Erzincanlı halk ozanımız Âşık Daimi sazıyla, sözüyle, dünya görüşü ve yaşam felsefesiyle halen zihinlerimizden ve yüreklerimizden ayrılmayan bir âşık. Âşık Daimi pir elinden bade içirildiğini söyleyen Badeli âşıklarımızdan birisidir. O da ustası Davut Sulari gibi rüyasında bade içerek mest-i elestlere karışan bir halk ozanıdır. Halk ozanı vefatının 38. yılında deyişleriyle anılmaya devam ediyor.
Erzincanlı halk ozanımız Âşık Daimi sazıyla, sözüyle, dünya görüşü ve yaşam felsefesiyle halen zihinlerimizden ve yüreklerimizden ayrılmayan bir âşık. Âşık Daimi pir elinden bade içirildiğini söyleyen Badeli âşıklarımızdan birisidir. O da ustası Davut Sulari gibi rüyasında bade içerek mest-i elestlere karışan bir halk ozanıdır. Halk ozanı vefatının 38. yılında deyişleriyle anılmaya devam ediyor.
Halk ozanımız Âşık Daimi; (D. 1932 – Ö. 17 Nisan 1983) Asıl adı İsmail Aydın’dır. Önceleri Erzincan iline bağlı Tercan, daha sonra Çayırlı ilçesine bağlı Karahüseyin köyünde yetişmiştir. Sivas yöresinde Âşık Daimi’nin ailesine Alibabaoğulları denmektedir. Daimi daha dört beş yaşlarındayken ailesi, önce Tercan’a, sonra, Sivas’ın Kangal İlçesine, II. Dünya savaşı sıralarında da tekrar Tercan’a göç etmiştir. Asıl adı İsmail Aydın olan ozanımızın babası Musa Dede, annesi Selvi Ana’dır. Babasıyla annesi aynı zamanda amca çocuklarıdır. Âşık Daimi daha sonra ustası olacak olan Davut Sulari ile aynı ilçeden Tercan’ın Çayırlı ilçesindendir. Âşık Daimi’de Davut Sulari gibi Dede ocağından gelen bir ailenin çocuğudur. Davut Sulari ile tanışık olmaları da işte bu sebeptendir.
Asıl adı İsmail Aydın olan Âşık Daimi, üçü erkek olan yedi çocuklu bir ailenin evladıdır. Annesi Selvi ile Babası Musa amca çocuklarıdır. 1932 yılında İstanbul’da doğdu aslen Erzincan’ın Tercan ilçesindendir. Ali Baba oğullarından Baba Daimi 1. dünya savaşı sıralarında İstanbul’a göç etmiştir. Asıl adı İsmail Aydın’dır. Her iki dedesinin de saz şairi olmasının etkisiyle küçük yaşta bağlama çalmayı ve âşıklık geleneğini öğrenmiştir. İlk derslerini dedesi olan Âşık Dursun Dede’den alır. Anılarından öğrendiğimize göre Âşık Daimi’yi dedesinden önce etkileyen iki halk ozanı olmuştur. Bunlardan birisi Potik Dede, diğeri, ise Eyüp Dede’dir.
Ailesi ocak olan ve Alevi dedelerinin geldiği bir soydan yetişen Âşık Daimi’nin ilk hocaları Potik ve Eyüp Dedeler olmasına rağmen Dede sülalesinden gelen Daimi’nin saz çalması ve şiirler söylemeye erken yaşta başlaması esasında geleneklerden gelen kutsi bir görevdir. Bu yüzden de bunları erken yaşta öğrenmiş, hatta geleneklerden gelen bir mecburiyet içinde öğretilmiştir.
Geleneklerden aldığı bu eğitimle beraber, Kendisi gibi Ocaktan gelen hatta Dede olmak vazifesini de taşıyan Davut Sulari onun asıl ustasıdır. Âşık Daimi, Davut Sulari’nin yanına çırak olarak verilmiş kaynakların ifadesine göre de yaklaşık iki buçuk sene ona çıraklık ederek âşıklık konusunda gerekli dersleri almıştır.
Âşık Daimi pir elinden bade içirildiğini söyleyen Badeli âşıklarımızdan birisidir. O da ustası Davut Sulari gibi rüyasında bade içerek mest-i elestlere karışan bir halk ozanıdır.
Âşık Daimi’nin asıl ustası Âşık Davut Sulari ’dir. Yaklaşık 10 yaşında Davut Sulari’nin yanında çıraklığa başlayan Daimi, 2,5 yıl kadar birlikte dolaşarak geleneğe, şiire ve türküye ilişkin bilgisini pekiştirmiştir. Daimi ile birlikte yöre yöre dolaşan aşığımız bu bakımdan Gezgin Halk Ozanları geleneğimizi sürdüren ozanlardan biri olmuştur. Bu gezintileri esnasında çağdaşı olan çok sayıda ozanla tanışmak ve onlardan feyz almak olanağını bulmuş olmalıdır. Bununla birlikte Âşık Daimi’nin Aşık Veysel, Davut Sulari, Ali İzzet Özkan, Aşık Dursun Ceylani ile tanıştığını biliyoruz. Âşık Beyani, Mahzuni Şerif, Ekberi ondan yaşça küçük olduğu halde Âşık Daimi’nin beğendiği halk ozanlarıdır.
