Global çapta önemli gündem maddelerinden olan “İklim Değişikliği”, “Yeşil Dönüşüm” ve “Yeşil Kalkınma” konularında yürütülen çalışmalar Ankara’da düzenlenecek olan Eko İklim: Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi/Fuarı’nda etkinlikler, programlar ve oturumlarla kapsamlı bir şekilde ele alınacak.
Global çapta önemli gündem maddelerinden olan “İklim Değişikliği”, “Yeşil Dönüşüm” ve “Yeşil Kalkınma” konularında yürütülen çalışmalar Ankara’da düzenlenecek olan Eko İklim: Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi/Fuarı’nda etkinlikler, programlar ve oturumlarla kapsamlı bir şekilde ele alınacak. Fuarda ülke ekonomisine kazandırılacak küresel iklim etkenliğinde oluşan iş ve kaynaklar değerlendirilecek. Böylelikle İklim değişikliği konularında ekonomi alanında işletmeler ve ticari platformlar açısından bir farkındalık oluşturularak topluma yansıtılacak.
Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması gereğince Türkiye, 2053 yılına kadar 60 milyar Avro “Karbon Vergisi” yükü ile karşı karşıya olduğu tespit edildi. Karbon vergisi, ulaşım ve enerji sektöründe, yakıtların karbon içeriğine uygulanan bir vergidir. Ekonomik sektörler tarafından yayılan her türlü sera gazı veya sera gazı kombinasyonuna uygulanan bu verginin ülke ekonomisine kazandırılması ile küresel ısınma kaynaklı iklim değişikliği varyasyonunda bir kaynak oluşturmaktadır. Bu en azından büyüme ve ilerleme yolunda giden Türkiye ekonomisi açısından bir temel teşkil etmektedir. Bu amaca yönelik ticari kuruluşlar tarafından atılacak ilk ve güçlü adım olacaktır.
“İklim Değişikliği” ve “Yeşil Dönüşüm” konularında küresel düzenlemelere en doğru şekilde ve hızla hazırlanmak, iklim değişikliği ile mücadele ve ekonomiye etkisinin en aza indirilmesi için ortak akıl oluşturmak amacıyla 30-31 Mart tarihleri arasında ATO Congresium’da gerçekleşecek Zirve, dünyanın ilk ekonomi ve iklim değişikliği fuarına da ev sahipliği yapacak.
Ankara’da karbon nötr olarak gerçekleştirilecek Zirve’ye; devlet başkanları, kamu kurumları temsilcileri, yirmiyi aşkın uluslararası kurum ve kuruluş, otuzu aşkın üniversiteden akademisyen, iyi örnek uygulamalarıyla belediyeler, organize sanayi bölgeleri, teknokentler ve sektör temsilcileri katılacak.
12.000 katılımcı, 50.000 çevrimiçi ve uzaktan ziyaretçi hedeflediğimiz Zirve’de; 4.000 m²’lik alanda, “Ekonomi ve İklim Değişikliği” temalı Fuar ve İklim Müzesi kurulacak; ulusal ve uluslararası 150 konuşmacının yer aldığı yirmiyi aşkın oturum yapılacak, B2B görüşmeleri, sertifikalı eğitim programları, eğitimler, workshoplar, sergiler gerçekleştirilecek; konserler, dinletiler ile mini gösteriler sahnelenecek.
Küresel Isınmada Karbon Etkisi
Küresel Isınma atmosfere salınan sera gazlarının birikmesiyle sera etkisi yaratması sonucu dünya üzerindeki sıcaklık artışı olarak ifade edilmektedir. Atmosferde tutunan sera gazlarının yoğunluğu güneşten gelen kızılötesi ışınların bir o kadar atmosferde tutulması ve bu nedenle dünyanın ortalama sıcaklığının artmasına yol açmaktadır. İnsan faaliyetlerinden kaynağını alan sera gazı emisyonları nedeniyle küresel sıcaklığın artarak yükselmesi kaçınılmaz olmaktadır. Yerkürede hidrolojik döngüde yer alan yağışlar ve su akışları da bu değişkenlikten önemli oranda etkilenmekte ve istikrarsız bir iklim döngüsünü meydana getirmektedir.
