Son günlerde yaşanan süt fiyatları tartışması devam ediyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar süt üretici maliyetlerinin artması durumunda ortaya çıkabilecek yeni bir krizin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Bayraktar çiğ süt üreticisinin alım gücünün üretimi devam ettirecek seviyede olmadığını söyledi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar süt üretici maliyetlerinin artması durumunda ortaya çıkabilecek yeni bir krizin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Bayraktar çiğ süt üreticisinin alım gücünün üretimi devam ettirecek seviyede olmadığını söyledi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Ulusal Süt Konseyi’nin en son toplantısında çiğ süt tavsiye fiyatını 1 Temmuz-31 Aralık 2021 döneminde altı ay süreyle brüt 3 lira 20 kuruş olarak sabitlediğini hatırlatarak, “Bu fiyat süt üreticilerinin zarar etmesine neden olacaktır. Önümüzdeki dönemde döviz kur artışlarının yem başta olmak üzere diğer maliyetlere olası etkileri de dikkate alınarak fiyatlar yeniden belirlenmelidir” dedi.
“Çiğ süt üreticisinin alım gücü üretimi devam ettirecek seviyede değildir” diyen Bayraktar, süte ilişkin gelişmeleri şöyle değerlendirdi:
“Üreticilerimiz ocak ayında bir litre süt sattığında 1,1 kilo yem alabilirken, temmuz ayında ancak 0,97 kilo yem alabilmiştir. Yani bir kilo sütle bir kilo bile yem alamamıştır.
Bilim insanlarımız sürdürülebilir üretim için paritenin 1,5 olması gerektiğini söylemektedirler. Mevcut yem fiyatlarına göre olması gereken çiğ süt fiyatı 4 lira 57 kuruştur. Hâlbuki süt fiyatları 1 Temmuz-31 Aralık 2021 döneminde altı ay süreyle brüt 3 lira 20 kuruş olarak sabitlenmiştir. Ama üreticinin eline geçen net fiyat ise 2 lira 94 kuruştur. Aradaki fark çiğ süt fiyatlarını artırarak, yem fiyatlarını düşürerek ya da çiğ süt primini artırarak ve destekleri zamanında ödeyerek kapatılabilir.
Çiğ süt fiyatları önümüzdeki dönem için bu şekilde uygulanmaya devam ederse daha önceki açıklamalarımızda da sürekli vurguladığımız gibi ne yazık ki hayvanlar kesime gidecek, yeni bir kriz kaçınılmaz olacaktır.
Fabrika yemi fiyatlarının Temmuz ayında döviz kurunda yaşanan gerilemeler ve TMO’nun piyasaya ucuz hammadde vermesiyle ancak yüzde 2 civarında gerilemiştir. Bu düşüş yeterli değildir. Üreticilerimiz daha büyük düşüşler sağlayacak müdahaleler beklemektedir.
Süt yemi fiyatlarına son yedi ayda yüzde 27,9, son bir yılda ise yüzde 62,7 oranında zam geldi. Çiğ süt fiyatları yılsonuna kadar sabitlendi, ama yem fiyatlarının ne kadar yükseleceğini kimse bilmiyor. Merkez Bankası piyasa katılımcıları 2021 Ağustos anketine göre yılsonu dolar kuru beklentisi 8,94 olarak tahmin edilmektedir. Yani yılsonuna kadar döviz kurunun artacağı, kendisine bağlı yem fiyat artışını da tetikleyeceği görünmektedir. Yılsonuna kadar sabitlenen çiğ süt fiyatlarının bu öngörü dikkate alınarak yukarı yönlü revize edilmesi elzemdir.
Çiğ süt fiyatları belirlenirken devletin verdiği desteklerde dikkate alınmakta, teşviklerle üreticinin eline geçecek para üzerinden hesaplar yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan hesaplamanın doğru olmadığını yedi aydan beri ödenmeyen desteklerle daha iyi görüyoruz.
2021 yılı içerisinde üreticilerimize hak ettikleri primler henüz ödenmedi. Paranın da bir değerinin olduğunu anlamak lazım. Ocak ayında verilecek para ağustos ayında verilince ne yazık ki yeterli etkiyi yapmıyor. İstediğimiz sonucu almak için destekler sanayicinin üreticiye ödeme yaptığı dönemle yani sütün teslimini takiben aynı zamanda yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, zamanında ödenmeyen desteklerin üreticilerimize katkısı yeterli değildir.
Çiğ süt piyasasında fedakârlık bugüne kadar hep çiğ süt üreticisinden beklendi. Üreticimiz de bu beklentiyi yıllardan beri fazlasıyla yerine getirdi. Çok küçük kâr paylarıyla hatta çoğu zaman zararına sütünü satmayı kabul etti. Ancak, artık fedakârlık yapacak bir gücü kalmamıştır. Adil işleyen bir süt piyasası için bu sektöre hizmet eden, girdi sağlayan herkesin özveriyle elini taşın altına koymasının zamanı gelmiştir. Üretici biterse, süt de biter.”