HABER: BERAT BAKAN
Erzincan Şûrası: (Erzincan Sovyeti), Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’ndaki cephelerinden biri olan Kafkasya Cephesi muharebelerinden biri olan Erzincan Muharebesi sonrasında, Erzincan ve civarında kurulan Sovyet Hükümetidir.
Erzincan Şûrası: (Erzincan Sovyeti), Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’ndaki cephelerinden biri olan Kafkasya Cephesi muharebelerinden biri olan Erzincan Muharebesi sonrasında, Erzincan ve civarında kurulan Sovyet Hükümetidir. Erzincan Muharebesi akabinde Rus İmparatorluğu egemenliğine giren Erzincan Bölgesinde yerel güçler ile birlikte, 1916 yılında kurulan Erzincan Şûrası sınırları, günümüz Erzincan sınırlarından daha büyük bir bölgeyi kapsıyordu. Savaş devam ederken gerçekleşen Ekim Devrimi sonrası Rusya’da farklı bölgelerde kurulan yeni yönetim şekline benzer bir örgütlenme izledi. Bazı yerel güçler tarafından kurulan Erzincan Sovyeti, Osmanlı İmparatorluğu himayesindeki topraklarda kurulan ilk Sovyet hükümeti özelliğini taşıyor. 1921 yılında Kuva-yi Milliye müdahalesi sonucunda feshedildiği ya da bazı kaynaklara göreyse Osmanlı Ordusu tarafından yıkıldığı belirtilir.
- Dünya Savaşında Kafkas Cephesi’nde Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu Anadolu’da ve Karadeniz topraklarının bir kısmı Rusya’nın eline geçmişti. Bunun üzerine Enver Paşa ve komutasında bulunan yaklaşık yüz bin kişilik ordu, Çarlık Rusyası’na bağlı bulunan askerleri arkadan kuşatarak, yenilgiye uğratmak adına harekete geçti. Enver Paşa orduyu Allahuekber Dağlarından geçirmek istedi ancak 20 binden fazla Osmanlı Askeri, burada donarak şehit düştü ve bir kısım askerde sakatlandı. Dağları geçebilen ortalama 40 bin civarında Osmanlı askeri Çarlık Rusya ordusuna saldırır fakat saldırıda ağır bir yenilgi alan Enver Paşa ve ordusu, İstanbul’a dönerler.
Bunun üzerine Doğu Anadolu’nun kuzeyini ve Doğu Karadeniz’i ele geçirerek Erzincan’a gelen Ruslar, Tunceli (o dönem adı Dersim) halkı ve aşiretlerinin direnişi ile karşılaşırlar. Direniş Birlikleri burada Rus askerlerini durdurmayı başarır. O sırada geri çekilen Osmanlı Ordusu’na bağlı 28. Ve 36. Tümenleri de direnişin ardından Tunceli’ye gelerek orada konuşlanır.
1917 yılında, Munzur Dağları, Sadak Dağları ve Çardaklı Boğazı’nda bulunan Rus ordusu, Bolşevik örgütlenmeler ve disiplinin bozulması sebebiyle karışıklık içerisine girdi. 23 Şubat’ta Rusya’da Şubat Devrimiyle başlayan sorunlar hasebiyle Rusya Ordusu’nun disiplini iyice bozulmuştu. Şubat Devrimi’nden sonra Transkafkasya’da iktidar, Özel Transkafkasya Komitesi’ne geçti. Mart ayında yaşanan ufak çatışmalarda ise Rus askerlerinin savaşmak istemedikleri ve silahlarını bıraktıkları görülüyordu ve sivil halka karşı savaşmak istemiyorlardı. Bu karışıklık içerisinde bulunan Rusya ordusu, Tunceli’ye birkaç defa saldırmaya çalıştı ancak başarılı olamadı.
ERZİNCAN ANTLAŞMASI
1917’de gerçekleşen Ekim Devrimi akabinde Çarlık Rusyası’na bağlı askerler cephelerde “Devrimci asker konseyleri” kurarak ve askeri hiyerarşi yönetimine el koyarak, Çar yanlısı general ve subayları tutukladılar. Tunceli civarında bulunan ordu başına Gürcistan Sosyal Demokrat Partisi ve İşçi Sovyetleri üyesi Arşak Cemalyan atanmıştı. 1. Kızıl Muhafız Ordusu isimli bu birlikler, Osmanlı savaş esirlerine komünizm fikirlerini anlatarak serbest bıraktılar. Sonrasında Kızıl Ordu mensupları etkili oldukları yörelerde propaganda birlikleri kurarak, halkı bölgelerinin yönetimini ele almaya teşvik ettiler. Bolşevikler iktidara geldikten sonra Rusya’nın bütün cephelerdeki savaşı durduruldu. Çarlık ordularının girdiği Anadolu’daki halklara, Bolşevikler tarafından 1. Dünya Savaşı’nın “emperyalist bir savaş” olduğunu belirterek asıl amacının Osmanlı topraklarının paylaşılması olduğunu Sykes-Picot Anlaşması’nı göstererek açıklandı.
