SON DAKİKA
hava
Google News

ERZİNCAN’DA 1 MAYIS COŞKUYLA KUTLANDI

Son Güncelleme :

01 Mayıs 2024 - 13:58

/ 476 views kez okundu.
reklam
ERZİNCAN’DA 1 MAYIS COŞKUYLA KUTLANDI
reklam

1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü Erzincan’da sendika, parti, sivil toplum kuruluşları, dernek ve vatandaşların katılımıyla kutlandı. Saat 11.30’da Erzincan Eski Terminalinde bir araya gelerek kortej yürüyüşü yapan işçi ve emekçiler Dörtyol meydanına kadar Polis eşliğinde sloganlar, davul ve zurna ile yürüdü. Coşkuyla Dörtyol alanına giriş yapan işçi ve emekçiler ortak basın bildirisinin okunması ardından türkü ve halaylarla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutladı.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü Erzincan’da sendika, parti, sivil toplum kuruluşları, dernek ve vatandaşların katılımıyla kutlandı. Saat 11.30’da Erzincan Eski Terminalinde bir araya gelerek kortej yürüyüşü yapan işçi ve emekçiler Dörtyol meydanına kadar Polis eşliğinde sloganlar, davul ve zurna ile yürüdü. Coşkuyla Dörtyol alanına giriş yapan işçi ve emekçiler ortak basın bildirisinin okunması ardından türkü ve halaylarla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutladı. Saat 11.00’de yoğun güvenlik önlemleri arasında eski terminal Adalet Sarayı yanındaki alana toplanan işçi ve emekçiler davul ve zurna eşliğinde halaylar çekti. Alana toplanan kalabalığın artmasıyla birlikte 1 Mayıs yürüyüşü için hazırlık yapıldı.

Alana gelerek işçi ve emekçilerin bayramlarını kutlayan CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül şu ifadelere yer verdi; “1 Mayıs alın teri ve emeğin bayramı. Ancak 1 Mayısları kutlamamız için işçilerimizin, memurlarımızın, çalışanlarımızın filelerinin dolması lazım. O fileler dolmadan biz 1 Mayıs’ı nasıl kutlarız. 1 Mayıs şu anda işçi sınıfı için, çalışanlar için gerçekten son derece büyük bir sıkıntı. Arzu ediyorum ki; herkesin özgür olduğu, 1 Mayısları istediği gibi kutladığı, ama aynı zamanda alın teri ve emeğinde hakkını aldığı 1 Mayıslar yakın olsun.”

Alanda partililer, işçi ve emekçilerle bir araya gelen CHP Erzincan İl Başkanı Fevziye Köylü 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü mesajında şu ifadelere yer verdi; “İşçiye ev, ücretli tatil, sosyal sigorta, hür sendika, sağlıklı kent, halkçı hükümet, işte emniyet, kesede bereket diyen parlak bir geleneğin evladıyız. Solda atan kalbimizle dün işçi sınıfının yanındaydık, bugün de yanındayız. Yaşasın 1 Mayıs. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi.”

Sırasıyla sendika, parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri tarafından 1 Mayıs kutlu olsun mesajları verildi. 11.30 itibarıyla kortej sırasına geçen işçi ve emekçiler Dörtyol meydanına doğru sloganlar, halaylar, alkışlar ve halaylar eşliğinde yürüdü. En önde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı Erzincan Tertip Komitesinin “Baskılar Bizi Yıldıramaz, Yaşasın 2 Mayıs” pankartı yer aldı. Sırasıyla kortejde Erzincan Demokrasi Bileşenlerinin “İliç’ten Ergan’a Doğamıza Sahip Çıkıyoruz” pankartı dikkat çekti. Kortejde Fikir Kulüpleri Federasyonu, DİSK/Genel-İş Erzincan İl Temsilciliği, Kristal İş Sendikası, Persan ve Namac Fabrikaları İşçileri, KESK/Eğitim-Sen Erzincan Şubesi, Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Dersimliler Kültür Derneği, DEM Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi Erzincan Cumhuriyet Meydanına doğru yürüdü.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Tertip komitesi adına Eğitim-Sen Erzincan Şubesi Temsilcisi Suat Buğa alana gelen grupları etkinlik kürsüsünden selamladı. Alkış ve sloganlarla alana gelen işçi ve emekçi gruplar başta 1 Mayıs’ta yaşamını yitiren tüm işçiler ve İsrail devletinin vahşetine maruz kalarak yaşamını yitiren Filistinliler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ardından tüm demokrasi bileşenleri adına kürsüye gelerek bir konuşma yapan Tertip Komitesi adına KESK dönem sözcüsü ve Eğitim-Sen Erzincan Şubesi Başkanı Hüseyin Taner şu ifadelere yer verdi; “Umudun resmini çizmek için alanları renklendirenler merhaba! Hepinizi tertip komitesi adına sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz. Hoş geldiniz. Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününüz kutlu olsun. Dünyanın ve yurdun neresinde olursa olsun yüreği aydınlık bir gelecek için çarpanlara buradan, emeğin kürsüsünden selam gönderiyoruz. Selam olsun!  Çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için direnlere, Sömürü, talan, yağma ve baskı düzenine direnenlere, sabahın sahiplerine bin selam olsun..

