DOLAR 32,2496 % 0
EURO 34,8207 % 0.38
GRAM ALTIN 2.423,95 % 1,28
ÇEYREK A. 3.963,15 % 1,28
BITCOIN 62.229,41 -0.475
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

MİLLET BAHÇESİNDEKİ TÜRK LİDERLERİ HEYKELLERİ TARİHE IŞIK TUTUYOR

Son Güncelleme :

27 Nisan 2024 - 14:36

/ 116 views kez okundu.
reklam
MİLLET BAHÇESİNDEKİ TÜRK LİDERLERİ HEYKELLERİ TARİHE IŞIK TUTUYOR
reklam

Yıl 1939. Erzincan 27 Aralık 1939 yılında 7,9 şiddetinde depreme maruz kalmıştı. 19. Yüzyılda yaşanan en büyük depremi olarak ifade edilen depremde Erzincan adeta yıkıma uğramıştı. Depremde zarar gören yerlerin inşası ve imarı için bir dizi çalışma yürütüldü. Evlerin inşasına paralel olarak bazı devlet kurumları da inşa edildi. Bu devlet kurumlarından biri de şimdiki Cumhuriyet Meydanında Millet Kütüphanesi dediğimiz dönemin Erzincan Belediyesi binasıydı. Bu bina o dönemde bölgede yeniden inşa çalışmaları yapmak üzere gelen Almanya devleti tarafından inşa edildi. İnşa edilen Erzincan Belediyesinin önünde ayrıca Türk liderlerinin heykelleri de o dönem yapılmıştı. Bu heykeller günümüze kadar adeta tarihin en acı dönemini yaşayan Erzincan halkının birer moral değeri haline geldi. Şimdi ise Erzincan Belediyesi Millet Kütüphanesi olarak halka hizmet veriyor.

Bu heykellerin tarih sıralamasına göre başında Büyük Hun İmparatoru Mete Han geliyor. Oğuz Kağan olarak da bilinen Mete, Hun İmparatoru Teoman’ın oğlu, 10’luk sistemin mucididir. Günümüzdeki düzenli ordunun temelleri de kendisi tarafından atmıştır. Ayrıca Mete Han Çin’i vergiye bağlayan ilk hükümdardır.

Batı Hun İmparatoru Panu Han. Çin entrikaları ile Hun İmparatorluğu güney-doğu ve Batı Hunlar olarak ikiye ayrıldı. M.S. 93’te iki hun devleti birleşti. Çin entrikaları ile güneydoğu hunları Siyenpi Türkleri ile birleşerek kuzeybatı hunlarını Avrupa’ya göç etmeye zorladı. M.S. 216’da yıkıldı.

Avrupa Hun İmparatoru Atilla. Attila, imparatorluğu sırasında Batı ve Doğu Roma İmparatorluklarının en korkulan düşmanlarından birisi oldu. Tuna’yı iki kez geçti ve Balkanlar’ı yağmaladı, ancak Konstantinopolis’i ele geçirme gereği duymadı. Perslere karşı yaptığı seferin ardından, 441’de Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’na yaptığı akının başarılı olması, Attila’yı Batı’yı işgal etmeye cesaretlendirdi. Galya’yı ele geçirmek amacıyla Ren’i geçti ve Flavius Aetius önderliğindeki birlikler tarafından Katalon Muharebesi’nde ağır kayıplar ile durdurulana kadar Aurelianum’a kadar ilerlemeyi başardı. İtalya’yı işgal etti ve kuzey vilayetlerini yağmaladı, ancak Roma’ya ilerlemedi. İlerleyen zamanlarda Roma’ya yönelik yeni seferler planladı, ancak 453’te ani bir şekilde öldü. Attila’nın ölümünden sonra, yakın danışmanı olan Gepid Kralı Ardarik, Hun egemenliğine karşı bir Cermen isyanı başlattı ve takibinde Hun İmparatorluğu Nedao Muharebesi ile beraber çöktü.

