Erzincan’ın en büyük mezarlığı olan Terzibaba Mezarlığı tarihten bu yana bir çok evliyanın, evliya yakınlarının ve değerli büyüklerin defnedildiği bir mekân olmanın yanında bir ziyaret mekânı olarak da tasvir edilir. Eski adı Kaledibi olan mezarlıkta başta 1848 yılında vefat eden Terzibaba türbesi ile birlikte 60 civarında evliyanın mezarı bulunuyor.
Erzincan’ın en büyük mezarlığı olan Terzibaba Mezarlığı tarihten bu yana bir çok evliyanın, evliya yakınlarının ve değerli büyüklerin defnedildiği bir mekân olmanın yanında bir ziyaret mekânı olarak da tasvir edilir. Eski adı Kaledibi olan mezarlıkta başta 1848 yılında vefat eden Terzibaba türbesi ile birlikte 60 civarında evliyanın mezarı bulunuyor. Terzibaba türbesiyle kendisini gösteren mezarlık Osmanlı mimarisi özelliklerini taşıyan kesme taşlardan inşa edilmiştir. Türbe ve mezarlıklar vatandaşlar tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
Terzibaba Türbesi
Terzibaba Hazretleri Erzincan’da yaşamış mutasavvıf kişiliğiyle ahalinin dikkatini çekmiş biridir. Asıl adı Muhammed Vehbi’dir. Mesleği terzilik olduğu için ‘Terzibaba’ ya da ‘Hayyat Vehbi’ olarak tanınır. 1778-1848 yılları arasında yaşadığı rivayet edilir. Zamanında Erzincan’da Camii Kebir ile Kurşunlu Camii arasında bulunan Benderli Mahallesinde yaşadığı bilinir. Terzilik yaptığı dükkân ise Kasaplar Çarşısında bulunur. Dükkân daha sonra Camiye çevrilir. Medrese eğitimi görmemiş olmasına rağmen çocukluğu tekke ve tasavvufa adanmış bir nefis ile geçer. Bu nedenle 40 yaşına kadar Kadiri Tarikatına zikir ederek hizmet eder. Ardından Nakşibendi Tarikatına yönelir. Mevlana Halid’i Bağdadi’nin halifesi olarak Erzincan’da irşad (rehber) vazifesi görür. Yürüttüğü dini vazifelerle dönemin birçok insanının tasavvufa yönelmesine vesile olur. Terzibaba Hazretleri birçok mürit ve halife yetiştirmiş sahih bir kişiliktir. Eski adıyla Kaledibi denilen mezarlıkta defnedilen Terzibaba Hazretlerinin türbesine dört basamaklı merdivenle çıkılır. Yapının giriş bölümünde iki sütunlu ve üzeri kurşun kaplı, yağmurluk çıkması bulunmaktadır. Süsleme unsurlarının yer almadığı türbenin içi sade, sekizgen planlı düz bir örtüden oluşmaktadır. Türbenin kapısı ve pencerelerinde çapraz demir kafesler vardır. Türbenin içerisinde bulunan iki sandukanın büyük olanı Terzibaba’ya diğeri ise Terzibaba’nın en yakın müritlerinden birine aittir. Bir yangın sonucu harap olan türbe, 1980’li yıllarda betonarme olarak tekrar yaptırılmıştır.
Terzibaba Dernek Başkanı Murat Uslu mezarlığın taşıdığı misyon ve defnedilen tarihi kişilikleri anlatan yorumunda şu ifadeler yer alıyor; “Terzibaba mezarlığında şu anda kayıt altında 30 bin cenazemiz var. Yalnız malumunuz Erzincan hem ’39 hem de ’92 depremi yaşamış bir şehir. Dolayısıyla elimizde doyurucu arşiv yok. ’93 öncesine yönelik ciddi bir arşiv eksiğimiz var. O zaman ki depremde hizmet binasının çökmesi neticesinde arşiv zayi oluyor. Daha sonra yapılan çalışmalarla şu anda veri tabanımız oluşturulmuş durumda. O da 30 bin cenaze. Ama normalde Terzibaba Mezarlığındaki cenaze sayısının 200 bin civarında olduğunu düşünüyoruz. Bunun yanı sıra şu anda kayıt altına alınmış ya da türbeleştirilmiş 13 evliya Terzibaba mezarlığında meftun. Yine Terzibaba Mezarlığı bünyesinde kurduğumuz bir ekiple eksikliklerimizin manevi altyapısına yönelik ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalarla elde ettiğimiz neticeler Terzibaba Mezarlığı içerisindeki evliyalar sayısının 60’ın üstünde olduğu yönünde. Tabii ki bunlar fitneye açık hamleler olduğu için şecerelerinin ortaya konulmadan akademik düzeyde akrediteli vaziyette ortaya konulmadan ilan edilmesinin yanlış olduğunu düşündüğümüzden şu anda ilan edemiyoruz ama belki de ülkemizde bu kadar sayıda Ehlullah’ı barındıran tek mezarlıktır Terzibaba Mezarlığı desek çok da yanılmış olmayız.
Bu evliyaların isterseniz kronolojik sıralamasını anlatarak gideyim. Erzincan’ımızda bizim ulaştığımız kaynaklarla verilerle İrfan halkası halk arasında 1200’lü yıllarda başlıyor. Yaklaşık 1220-25’li yıllarda Mevlana Hazretlerinin babası Bahattin Velet Hazretleri ile başlayan irfan halkası günümüze kadar hiç kesintiye uğramadan devam edip gidiyor. Dolayısıyla o yıllarda gelen ve evlenip burada kalan Mevlana Hazretlerinin kardeşi Kırk Örüklü Bacı Fatıma Sultan ile başlayan bir süreçten bahsediyorum. Daha sonra Terzibaba Hazretleri ile devam eden Mevlana Halidi Bağdadi Hazretlerinin halifesi Abdullah Mekki’den süregelen Nakşi olan kollar ile bu İrfan Halkası devam ediyor. Terzibaba Hazretlerinin yanı sıra Terzibaba Hazretlerinin halifeleri Şeyh Fevzi Efendi, Leblebici Baba, Baki Baba, gibi evliyaullahlar Terzibaba Hazretlerinin kolu olarak şu anda Terzibaba Mezarlığında meftun durumda. Bir diğer kol ise Nörşin’den manayı getiren zat olarak bilinen Piri Sami Hazretleri ile başlayan bir başka Nakşi kolu olarak devam eder. Piri Sami Hazretleri ile başlayan kolda Beşir Efendi Hazretleri, daha sonrasında Dede Paşa Hazretleri, daha sonra Abdulrahim Reyhan Hazretleri ile halen devam eden Reyhan Kültür Vakfı diye bildiğimiz bu kolun büyükleri de aynı şekilde Terzibaba mezarlığımızda meftun durumda.
Ayrıyeten Kadiri olarak Şeyh Saffet Efendinin kabri Terzibaba Mezarlığında. Mevleviliğin son postişi İbrahim Hakkı Kemali Hazretlerinin kabri Terzibaba mezarlığında. Bunun yanı sıra Piri Sami Hazretlerinin Dervişi Salih Baba’nın kabri Terzibaba mezarlığı bölgesinde değil ama hemen bitişiğindeki Piri Sami Hazretleri Türbesi bölgesinde. Hanzarlı Ali Efendinin gene aynı şekilde. Bunlar şu anda kabirleri türbeleştirilmiş ya da delilli olan şecereleri açık olarak belirli olan büyüklerimiz, şehrimizin manevi direkleri olarak Terzibaba Mezarlığında meftundurlar”