Konuşmama başlamadan önce 13 Şubat 2024 tarihinde gözünü para hırsı bürümüş sermayedarların ve bunlara istedikleri gibi alan açan, destek sunan siyasilerin ihmalleri sonucu İliç’te altın madeninde hayatını kaybeden 9 işçi yoldaşımızı anıyorum. Hala 7 canımız toprak altında, bedenlerine bile ulaşılamadı. Yollara, dağlara “Önce Vatan” yazanlar güzel vatanın suyunu, havasını, doğasını, yaban hayatını ve dahası toprağını sermayeye peşkeş çekiyorlar. Göz göre göre iş cinayetine davetiye çıkaranlar bırakın ceza almayı yeni rantlar ve yeni doğa talanına imza atıyorlar.

Yine yanı başımızda Ergan Dağı bölgesinde doğa katliamı için adımlar atılıyor. Yaylabaşı kalker ocağı santrali kurulması için çalışmalar yapılıyor.  Ancak şunu bilmiyorlar: Bu ülkenin doğasına, halkına âşık, cesaretli, inançlı avukatları, mühendisleri ve halkı bu talanlara izin vermeyecektir. İşte bu yüzden bu alanlardayız, omuz omuza, kol kolayız.

Dostlar, dünyada ve ülkemizde kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturası her geçen gün büyüyor. Her baktığı yerde doların yeşilini,  petrolün siyahını gören kapitalist barbarlık çarklarını milyonlarca işçiyi, emekçiyi her gün daha fazla sömürerek döndürmeye devam ediyor. Savaş ve çatışmalarla, nükleer santrallerle,  siyanürlü maden aramalarıyla atmosfere, toprağa saldığı zehirli gazlarla, atıklarla doğamızı mahvediyor.

İster mavi yakalı olalım ister beyaz yakalı. İster asgari ücretli olalım ister emekli. İster küçük esnaf olalım ister çiftçi.. İster inşaat  işçisi olalım ister en temel hakkı olan barınma hakkı yok sayılan, “yurtsuz” bırakılan üniversite öğrencisi.. Hiç fark etmiyor. Her krizin faturası bizlere kesiliyor. Her sabah yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyona dayandı.  Çalışma çağında olan her dört kişiden biri işsiz. Her üç kadından biri işsiz. Her 3 çalışandan biri kayıt dışı çalıştırılıyor.

Çocuklarımızın geleceği MESEM ve CEDES projeleri ile karartılıyor. Bu ülkede her beş çocuktan biri daha hayatının ilkbaharında işçi olarak çalışıyor.

Çalışma yaşamı güvencesiz onlarca istihdam türü ile parça parça ediliyor. Geçtiğimiz genel seçim öncesi söz vermelerine rağmen kaldırılmayan mülakat sistemi ile torpilin kapısı sonuna kadar açılıyor, liyakat yok sayılıyor.  Yüzbinlerce öğretmen atama beklerken ne atama takvimi ne de alınacak sayı açıklandı. Her gün ortalama beş canımız işçi cinayetleri ile aramızdan koparılıyor. Maliyet gerekçesi ile alınmayan önlemler ve yapılmayan denetimler nedeni ile ülkemizin işçi cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü olma tablosu değişmiyor. Sendikal hak ve özgürlüklerimiz, toplu sözleşme ve grev hakkımız bir yana en temel insan haklarımız bile ayaklar altına alınıyor.

