu anlıyor tepki veriyor. Leb demeden leblebiyi anlıyor. Yani cümleye hangi şekilde bitireceğini anlayarak ona karşılık veriyor. Bütün bunlar olunca insanlıkta bir tedirginlik bir telaştır. Ne oluyor acaba yeni bir insan mı meydana getiriyoruz? Allah’a haşa rakip mi çıkıyor? Yaratıcıya karşı mı geliyoruz? Diyenler ne oldu İşimi kaybedeceğim diyenler de oldu. Şirketler, insanlar artık bu teknolojiyi kullanarak hayatını da kolaylaştırıyor, başarısını da arttırıyor internet ortamından, platformdan E ticaretle başlayan Çinli hemşehrimiz. Bugün dünya devri. Ne dükkânı var, ne sermayesi var. Sadece dünyada cep telefonu kullanan milyarlarca insan onun atılmıştır. Platformlar Türkiye’de de var. Başka yerlerde de var. Dolayısıyla talep yapay zeka bence kısa vadeli üç yüz milyonu işinden edebilecek. Orta vadede sekiz yüz milyonu işinden edebilir. Aslında eğer biz zamanın ruhunu okuyabilirsek burada kendi kendimizi dönüştürebilirsek dönüşümü başarabilirsek işimizi kaybetmek bir tarafa birçoğundan daha öne geçebiliriz. Neyle Yapay zekanın kullandığı araçları kullanarak yani değişime dilenmeyelim. Değişimi, gelişimi kendimizi hızlı bir şekilde adapte ederek bunu bir tehditten fırsata dönüştürebiliriz. Baştan beri insanlığın konuştuğu konuların başında yapay zekayla ilgili, internetle ilgili ne geliyor? Mahremiyet, gizlilik, işitsel hakla simit, internet veya dijital çağın, bilgi iletişim teknolojileri dediğimiz alan Hayatımıza girip zararlarını görmeye başladıktan sonra mevzuata hazırlanıyor. Çünkü çok güçlü. Farkına varmadan kendinizi işin içinde buluyorsunuz.
Ve burada oluşan tuşlara karşı da tedbirlerin almak için sonradan yasal düzenleme yapıyoruz. Burada da durum farklı olmayacak. Yapay zekamız, insanın yerine geçmesine yönelik çabalar, zor birçok hukuki toplumsal sorunu ve tehlikeyi getirmeye gebedir. Bu teknoloji elbette ki bizi perişan persat öne geçirecek zararlarına aynen ilaç yeterince aldığında tedavi görüyorsun. Ama aşırı algından zehir fonksiyonu içeriyor ve hayatını kaybeder çantalı, tutuk, makarna yiyebileceğin gibi çatalı birinin göğsüne saklayıp onu öldürebilirsiniz. Yani amaç teknolojiyi, yenilikçiliği bütün bu araştırmaların sonucu elde Edilen ilgileri insanlığın yararına kullanabilmekten geçer. Eğer insanlara faydası olmayan bir işle, bir ilimse onunla vakit geçir iftarında başka bir şey değil. Değerli gençler tarihsel gelişime baktığınızda on on sekizinci yüzyılda bu anı makinanın icadı dünyada büyük bir değişim yaşandı. Sonra elektrik hayatımıza girdi. Sonra bilgisayarlar hayatımıza girdi. Bilgisayarların hayatımıza girdiğinde bir tane bulmak için katlediyorsunuz. Bir hafta öncesinden teslim ediyorsunuz. Onu makineye koyuyorlar. Böyle gardırop duvardan duvara dizilir okuyor. Sonucu çarşaf gibi size veriyor. Bir bakıyorsunuz elli tane apartman. Bir daha düzeltip görüyorsunuz. On tane hatta bir daha veriyorsunuz. Sonunda yani A beş artı yedi eşitse bir denklemin çözümü. Nereye? X birden yüze kadar. Bir liste veriyor size. Işi yapıyor. Aslında yapay zeka, bilgisayar özünde sizin hatanız Eğer tekrar eden işler varsa bol bol onu siz elinizle yapamazsınız. Makineye verirsiniz. Tarifini de yapıyorsunuz. Istediğiniz kadar yapın. Birden bir milyona kadar asal sayıları yan yana Tereciye tereyağ siz biliyorsunuz. Giriş, çıkış, arada bir sürü işlemler var. Böyle olursa bu tarafa git. Olmazsa aşağı git. Bir liyakat o diyardan işte işin özünü teşkil ediyor. Buna daha takıyoruz. Bizim beynimizde her an cereyan eden düşünceler, eylemlerin kağıda dökülmüş hali. Dağın için beynimizdeki aynı anda bilgi işleme dediğimiz işin bilgisayarla çok küçük bir kısmını yaptık. Henüz insan