Karbon Ayak İzi
Karbon Ayak İzi; insan faaliyetleri sonucu atmosfere salınan ve küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olarak görülen Karbondioksit CO2 cinsinden ölçülen sera gazlarının çevreye verdiği zararın bir ölçüdür. Ülkeler kendi atmosferiyle ilişkili durumlar alanında kullandığı sera gazı oranına göre etkin karbon ayak izi ölçüsüyle yüz yüze kalırlar. Bu ülkelerin doğal yaşam formasyonlarında önemli bir zarara yol açtığı gibi küresel bazda sorunun artması bir bütünen dünya coğrafyasına ciddi bir etki bırakarak tehlikeyi üst seviyelere çıkarmıştır. Karbon ayak izi günü birlik aktivitelerden başlar ve yaşam standartlarımızı arttırmaya dönük kullandığımız tüm süreçlerde ortaya çıkabilir. İşe giderken kullandığımız araçlardan tutalım sanayi ve endüstriyel yakıt kullanımlarının yarattığı etki düzeltmeye çalıştığımız yaşam koşullarımıza ciddi bir olumsuz etki olarak geri dönmektedir. Bu nedenle yaşadığımız çevrede karbon ayak izlerini saptamak, aza indirmek ve bu konuda taviz vermeyen çabalar içerisine girmek önem arz etmektedir.
“Kirleten Öder”
Avrupa Birliği tarafından onaylanan Karbon Vergisi uygulaması karbon emisyonunun düşürülmesi yönünde önemli bir vergi regülasyonu olarak hayata geçirilmiş oldu. 2026’dan itibaren AB’ye ihraç edilen ürünler için üretim sürecinde salınan sera gazı tonu başına vergi alınacak. Yeni sistemde önceki uygulamalardan (Emisyon Ticaret Sistemi, ETS gibi) farklı olarak, şirketler, üretim koşullarından ziyade ihraç ettikleri ürünler üzerinden vergilenecekler. Bu değişim, üretimin regülasyon altında olmayan ülkelere taşınması yoluyla karbon kaçağı yaratılmasını engelleyecek. Verimli ve firesiz sonuçların elde edilebileceği bu düzenleme, ilk etapta demir, çelik, çimento, gübre, alüminyum ve elektrik gibi kalemlerde uygulanacak ve vergi alanı kademeli olarak genişletilecek.
TÜSİAD’ın çalışmalarına göre yeni regülasyon Türkiye’nin AB’ye ihracatını ciddi bir vergi artışıyla etkileyecek. Hesaplamalar, karbon fiyatının 30€/ton olduğu senaryolarda, Türkiye’nin AB’ye yıllık 1,074 Milyar € ödemesi gerekeceğini gösteriyor. 50€/ton olması durumunda tahmin edilen rakam 1,777 Milyar €.
İlk etapta vergiden en fazla etkilenecek sektör çimento sektörü olacak. Karbon fiyatının 30€ olması durumunda sektörün kapsam 1 ve kapsam 2 için toplam 169 milyar € ödemesi gerekecek. 50€ olması durumunda ödenecek tutar 282 €’ya yükselecek. Sektörün bu şartlarda %13 ile %22 arasında bir vergi maliyeti (Ödenen vergi/İhracat geliri) yüklenmesi bekleniyor.
Türkiye ‘nin en güvenilir eskort ilan sitesi olarak sadece bayanların değil aynı zamanda kızların profillerini de sizlerle paylaşıyoruz. Öte yandan Marmara bölgesine dönecek olursak kızlar da sitemizi tercih ediyorlar. Gerçek fotoğraflar ile hizmetinizdeler.
Çimentoyu takiben elektrik, demir-çelik ve gübre üretimi nedeniyle kimya sektörü de ilk etapta vergi yüklenecek sektörlerden olacak. Sebep olduğu yüksek karbon salımı nedeniyle bu sektörlerin yüklendiği maliyetin, diğer sektörlerin vergi kapsamına alınması durumunda da başı çekeceği düşünülüyor.