Akhun İmparatoru Akşuvar. Ak Hun İmparatorluğu İslam kaynaklarında Heytal, Bizans kaynaklarında Eftalit, Çin kaynaklarında Ak Hiung-nu, Hint kaynaklarında ise Sveta-Hūna olarak geçer. 4. yüzyılın başlarında Isığ Gölü çevresinde Avarlar’a bağlı yaşarlarken bu yüzyılın ikinci yarısında Maveraünnehir’e ve Toharistan’a yayılmış Türk Devleti. Hükümdarlık 5. yüzyılda Heftal denilen aileye geçtiğinden Eftalitler olarak da bilinirler. Batıya doğru ilerlemelerine devam ederek Çin’in kuzeybatısındaki Gobi Çölü’nden Hazar Denizi kenarına kadar yayılan bir devlet kurmuşlardır. Ak Hunlar’ın güneye inen bir kolu da Kabil çevresinde bulunan Kuşanlar’ı yenerek Hindistan’a doğru ilerlemiş ve Hindistan’da bulunan Gupta İmparatorluğu’nun 5. yüzyılın sonlarında parçalanmasından sonra 510 yılında İndüs Vadisi’ni ve Ganj Vadisi’ni almışlardır. Fakat Hindistan’daki Ak Hunlar altıncı yüzyılın ilk yarısından sonra tarih sahnesinden çekilerek yerli halk arasında kaybolmuşlardır. Batı Ak Hunları ise, bir taraftan Orta Asya’da hâkimiyeti temin eden Göktürklerin bir taraftan da İran’da hüküm süren Sasaniler’in arasında kalmışlar, iki taraftan saldıran kuvvetli düşmanları ile başa çıkamayarak 567 yılında tarih sahnesinden silinmişlerdir.

Göktürk İmparatoru Bumin Kağan. Göktürkler, 542’ye kadar Altay Dağları’nın güney eteklerinde yaşamışlardır. Çin kaynakları, ittifakla Göktürklerin Hunlardan geldiğini ifade etmektedir. Göktürkler, “Aşina” adını taşıyan ve kelime anlamı olarak kurt neslini ifade eden bir Hun ailesine mensupturlar. Kurt, Oğuz Kağan Destanı’nda yol gösterici olarak ifade edilmektedir. Göktürk Kağanlığı 552-745 yılları arasında varlığını sürdürdü. Çin’in Siyenpi (Sien-pi) kökenli Kuzey Zhou, Kuzey Qi, Sui ve Tang hanedanları ile uzun süre savaşmıştı. Kardeş kavgaları, diğer Türk halklarıyla arasında yapılan savaşlar, iç savaşlar ve Çinliler ile olan uzun savaşlar devletin yıkılmasına neden oldu.

Avar İmparatoru Bayan Kağan. Tahtlarını Göktürklere kaptıran Avarlar Avrupa’ya göç ederek yeni ve güçlü bir imparatorluk kurdular. Hun İmparatorluğu’nun enkazı ve toprakları üzerinde oturmuşlardır. 238 yıl yaşayan imparatorluk üst üste yaptığı savaşlar sonrasında eski kuvvetini kaybederek franklar tarafından ortadan kaldırıldı.

Hazar İmparatoru Hazar Kağan. Göktürklere bağlı beylik olan hazarlar batıya göçerek Kırım’dan hazar denizine kadar olan alanda imparatorluk kurmuşlardır. Adalet ve hoşgörüsü ile ezilen tüm milletlere kucak açan Hazarlar, Emeviler, Araplar ve Norman Türkleri ile devamlı mücadele etti. Norman Türkleri tarafından yıkıldı.

Uygur Devleti Kutluk Kül Bilge Kağan. Göktürklere bağlı bir beylik iken Göktürk Devleti’ni yıkarak kendi devletlerini kurmuşlardır. Çin entrikalarının neden olduğu kardeş kavgaları sonucunda yıkılmıştır.

Karahanlılar Devleti Bilge Kül Kadır Han. Bilge Kül Kadir Han, Karahanlı Devleti’nin kurucusudur. 840’ta Ötüken’deki Uygur Devleti’nin yıkılmasının ardından Uygur hükümdar ailesinden başbuğların idaresinde bulunan Yağmalar Kâşgar’a gelmiş ve bazı yerleri Karluklar’dan alarak bölgeye hâkim olmuşlar, daha sonra hâkimiyet sahalarını genişletip Çû ve İli vadilerini de ele geçirmişlerdir. Çû vadisindeki Balasagun ilk fetihlerin arkasından Kâşgar’la birlikte devletin önemli merkezlerinden biri olmuştur. 521’de (1127) yazılan müellifi meçhul Mücmelü’t-tevârîḫ ve’l-ḳıṣaṣ’ta Yağmalar’ın başındaki hükümdarların “Buğra Han”, Çiğiller’in hükümdarının da “Tekin” (Tegin) unvanını kullandıklarının belirtilmesi, Ḥudûdü’l-ʿâlem’de de Yağmalar’ın Uygurlar’ın bir kolu olarak gösterilmesi ve Kâşgar ile Artuç’un o dönemde Yağmalar’ın elinde olduğunun bildirilmesi, 1105’te Karahanlı sarayından Abbâsî Halifesi Müstazhir-Billâh’a elçi olarak gönderilen Ebü’l-Mecd Mahmûd b. Abdülcelîl’in Satuk Buğra Han’ın Artuçlu olduğunu söylemesi Yağmalar’ın Karahanlılar’ın kurucusu olduğunu gösteren kuvvetli delillerdir.