beyninin sahip olduğu bilgi işleme kapasitesine ulaşmış değiliz. Aynı anda Başka bir sürü konular var. Bütün bunlar bize yardımcı olacak araçlar. Bunun ötesinde bir özelliği yok. Peki gözde meslekler ne olacak? Yeni dönemde Üç boyutlu üretim teknikleri. Bir kütüğü koyuyorsun. Yan tarafta da proje var. Ona göre tek parça da oynuyor, emiyor, biçiyor. Size istediğiniz ürünü çıkarıyor. Robotik mühendisliği, hikayeler çalışıyor. Blok zincir uzmanlığı yani ikinci kainat. Bu dünya değil de öbür dünya gider Fatsa’ya. Metarım dediğimiz hadise de geleceğin önemli alanlarından biri. Dijital veri kontrolü veya bebek gibi nano teknoloji mühendisliği, siber güvenlik uzmanlığı vs. Bunlar yeni iş alanları. Yeni teknolojiler. Aslında ortada kaybolan bir şey yok. Bir dönüşüm var. Yani biz dönüşmezsek yarın yarış ışık alıyoruz. Dünyanın bize ayak uydurmasını beklemek büyük bir saflık olur. Büyük bir yanınızda olur. Değişimi ıskalamamamız lazım. Değişimin içinde geçitmeden yer almamız lazım. Eleştirmek ve eleştir eleştirmeye biz çok seviyoruz arkadaşlar. Eleştirmek çok kolay bir şeydir. Ama eleştirmek zordur. Biz son yirmi senede eleştirmeden ziyade eğleştirmeyi yaptık yaptık. Yaptık. El tabloyu yaptık. Ve başlayan vatandaşın, devletin kapısında ömür geçirmeden, işinin gücünü yapacağı işleri elektronik format geçirdik. Iki bin dokuzda e-Devlet kapısı deyince herkes yüzüme bakıyor. Ne bu ya? Nereden çıkardık? Müthiş bir direnç. Niye? Biz onun takdimini yaparken sloganımız şöyleydi. Geldi. Bürokrasi suç oldu. Yani artık düğmeye basıyorsun, fişini yapıyorsun. Böyle başladık ama böyle mi gitti? Pasaport alacaksınız devlete giriyorsunuz? Şunları şunları şunları yap diyorsun. Işaretliyorsunuz falan. Tuşa basıyorsunuz bitti zannediyorsunuz. Bekliyorsunuz, gelen yok, giden yok. Pasaportunuz gelecek. Gidiyorsunuz şeye, emniyete şunları doldur. Şunları yap. Şunları yap. Evrakları hazırla gel dedi. Yaptım ben bunları. Yaptık abi. Ya bırak seninle avrat geçirsin. Ha bunları yak gel kardeşim dedim. Yani zihniyet dönüşümü olmadan el dönüşüm tek başına bir işe yaramıyor. Zamanla onu öğrendik. Şimdi artık birçok hizmet elektronik ortamdan alınabiliyor, sorgulamalar yapılabiliyor. Ve bir anlamda vatandaşın Hayatı kolaylaştırıyor. Değerli genç arkadaşlar, öğrenci arkadaşlar beni burada daha fazla zaman, damat gibi bir niyetim yok. Bizden sonra birbirine eşkin konuşmacılar var. Onları dinleyeceğiz. Ben buradan sözlerime ara veriyorum ve bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen başta Fatih Adem arkadaşımız olmak üzere rektörümüze, valimize, belediye başkanımıza, milletvekilimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca görüşlerini bugün tecrübelerini bizimle paylaşan ve bize ilham verecek bütün birbirinden seçkin davetlilerimize de Anadolu’da bir dünya üniversitesi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’ne hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.”
3 Panel şeklinde gerçekleşen TEDx Ergan etkinliğinde; bürokratlar, iş adamları, girişimciler, şirket CEO ve yetkilileri, vakıf ve kooperatif yetkilileri konuşmacı olarak yer aldı.
Programa katılan konuşmacılar tarafından, Yapay Zekâ, Zamanın Ruhu; Markalaşmak, Geleceğin Liderleri: Tecrübenin Bilge Eli, Gençliğin Canlı Ruhu, Kuşaklar Arası Liderlik Değişimi, Güvenli Limanlardan Çıkmak: Bir Denizcinin İnovasyon Rotası, Rüzgâra Yelken Açan Başarıya Demir Atar, Girişimcilik-Sağlık, X&Y Kuşağında ki Bağlantı, Geleceği Şekillendiren Anlar, Hünerli Eller Kadın Kooperatifi: Toplumsal Dönüşümün İnşasında Kadın Gücü, Ufuk Çizgisinin Ötesinde Sizin Sınırınız Neresi? başlıkları altında bilgi, deneyim ve tecrübelerini paylaştı.
