DOLAR 32,5089 % 0.29
EURO 34,6043 % 0.29
GRAM ALTIN 2.495,37 % 0,49
ÇEYREK A. 4.079,92 % 0,49
BITCOIN 2.037.249 -5.514
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 23°
Google News

“ÖLÜM HAYAT KADAR YAKIN”

Son Güncelleme :

30 Mayıs 2022 - 16:17

/ 530 views kez okundu.
reklam
“ÖLÜM HAYAT KADAR YAKIN”
reklam

Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi’nin 7 aydır aralıksız olarak devam eden programlarının sonuncusunda Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Köksal konuştu.  “Kimya Penceresinden Hayata Bakış” başlıklı konuşmasında hayatla ölümün birbirine çok yakın olduğunu, bu yakınlığın bir tek hücrenin bölümlerindeki küçük bir değişiklik kadar yakın olduğunu söyledi. Hücredeki küçük bir değişikliğin insanı hayatta tuttuğunu, yine küçük bir değişikliğin insanı ölüme götürebileceğini söyledi. 

Otuz yıllık kimyacılığı sürecinde dikkatini çeken çarpıcı örneklerden bir demet sunan Prof. Dr. Köksal söze kimyanın beş alt dalını sıralayarak başladı: Organik, analitik, anorganik, fizikokimya ve biyokimya. Biyokimya alanında uzman olan Prof. Dr. Ekrem Köksal, canlı ile ilgilenen her bilimin biyokimyadan yararlandığını belirtti, kimyanın hayatla iç içe olduğuna dair örnekler sıraladı.

Erzincan Müftülüğü Diyanet Gençlik Merkezinde Çok sayıda akademisyen, Yazar ve Erzincanlının katıldığı programda Konuşan Prof. Dr. Ekrem Köksal: Kâinat nizamının iç içe dengelerden oluştuğunu maddenin en küçük parçası atomun yapısından tutunuz canlı ve cansız bütün varlıklara kadar her şey yaratıcıyı izah etmektedir.  En küçük atomda en büyük enerjiler gizlenmiştir. Güneşten gelen ışınlar hayata can vermekte ve hayatın temelini oluşturmaktadır.  Güneşten gelen ışınlar olmasa pek çok canlının yaşama şansı olmayacaktır.  Güneş ışınlarının bitkilere ulaşması ile birlikte bitkilerin yapraklarında şeker üretimi başlamakta ve oradan hayvanlara geçmektedir. Oradan da insanlar ihtiyacını karşılamaktadır.  İnsan hayatının, beyninin yokluğuna dayanamadığı iki şey vardır. Birisi Oksijen, ikincisi ise şeker eksikliğidir.  Oysa oksijen tek başına kullanıldığı zaman insana zarar vermektedir. Azot ile birlikte alınca vücuda yararlı hale gelmektedir.  Şekerin formülünü biliyoruz.  Ama laboratuvar ortamında bu formülü oluşturmak mümkün olamamaktadır. Güneşteki radyoaktif patlamalarla gelen serpintiler ve ışınlarla şeker pancarı ve şeker kamışının yapraklarında oluşan şeker depolanmaktadır. Ondan sonra da fabrikalarda kristalize edilerek üretimi gerçekleşebilmektedir. Güneşteki patlamalarla meydana gelen radyoaktif serpintilerin halen devam ettiğini, Kur’an’da zikredildiği gibi atmosfer gelen zararlı ışınlardan insanları ve tüm canlıları korumaktadır” dedi

Türkiye Yazarlar Birliğinin Diyanet Gençlik Merkezindeki Programının sonunda Erzincan Valisi Mehmet Makas ve Yazarlar Birliği Şube Başkanı Halil İbrahim Özdemir’in imzalarını taşıyan teşekkür belgesini Prof. Dr. Köksal Pabuççu tarafından Prof. Dr. Ekrem Köksal’a takdim edildi.  Programın son bölümünde ise bir süre önce Mısır’a bir ziyaret gerçekleştiren Prof. Dr. Nizamettin Parlak Mısır izlenimlerini anlattı.

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.