Gazneliler Devleti Alp Tigin. Türk Tarihindeki büyük devletlerden biri olan Gazneli Devleti’nin müessisi olan Alp Tegin esasen Sâmânî emîri Ahmed b. İsmâil tarafından satın alınan bir gulâmdır. Sâmânî emirinin hizmetinde olması sebebiyle küçük yaşlardan itibaren iyi öğrenim gördü ve kısa zamanda Sâmânî Devleti içerisinde mühim vazifelere yükseldi. Zamanla gücüne güç katan Alp Tegin, Sâmânî Devleti için sorun oluşturmaya başladı. Sâmânî Devletinin üst düzey yöneticileri ile yaşadığı problemler sebebiyle Sâmânîler için sürdürdüğü vazifeleri bırakarak, Hindistan’a yapacağı gazalar için uygun bir yer olan Gazne şehrine gitmek için yola çıktı. Ancak Hindistan’a gidemeden Samani kuvvetleri arkasından geldi. İki ordu arasındaki mücadeleyi Alp Tegin kazandı ve Sâmânî ordusunu büyük bir yenilgiye uğrattı. Alp Tegin Nisan 962’de Hulm Boğazı’nda elde ettiği bu zaferden sonra ilk olarak Tohâristan topraklarına yöneldi. Daha sonra ise Gazne hâkimi Ebû Bekr Levîk’i (Enük) 12 Ocak 963’te mağlup ederek Gazne’yi elde etti. Bu önemli başarılardan sonra Alp Tegin Tohâristan ve Gazne topraklarını ele geçirdi ve etkisi uzun bir müddet devam edecek olan Gazneliler Devleti’nin temellerini attı.

Büyük Selçuklu Devleti Selçuk Bey. Oğuzların Kınık boyuna mensup olan Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tuğrul ve Çağrı kardeşler tarafından kurulur. İmparatorluk adını Oğuz Yabguluğu’nda komutanlık yapmış olan Selçuk Bey’den alır. Selçuk Bey’in boyu, torunları Tuğrul Bey ve Çağrı Bey önderliğinde Gazneliler ile giriştikleri iki savaşı da kazanarak Gazneliler’in boyunduruğundan kurtulur ve Büyük Selçuklu devletini 1037 yılında Merv’de kurarlar. Devletin başına Çağrı Bey’in de desteği ile Tuğrul Bey geçer. Selçuklularda devlet hanedanın ortak malı sayıldığı için hanedan üyeleri ülkenin farklı bölgelerine yönetici olarak atanır. Tuğrul Bey’in soyunu devam ettirecek bir çocuğu olmadığı için tahta Çağrı Bey’in oğlu Alparslan oturur. Sultan Alparslan’ın yönetiminde yükselme dönemine giren Selçuklular, bölgede etkin güç haline gelir. Sultan Alparslan döneminde vezirlik görevine getirilen Nizam-ül-mülk Büyük Selçuklu İmparatorluğu tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Sultan Alparslan’ın Bizans ile girdiği Malazgirt Savaşı’ndaki galibiyeti Türklere Anadolu’nun kapılarını açar. Bu tarihten sonra Anadolu topraklarında Türk hakimiyeti artmaya başlar. Sultan Alparslan’ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Melikşah dönemi Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun en parlak dönemleri olur. Melikşah’ın ölümünden sonra imparatorluk içinde taht kavgaları baş gösterir. Taht kavgaları sonucunda da Büyük Selçuklu İmparatorluğu yıkılma sürecine girer. Arka arkaya gelen sultanlar bu gerilemeyi durduramaz. Son olarak tahta geçen Sultan Sencer’in ölümü ile Büyük Selçuklu İmparatorluğu 1157 yılında dağılır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu’ndan geriye kalan topraklarda Suriye Selçuklu Devleti, Kirman Selçuklu Devleti, Irak Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti kurulur. Suriye, Kirman ve Irak Selçukluları Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun son hükümdarı Sultan Sencer’in ölümüne kadar imparatorluğa bağlı kalırlar. Ancak Anadolu Selçuklu Devleti, Sultan Melikşah’ın ölümünden sonra bağımsızlığını ilan etmiştir.