- Kızıl Ordu ve Osmanlı Hükümeti arasında Erzincan Antlaşması imzalandı. İmzalanan antlaşmaya göre, Kızıl Ordu dahil tüm Rus kuvvetleri Anadolu topraklarından üç ay içerisinde çıkacaktı. Ancak bu boşaltılan bölgelere Osmanlı Ordusu da girmeyecekti. Bu madde ile amaçlanan Sovyetler Birliği’ne yakınlık duyan halkın kendi Sovyet hükümetini kurmasını sağlamaktı.
ERZİNCAN ŞÛRASI’NIN KURULUŞU
- Dünya Savaşı başlangıcında Osmanlı toprakları olan Erzincan, Sivas, Trabzon çevresi, savaş devam ederken Çarlık Rusyası ordusunun himayelerine geçti. Savaş sırasında gerçekleşen Şubat Devrimi sonrasında etkilenen Rusya’nın diğer bölgelerinde gelişen olaylardan aynı şekilde etkilendi. Rusya içerisindeki devrim ile birlikte Bolşevikler hâkim oldukları bölgelerde yerel Sovyetler kurdular. Bunlardan birisi de Erzincan oldu. Anlaşmadan sonra, Bolşevik komutan Arşak Cemalyan, Kürt, Türk ve Ermeni ileri gelenlerini topladı. Bununla birlikte bölgedeki aynı uluslardan işçiler de bu toplanmaya çağrıldı. Toplantıya Ermeniler adına Muradov, Kürtler adına Alişer ve Alişan beyler, Türkler adına Erzincan müftüsü katılırlar. Bölgelerdeki nüfusa göre halk temsilcileri sayısı belirlenirdi. Toplam 25 temsilci (Ermeni kaynakları 75 olduğunu belirtir) Erzincan, Bayburt ve Tunceli bölgelerinden seçilmiştir. Şûrayı daha da genişletmek için çevre bölgelere propaganda birlikleri gönderilir.
Çarlık Ordusu Erzincan Antlaşması’nın akabinde işgal ettikleri toprakları boşaltmaya başlamışlardı. Bu geri çekilme esnasında ellerindeki mevcut silahları Ermeni askerlerine teslim ederek onları da yerlerine varis olarak bıraktıkları belirtilmişlerdir. Gürcü birlikleri Posof ve Adigön tarafında, Ermeni birlikleri ise Erzincan-Erzurum-Kars-Ardahan tarafında faaliyetlere başladı.
Bu durum bu konseylerin oluşturulmasında zemin hazırlamıştır. Bu haberler Vehip Paşa için büyük bir endişe kaynağı olmuş ve bölgedeki hareketliliği incelemek üzere bölgeye casuslar gönderdi. Casuslar tarafından Vehip Paşa’ya aktarılan bilgiye göre; cephedeki Rus asker ve subaylarının artık savaş işleriyle meşguliyetten ziyade barış ve geri çekilme işleriyle uğraştıklarını ve kesin barış için çalıştıkları, diğer yandan Rus askerinin bu fikirde olmasına rağmen Ermeni asıllı olan askerlerin bu fikirde olmadıkları ve başka amaçlar içinde oldukları bilgisi mevcuttu.
Tunceli Delegeleri Erzincan’a gelirken, Sovyet Kızıl Ordusu ve Ermeni birlikleri askeri törenle karşılar. Erzincan’da bulunan 5 Türk delegesi karşılama törenlerine katılmamışlardır. Muradov Paşa törende yaptığı konuşmada Bolşevik devriminden söz etmiş, ardından şu cümleleri kurmuştur “Türkler, Kürtler ve Ermeniler kardeştir. Bizi birbirimize kırdıranlar emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileridir. Biz çektiğimiz acıları unutuyoruz ve barış elimizi uzatıyoruz. Bütün Kürt, Ermeni ve Türk emekçileri ve işçileri birleşerek kendi şûramızı kuralım. Bizim Sultanlara ihtiyacımız yoktur. Rus işçisi zalim Çarı devirerek kendi hükûmetlerini kurdular, bizde birleşerek kendi hükûmetimizi kuralım. Lenin ve Ordusu bizi destekliyor” şeklinde ifadeler kullanmıştır.
