Yükseköğretim Kurulu Bakanı Erol Özvar’ın 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar dönemine ilişkin bir açıklama da bulundu. YÖK Başkanı Özvar, bahar döneminin 20 Şubat’ta uzaktan eğitimle başlatılabileceğini, nisan başı itibarıyla yüz yüze eğitimin de olduğu hibrit seçeneğin değerlendirileceğini söyledi.
Yükseköğretim Kurulu Bakanı Erol Özvar’ın 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar dönemine ilişkin bir açıklama da bulundu. YÖK Başkanı Özvar, bahar döneminin 20 Şubat’ta uzaktan eğitimle başlatılabileceğini, nisan başı itibarıyla yüz yüze eğitimin de olduğu hibrit seçeneğin değerlendirileceğini söyledi.
Başkan Özvar açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
‘’Bildiğiniz üzere, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta art arda meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 10 ilimizi doğrudan etkilemiş ve ülkemizi yasa boğmuştur. Öncelikle depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Milletimize geçmiş olsun.
Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerden 13,5 milyonu aşkın vatandaşımız doğrudan etkilenmiştir. Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günleri, devletimiz ve milletimiz ile ele ele vererek, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde geride bırakacağımıza yürekten inanıyorum.
Gerek arama kurtarma çalışmalarında gerekse depremzede vatandaşlarımıza yardım toplanması ve dağıtılmasında gösterdikleri gayretten dolayı bilhassa gençlerimizle gurur duyuyoruz. Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak kendilerine minnettar olduğumu belirtmek isterim. Aynı şekilde akademisyenlerimize, sağlık personelimize, arama kurtarma çalışmalarına katılan uzman personelimize de müteşekkirim. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yükseköğretim camiamızın depremin yaralarının sarılması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini vurgulamak isterim.
Depremden doğrudan etkilenen 11 ildeki yükseköğretime ilişkin bir durum değerlendirmesi yapmak isterim. Türkiye’deki açıköğretim hariç toplam 4 milyon 187 bin yükseköğretim öğrencisinin toplam 376.770’i söz konusu 11 ilde kayıtlıdır. Dolayısıyla bölgede bulunan Üniversiteler toplam örgün öğrencisinin %9’una ev sahipliği yapmaktadır.
Öte yandan, 11 ilde ikametleri olup Türkiye’nin başka illerinde eğitim alan 299.397 önlisans ve lisans düzeyinde öğrencimiz bulunmaktadır. Bu öğrencilerimizin yoğun olarak öğrenim gördüğü illere bakıldığında İstanbul’da 40.334, Ankara’da 22.303, Mersin’de 17.647, İzmir’de
14.764, Konya’da 10.538 öğrencimizin olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bölgede ikametgahı olan veya bölgede eğitim alan toplam 631.430 öğrencimiz bulunmaktadır. Özetle Türkiye’deki örgün önlisans ve lisans öğrencilerinin toplam %17,5’i ya bölgede ikamet etmekte ya da eğitim almaktadır. Bu öğrencilerimiz depremden en çok etkilenen kitle arasında yer almaktadır.
Öğrencilerimiz ve personellerimiz arasında maalesef kayıplarımız mevcuttur. Ayrıca, birinci dereceden yakınlarını kaybeden öğrencilerimiz ve personellerimiz mevcuttur. Ancak bu aşamada kayıp sayısıyla ilgili bir açıklama yapmayı doğru bulmuyoruz. Vefat edenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Kampüslerimizle ilgili de güncel durumu sizlerle paylaşmak isterim. 11 ilde yapılan ön incelemeler neticesinde, çoğu kampüsümüzde yıkılan bina olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte, çok az sayıda ağır hasarlı binamız mevcuttur.
Tüm illerde çoğu binamız kullanılabilir durumdadır ve halen afetzedelere hizmet sunmaktadır. Bu zorlu süreçte kampüslerimiz, depremzedelerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol almışlardır. Ülkemizin dört bir yanındaki tip fakültesi hekimlerimiz ile diğer sağlık personelimiz büyük bir özveri sergilemektedir. Yine, başta Tip olmak üzere bütün fakültelerimizden gönüllü öğretim üyelerimizin halen bölgedeki çalışmalara katkılarını memnuniyetle izliyoruz. Bundan sonraki süreçte, yani İyileşme sürecinde, üniversitelerimize çok kritik roller düşmektedir.
İllerin tekrar kalkınmasında üniversitelerimizin ve bilim insanlarımızın kuşkusuz çok büyük katkıları olacaktır. Önümüzdeki süreçte gerek depremzedelerin psikososyal rehabilitasyonu gerekse de toplumun yeniden inşasında üniversitelerimizin kendilerine düşen sorumlulukla hareket edeceklerine inanıyorum. Kurulumuz tarafından, bir önceki kararımızda Kahramanmaraş merkezli depremin ülkemiz genelindeki etkileri, depremden etkilenen vatandaşlarımız ile öğrencilerimizin barınma durumları, sosyal koşullar ve sürdürülebilir öğretim süreçleri gibi birçok faktörü bir arada değerlendirilerek 2022-2023 akademik yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasının uygun olacağına karar verilmişti.
Bütün çabamız, eğitim ve öğretim alanında normalleşmenin mümkün olan en kısa zamanda sağlanmasıdır. Bu amaçla bütün paydaşlarımızla, Üniversite yönetimleriyle uzman ve bilim insanlarıyla istişareler gerçekleştirdik. Bütün tarafların görüşlerini değerlendirdik. Öğrencilerimizin eğitimlerini, nitelikten ödün vermeden, mümkün olan en etkin, verimli ve kesintisiz bir şekilde sürdürebilmelerini sağlamak için önlisans, lisans ve lisansüstünde 2022-2023 akademik yılı bahar dönemiyle sınırlı olmak kaydıyla aldığımız bazı kararları sizlerle paylaşacağız.
Şunu baştan net bir şekilde ifade etmek isterim ki, alınan kararlar Nisan ayı başı itibarıyla yeniden gözden geçirilerek şartlar elverişli hale gelmesi durumunda uzaktan eğitimin yanında yüz yüze eğitim imkanının da sunulduğu harmanlanmış (hibrit) öğretim seçeneği de değerlendirilecektir.”