Âşık Daimi,1951 yılında sevdiği bir kız olan Gülsüm Hanımla evlenmiş, bu hanımından yedi çocuğu dünyaya gelmiştir. Askerlik görevini ise 1960 yılında Isparta da tamamlar. Askere gitmeden önce bir trafik kazasında babasını kaybeder. Bu olaydan sonra çocuklarının da eğitimini düşündüğü için Erzincan merkezine taşınırlar.
Özellikle bu yıllar, yörede duyulduğu ve sevildiği dönemdir. Aynı zamanda kendisinin de âşıklık geleneğini pekiştirmesini sağlamıştır. Erzincan’da iki yıl kaldıktan sonra İstanbul’a yerleşirler. 1962’den sonra yeniden İstanbul’a dönen Daimi ölümüne dek orada yaşamıştır. Geçmişi dolayısıyla Daimi Baba, Tercanlı Daimi gibi adlarla anıldı.
Önceleri usta malı türküler söyleyen Âşık Daimi daha sonra kendi deyişlerine ağırlık verdi. 1948 yılında “Bir seher vaktinde indim bağlara” dizesiyle başlayan ilk şiiriyle yüzlerce türkü kazandıran Âşık Daimi, TRT tarafından açılan sınavı kazanarak TRT belgeli halk sanatçısı olmuştur. İstanbul radyosunda sözleşmeli sanatçı olarak çalışırken aynı zamanda bir saz evi açmış bu saz evinde çok sayıda öğrenciye saz ve âşıklık dersi vermiştir.
İstanbul’a gelmeden önce Alevilik inancına ve kırsal kesimin zevkine uygun deyişler söyleyen Aşık Daimi Kente göçtükten sonra şiirlerinde kentli konulara sosyal sorunları ele alan deyişlere yönelmiştir. Halkı dolandıran kişilerden, geri kalmışlıklardan Doğunun sorunlarından köylülerin yoksulluğundan yurt dışında yaşayan göçmen Türklerin çektiği hasretlikten söz eden şiirlere ağırlık vermeye başlar.
Yurt içi ve yurt dışı çok sayıda konsere katılan sanatçının dokuz yüzden fazla şiir yazmış olduğu sanılmaktadır.
Özellikle yaşamının son 20 yılında birçok genç ozanı etkilemiştir. Uzun yıllar birçok sanatçı ve ozana bağlama dersleri vermiştir. Türkiye ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde konserler vermiş, onlarca kaset ve plak doldurmuştur. Şiirlerinde sevgi, doğa ve her türden ayrımcılığı eleştiren, insan öğesini öne çıkaran konuları işlemiştir. Kızı Yadigâr Aydın Orhan tarafından hazırlanan Daimi’nin tüm şiirleri ve deyişlerinin toplandığı kitap “Âşık Daimi, Hayatı ve Eserleri” (1999) adıyla yayınlanmıştır. 17 Nisan 1983 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Mezarı İstanbul, Karaca Ahmet Türbesi yanındadır.
Çok sayıda plak ve kaseti bulunan sanatçının çok sayıda radyo programı olmuştur. Âşık Daimi’nin hayatı hakkında : “ Süleyman Zaman CAN Derinliklerin Ozanı Âşık Daimi Yaşamı, Felsefesi ve Şiirleri (ADİL ALİ ATALAY) YAYINLARI adlı bir eser yazılmış, Yadigâr Aydın Orhan tarafından hazırlanan Daimi’nin tüm şiirleri/türkülerinin toplandığı kitap, Âşık Daimi, Hayatı ve Eserler (1999) adıyla yayımlanmıştır.
Ozanımızın bazı serleri şunlardır;
Âşıklar Neylesin Seni
Bir Gerçeğe Bel Bağladım Erenler
Bir Seher Vaktinde
Bugün Bize Pir Geldi Türkü Notası
Bunca Kahrı Bunca Derdi
Coşar Koç Yiğitler Coşar
Dostun Bahçesine Bir Hoyrat Girmiş
Ela Gözlü Pirim Geldi
Eşrefoğlu Al Haberi
Ey Şahin Bakışlım Bülbül Avazlım
Ezel Bahar Olmayınca
Felek İlen Şu Cihanı Bölüştü
Geçti Gitti Vatanına Yurduna
Gezip Şu Âlemi Seyran Ederken
Gitme Durnam Gitme (Kırklar Semahı)
Gücenme Sevdiğim Açma Arayı
Ham Sofunun Gidişine (Zamana Bak Zamana)