Harezmşahlar Devleti Kutbeddin Muhammed Harezmşah. Harezm adı verilen bölgede 1077 yılında Kutbeddin Muhammed Harezmşah tarafından kurulan Türk- İslam devletidir. Harezm bölgesi yöneticilerine Harezmşah unvanı verilir. Kutbeddin Muhammed Harezmşah, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun yönetiminde olan Harezm bölgesine vali olarak atanan Anuş Tekin’in oğludur. Harezmşahlar tam bağımsızlıklarını Kutbeddin Muhammed Harezmşah’ın torunu İl Arslan yönetiminde kazanırlar. İl Arslan, hükümdarı Sultan Sencer’in ölümü ile Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na olan bağlılığını bozar ve bağımsız bir devlet olur. Tekiş Harezmşah yönetiminde yükseliş dönemine giren Harezmler, Irak Selçuk Devleti’ne son verir. Alaaddin Muhammed yönetiminde fetihlere devam etse de Alaaddin Muhammed’in Moğollar ile ters düşmesi devleti gerileme dönemine sokar. Celaleddin Harezmşah döneminde ülke toprakları genişlemeye devam etse de Harezmşah Devleti Anadolu Selçuklu Devleti ile yapılan Yassı Çemen Savaşı’nda yenildikten bir yıl sonra Celaleddin Harezmşah’ın 1231 yılında ölmesi üzerine yıkılır.

Altınorda Devleti Batu Han. Altın Orda Devleti ya da Altın Ordu Devleti adları ile anılan devlet 1242 yılında Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın torunu Batu Han tarafından kurulur. Türk-Moğol kökenli bir devlettir. Başkent olarak İdil Nehri’nin aşağı kıyısında bulunan Saray şehri seçilir. Batu Han’ın yerine tahta geçen Berke Han İslamiyet’i devlet dini olarak kabul eder. Altın Orda Devleti’nde Berke Han’ın arkasından gelen birkaç hükümdardan sonra taht kavgaları başlar. Timur’un Altın Orda topraklarına girmesi ile dağılan Altın Orda Devleti 1502 yılında tamamen yıkılır.

Büyük Timur İmparatorluğu Timur. 1370 yılında Çağatay Devleti emiri Timur tarafından kurulan Türk-Moğol asıllı Timur İmparatorluğu, kısa sürede Türkistan’da kurulan en büyük devletlerden biri durumuna gelir. Başkent olarak Semerkant Şehri’ni seçen Timur, Semerkant’ı döneminin en büyük ve en gelişmiş şehirlerinden bir haline getirir. Yaptığı fetihler sonucu fethedilen toprakların hazineleri yanı sıra fethedilen bölgenin sanat ve bilim adamlarını Semerkant’a getirerek şehrin ve ülkenin gelişmesini sağlar. Çin’i fethetmek isteyen Timur, arkasında güçlü bir devlet bırakmamak için Osmanlı Devleti üzerine sefer düzenler. Osmanlı padişah’ı Yıldırım Beyazıd ile 1206 yılında girdiği Ankara Savaşı’nı kazanarak Yıldırım Beyazıt’ı esir alır. Osmanlı Devleti altındaki beyliklere topraklarını geri verir ve geri kalan toprakları Yıldırım Beyazıd’ın oğulları arasında dağıtır. Böylece güçlenmekte olan Osmanlı Devleti’ni 11 yıl sürecek Fetret devrine sokar. Osmanlı sorununu çözen Timur, Çin üzerine sefer düzenlese de 1405’te sefer yolunda ölür. Timur’un ölümünden sonra Timur’un kurduğu ülke oğulları ve torunları arasında paylaşılır. Timur’un hanedanında ayakta kalmayı başarabilenler Babür ve Hüseyin Baykara olur. Babür Türkistan’da tutunamayınca Hindistan’a geçerek burada Babür İmparatorluğu’nu kurar. Hüseyin Baykara ise Horasan’da kalarak Timur Devleti’ni ve başkent Herat’ı atalarının Semerkant’da yaptığı gibi bilim ve sanat şehri haline getirir. Türk edebiyatı ve Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Ali Şir Nevai, Hüseyin Baykara’nın yakın arkadaşı ve danışmanıdır. Hüseyin Baykara’nın yerine oğlu Mirza devrinde Özbek hükümdarı Şeybani Han’ın başkent Herat’ı fethetmesi ile 1507 yılında Timur İmparatorluğu tarih sahnesinden çekilir.

