Toplumda yaşlı bireylerin toplumsal yaşama aktif katılımını sağlamak iyi ve kaliteli bir yaşam alanı kazandırmak amacıyla her yıl 18-24 Mart tarihleri Yaşlılara Saygı Haftası olarak kutlanmaktadır.
Toplumda yaşlı bireylerin toplumsal yaşama aktif katılımını sağlamak iyi ve kaliteli bir yaşam alanı kazandırmak amacıyla her yıl 18-24 Mart tarihleri Yaşlılara Saygı Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu hafta içerisinde yaşlı bireylerin fiziksel ve zihinsel sağlık gereksinimlerini karşılamak, sağlık durumlarını iyileştirmek, bakım desteği, bilinçli beslenme, hareketli yaşam, sosyal, kültürel ve ekonomik durumları gibi tüm ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla farkındalık oluşturulmaya çalışılıyor. Çünkü nüfusun yaşlanması sağlıktan sosyal güvenliğe, çevreye, iş olanaklarına, sosyal kültürel faaliyetlere ve aile hayatına kadar bütün bir toplumu etkilemektedir. Bu nedenle yaşlı bakım hizmeti çerçevesinde ‘Sağlıklı Yaşam İlkeleri’ ile bilinen kurallara uyulması ortaya çıkabilecek her türlü sorunun üstesinden gelinmesi açısından önem taşımaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü 65 yaş ve üzerini yaşlılık dönemi olarak kabul ediyor. Türkiye de giderek yaşlanan bir ülke durumuna geliyor. Türkiye’de günümüzde toplam nüfusun yüzde 7,9’u, erkek nüfusun yüzde 6,9’u ve kadın nüfusunun ise yüzde 9’u 65 yaşının üzerinde iken; 2023 yılında toplam oranın yüzde 10,2’ye yükselerek 8,6 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. 2050 yılında ise 65 yaş üstü bireylerin toplam nüfusa oranının yüzde 20,8 olacağı tahmin ediliyor.
‘Yaşlılık dönemi’ olarak kabul edilen 65 yaş ve üzerinde en sık görülen sağlık sorunları; unutkanlık, hareketsizlik, düşme, endişe, depresyon, idrar kaçırma, hipertansiyon ve diyabet olarak sıralanıyor. Yaşlılarda en sık görülen hayati risk taşıyan hastalıklar ise kalp hastalıkları, serebrovasküler hastalıklar, akciğer kanseri, alt solunum yolu hastalıkları, diyabet, mide kanseri, meme kanseri, düşmeler ve böbrek yetmezlikleri.
Oysa ‘yaşlılık’ hastalık demek değil! Yaşlılık dönemini hayattan kopmadan, sağlıklı ve kaliteli geçirmek mümkün. Bunun sağlanmasında ise; yaşlıların bireysel olarak yaşam tarzlarında yapacakları değişikliklerin, onlara destek olmaya çalışan yakınlarının yaklaşımlarının ve toplumda yaşlılara yönelik düzenlenecek uygulamaların önemli katkısı oluyor.