Akdeniz’de meydana gelen yangın felaketi insan ve doğal yaşama büyük zararlar verirken maalesef 90.000 arı kovanı da telef oldu. Bölgede arı popülasyonu yok denecek kadar azaldı.
Akdeniz’de meydana gelen yangın felaketi insan ve doğal yaşama büyük zararlar verirken maalesef 90.000 arı kovanı da telef oldu. Bölgede arı popülasyonu yok denecek kadar azaldı.
İçler acısı yangın görüntüleri yalnızca gördüklerimizle bizlere üzüntü vermiyor. Yoğun alevler ve duman arasında görünmeyen doğa ve bitki varlığının sürekliliğini sağlayan arıların yok oluşu derin bir acı oluşturuyor. Koloni başına 20 kg bal elde edilen arıların insanlara verdiği fayda ve insanların meydana getirdikleri yangınlarla onların popülasyonlarına verdikleri zarar arasındaki fark doğaya bir kez daha borçlu olduğumuzu gösteriyor.
EİNSTEİN diyor ki: “Bir gün arı nesli yok olursa, insanın da 4 yıllık ömrü kalmış demektir. Bir arı kovanında 1 Kraliçe Arı ve ortalama 20.000 ile 60.000 arasında işçi arı vardır. Kraliçe Arı 5 yıl yaşıyor ve günde 2.500 yumurta bırakıyor. Bir arının 170 ayrı koku detektörü vardır. Saniyede 200 kanat çırpışı yapıyor, ve saatte 25 km. yakın hızda uçabiliyor. Ömrü boyunca 800 km. Yol kat ediyor. Bir arı, bir polen uçuşunda 50 ile 100 çiçeğe konuyor. Bir günde 1500 çiçeğe dokunuyor. 450 gr. bal yapması için, 17.000 arının 10 milyon çiçek ziyareti yapması gerekiyor. Bir koloni arının, bir İlkbahar-yaz sezonunda yaptığı yol; Dünya ile Ay arasında 26 kez gidip/gelmeye eş değer. Yeryüzünde ki çiçek ve meyva tozlaşmasının (döllenmesinin) %80’ini böcekler sağlıyor. Bunun %85’ini de arılar. 170 bin bitki türü, arıların sağladığı tozlaşma ile varlığını sürdürüyor.”
Böcek Bilimci O. WİSLON ise şöyle diyor: “Yediğimiz her 3 lokmadan birini, içtiğimiz her yudum meşrubatın, bir yudumunu arılara borçluyuz.”