Babür İmparatorluğu Babür Şah. Babür İmparatorluğu, Timur’un soyundan gelen Babür Şah tarafından Hindistan’da kurulur. 1526 yılında kurulan Babür İmparatorluğu, en geniş topraklara sahip olduğu dönemde Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Bangledeş’i sınırları içine katmış durumdadır. Babür İmparatorluğu Ekber Şah döneminde siyasi ve ekonomik olarak en üst seviyesine gelir. Şah Cihan döneminde mimari olarak çağ atlar. Dünyaca ünlü Tac Mahal bunun bir kanıtıdır. Evrengzib dönemine gelindiğinde en geniş topraklara ulaşan Babür İmparatorluğu, dünya nüfusunun dörtte biri olan 150 milyonluk bir nüfusu yönetir. 17. yüzyılda Karnal Savaşı’nın kaybedilmesi ile çöküşe geçen Babür İmparatorluğu, II. Bahadır Şah’ın hükümdarlığı sırasında çıkan isyan sonucu bölgeye müdahale eden İngilizler tarafından yıkılınca Hindistan 1858 yılında Büyük Britanya İmparatorluğu sömürgesi haline gelir.

Osmanlı İmparatorluğu Osman Bey. Kayı boyunun beyi olan Osman Gazi tarafından 1299 yılında Söğüt ve Domaniç’te kurulan Osmanlı Devleti, Orhan Gazi döneminde Bursa’yı başkent olarak kullanır. Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında İstanbul’u fethederek Roma İmparatorluğu’na ( Bizans) son vererek Orta çağı sonlandırıp Yeni Çağı başlatır. Bu olaydan sonra Osmanlı İmparatorluğu için yükselme dönemi başlar. Yavuz Sultan Selim döneminde Memlükler ile yapılan Ridaniye Savaşı sonucu halifelik Osmanlı Hanedanı’na geçer. En zirve dönemlerini Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşayan Osmanlı İmparatorluğu, Viyana kapılarına kadar dayanır. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu II. Selim’den sonra duraklama dönemine giren imparatorluk, zaman geçtikçe daha kötüye gider. Devlet’i eski güçlü dönemlerine döndürebilmek için yenilikçi hareketler yapılsa da fayda etmez. Eski gücünü geri kazanma hayalinin çok uzak olduğunu anlayan yöneticiler eldeki toprakları koruma politikası gütmeye başlar. Fransa’da ortaya çıkan milliyetçilik akımı Osmanlı İmparatorluğu gibi çok milletli bir devlet’in dağılma sürecini hızlandıran bir etkendir. Bünyesinde barındırdığı milletlerin isyanı sonucu iyice güzsüzleşen Osmanlı, kaybettiği toprakları alabilme umudu ile I. Dünya Savaşına girse de bu savaştan mağlup ayrılarak elindeki toprakları da kaybetme tehlikesi oluşur. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının başlattığı Kurtuluş Savaşı işgalcileri topraklardan temizler. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’na 1922 yılında son verir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik’te doğdu. Ali Rıza Efendi babası, Zübeyde Hanım ise annesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim aldığı okullar baştan sona şöyledir; ilkokul eğitimini Mahalle Mektebinde ve Şemsi Efendi Okulunda, ortaokul eğitimini Selanik Mülkiye Rüştiyesi ve Selanik Askeri Rüştiyesinde, lise eğitimini Selanik Askeri İdadisi, üniversite eğitimini ise Harp Okulu ve Harp Akademisinde almıştır. 1893 yılında Askeri Rüştiye’de okurken matematik öğretmeni ona Kemal ismini verdi ve böylece ismi Mustafa Kemal oldu.

  1. Dünya Savaşı nihayete erdiğinde Mondros Ateşkes antlaşması imzalanması ile vatan topraklarını paylaşılacaktı. Fakat duruma el koyan Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak milli mücadelenin temellerini attı.23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılmasına önder olan Mustafa Kemal Meclis tarafından da Hükümet Başkanı seçildi. 5 Ağustos 1921’de yine Meclis tarafından Başkomutan seçildi. Sakarya Savaşı’nın kazanılmasındaki büyük emeklerinden dolayı Gazilik unvanı ve Mareşallik rütbesi ile şereflendirildi.

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı koltuğuna oturdu. 1934 yılında Gazi Mustafa Kemal’e meclis “Atatürk” soyadını lâyık gördü. 10 Kasım 1938 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda hayatına veda etti. Tüm ülkeyi yasa boğdu. Ancak inkılapları ve ülkemize kazandırdıklarıyla kalbimizde sonsuzluğu ulaşmış bir liderdir.

 

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.