Dostlar,  yıllardır hayata geçirilen IMF’siz IMF programı ile hepimize çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet dayatıyorlar. Ülkemiz “Asgari Ücretliler Ülkesi” ne dönüştürüldü. Emeğin milli gelirden aldığı pay son yirmi yılın en düşük noktasına indi. Açlık sınırı 24 bin TL’yi yoksulluk sınırı 65 bin TL’yi aştı. Buna karşın her iki emekliden biri 10 bin TL aylıkla, 10 milyon asgari ücretli 17 bin TL ile yaşam savaşı veriyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının yarısına bile ulaşmıyor.

GELİR ADALETSİZLİĞİ UÇURUMU GİTTİKÇE BÜYÜYOR

Toplumun en zengin yüzde 1’i toplam servetin yüzde 40’ını elinde tutuyor. %99’u olarak bizler ise geriye kalan yüzde 60’ı paylaşıyoruz.  Bizler hakkımızı aramayalım, birlik olmayalım diye her yolu mubah görüyorlar. İnancımızdan dilimize, siyasi düşüncemizden cinsiyetimize her alanda ayrımcılığı kışkırtıyor; bizi karşı karşıya getirmeye, bölmeye hatta düşmanlaştırmaya çalışıyorlar.  Bugün karşımızdaki tabloda bir tarafta karın tokluğuna çalışan milyonlar var. Diğer tarafta faizden, ranttan, hazine garantili ihalelerden semirenler. Bir tarafta her dördünden biri yatağa aç giren, bir öğün yemekleri tasarruf diye kesilen çocuklarımız var. Diğer tarafta yurt dışında yat kulübünde yediği ıstakoz yemeğini sosyal medya hesabından paylaşanlar. Meclis bahçesinde kebap partisi verenler.

Dostlar, ekmeğimizin her geçen gün küçüldüğü, Haklarımızın, özgürlüklerimizin ortadan kaldırıldığı, Her seferinde bizim değil,  sermayenin, patronların yüzünü güldüren Bu bozuk düzen, bizim düzenimiz değil. Bu düzene ARTIK YETER diyoruz.

Bizler; Emeğin sömürülmediği, %1’in değil,  %99’un mutlu yaşadığı, Herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu, Ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı, Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, Çocuklarımızın okula aç gitmediği, laik ve bilimsel eğitimden mahrum bırakılmadığı BİR ÜLKE İSTİYORUZ.

Bizler;  Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı haksızlığa uğramadığı, Düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin cezalandırılmadığı, Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği, 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalandığı, Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu, farklı ırk ve inançların eşit şekilde yaşadığı BİR ÜLKE İSTİYORUZ.

Dostlar;  bunun yolu hep birlikte mücadele etmekten geçiyor. Unutmayalım ki tarihin sayfaları omuz omuza verdiğimizde karşımızdaki engelleri kumdan kalelere dönüştürdüğümüz sayısız örnekle doludur. Bozuk düzenin çarkları ile ezilen milyonlar olarak en son 31 Mart seçimlerine “BİZİ YOK SAYAMAZSINIZ, BİZ BURADAYIZ!” diyerek damgamızı vurduk. Önümüzde yine çok zorlu bir süreç var. Ama emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı yine bizleriz. Emeğin birliği, halkların kardeşliği için, Bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut yine bizleriz. Yeter ki dünyanın en büyük korosu, emeğin çok sesli korosu olarak bizi bölmeyi, parçalamayı hedef alan oyunları boşa çıkaralım. Yeter ki, yaşadığımız bu güzelim ülkeye özlenen baharı, beklenen aydınlığı getirmek için birlikte mücadele edelim. Yeter ki GÜNDÜZLERİNDE SÖMÜRÜLMEYEN, GECELERİNDE AÇ YATILMAYAN, EMEĞİN, EŞİTLİĞİN, ÖZGÜRLÜĞÜN, DEMOKRASİNİN, BARIŞIN, LAİKLİĞİN HÂKİM OLDUĞU BİR DÜNYA VE ÜLKE İÇİN omuz omuza verelim.

Erzincan Demokrasi Birleşenleri adına hepinizi tekrar sevgi ve dostlukla selamlıyorum. Hoşça kalın, umutla kalın, mücadele ve dayanışma ile kalın. Yaşasın 1 MAYIS! BIJİ YEK GULAN!”

1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü etkinlikleri Erzincanlı yerel ve genç sanatçıların türküleri, davul ve zurna eşliğinde devam etti. Yaklaşık 2 saat süren etkinlikler coşku ile sona erdi.

 

 

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.