Batı Tunceli’den Alişan Bey iki delege ile 8 bin kişilik bir askerî güçle Erzincan’a gelirler. Tunceli delegeleri Erzincan’a gelirken, Sovyet ordusu ve Ermeniler askeri törenle karşılar. Yönetimi ilan edenler şehirdeki yönetim binalarına kızıl bayraklar çektiler.9 Kısa zamanda bu hareket Erzurum, Erzincan, Bayburt ve Sivas’a yayıldı.19 Kurulan konsey hükûmeti Ocak 1918’de Osmanlı ordusu tarafından bastırılana kadar yaşadı.
Sovyet hükûmeti RSDP üyelerinin askeri, siyasi ve ekonomik desteği ile kısa zamanda gerçek bir iktidar oldu. İlkin, Sovyetler Birliği’ndeki Kolhozların benzeri bir kolektif üretim çiftlikleri oluşturuldu. Ardından istihbarat ve askeri örgüt ve polis teşkilatı kuruldu. Öte yandan söz konusu dönemde pek çok gelişme yaşanmaktaydı, çekilen Osmanlı güçlerinin Ermenilere karşı kullanılması için silah bıraktığı Müslüman güçlere ve anti-komünist faaliyetlere başlayan Cemiyet-i İslamiye’ye bir müddet engel olan Kızıl Ordu, Erzincan antlaşması ve Erivan’da hükümet kurup kendisi ile çatışan Ermenistan ile mücadele ettiğinden, çekilmek durumunda kaldı.
Ancak Kızıl Muhafızlar 1918 Şubat sonuna kadar hem antlaşmadan hem de Kafkaslar’da meydana gelen olaylardan dolayı Erzincan’ı boşaltması gerekiyordu. Zaten Ermeniler, başkenti Erivan olan ayrı bir devlet kurmuş ve Sovyetler Birliği’ne karşı savaşıyordu. Bu yüzden Erzincan ve çevresindeki bazı Ermenilerin Bolşevik taraftarlığı fazla inandırıcı bulunmadı. Kürtlerde ise sosyalist düşünce hakim eğilim değildi. Bu nedenle Kızıl Muhafızlar, Cemiyeti İslamiye ve İstanbul hükûmetinin işgal planlarına karşı fazla bir şey yapmadan, Sovyetler’e istenilen desteği ve güvenceyi vermeden çekildi.
Mevcut durumda bir yandan Sovyet yönetimini yıkmak adına Tunceli delegelerini ikna etmeye çalışan Azadi Örgütü önderlerinden Cibranlı Halit Bey, Osmanlı adına girişimlerini sürdürüyordu. 1915-1916 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Rus birliklerinin Erzincan’dan çekilmesinden sonra, Osmanlı ordusu Cibranlı Halit Bey komutasındaki Kürt Süvari Alayı ile birlikte iki koldan harekete geçer. Ordu, Erzincan’ı Ermeniler tarafından kurulan bu şura (sovyet) örgütlenmelerini yıkmak, Cibranlı Halit ise Osmanlı adına, Ovacık’ta lağvedilen resmi yönetimi yeniden kurmak amacındaydı.
30 Nisan 1919 tarihinde Mustafa Kemal, Erzurum, Erzincan, Bayburt ve Sivas bölgelerinde oluşmuş ve Osmanlı ordusu tarafından bastırılmış konsey hareketinin sonrasında durumun yerinde incelemesi ve gereken önlemlerin varsa bunların alınması amacıyla Damat Ferit Paşa hükûmeti tarafından, 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gönderildi.
Erzincan Sovyeti içerisindeki iç çekişmeler ve arıdan Osmanlı müdahalesi sonrası Tunceli’ler “Sovyet hükûmeti Erzincan’da güvenlikte değildir. Hükümet merkezini Tunceli’ye taşıyalım” önerisini ileri sürdü. Sonrasında Tunceli delegeleri, bazı Ermeni delegeleri ve Hasan Vefa Bey Sovyet hükümetinin, Ovacık Yeşilyazı’ya taşınması ve burada çalışmalarını devam ettirmesi kararına vardılar. Bu kararın alınması ardında Türk delegelerin Osmanlı ordusunu çağırması ve Yeşilyazı’nın daha korunaklı olması etkilidir. Bu durumda Tunceli’ilerin Erzincan Sovyet hükümetine desteği de etkilidir. Ancak ilerleyen süreçle her yandan kuşatılan Tunceli, tecrit altındaydı. Tunceli’deki Sovyet idaresine bağlılığı bilinen Koçgiri ahalisinin 1921 yılında katledilmesi, halklara darbe vurdu. Sonuç olarak Erzincan’daki idareyi kaybeden Sovyet hükümeti, bir müddet taşındığı Tunceli Yeşilyazı’da çalışmalarına devam etse de öncesinde İstanbul ardından Ankara Hükümetleri müdahaleleri sonrası devam edemedi. Yönetim 1921 yılında feshedildi.