AK Parti Erzincan Milletvekili Burhan Çakır, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. 27 Mayıs darbesiyle ilgili konuşan Çakır “Yassıada’da yapılan mahkeme değil aslında hukuk katliamıydı.” dedi.
AK Parti Erzincan Milletvekili Burhan Çakır, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. 27 Mayıs darbesiyle ilgili konuşan Çakır “Yassıada’da yapılan mahkeme değil aslında hukuk katliamıydı.” dedi. Çakır konuşmasında şu ifadelerde bulundu;
“Ülkemiz bundan 61 yıl önce, demokrasi tarihinin en kara lekelerinden biri olan 27 Mayıs Darbesine şahit olmuştur.
Bir cunta grubunun yaptığı darbeden sonra hukuk, insan hakları ve demokrasi adına utanç verici gelişmeler yaşanmıştır.
Türkiye’nin her köşesine hizmet eden ve millî iradenin tecellisiyle ortaya çıkan Demokrat Parti kadroları işkencelere, iftiralara hatta idamlara maruz kalmıştır.
Yassıada’da yapılan mahkeme değil, aslında bir hukuk katliamıydı. Ülkenin meşru idarecileri, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri hiçbir suçları olmadığı halde cuntanın zulmüyle karşı karşıya kalmıştı.
Başbakan Adnan Menderes ile Bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun idam sehpasına çıkarılması, Milletimizin yüreğini dağlamıştı. Aslında o gün, idama çıkarılan milletimizin meşru oylarıyla seçilen bu üç kahraman değil, millî iradenin ta kendisidir. Ama bilmiyorlardı ki Türk milletinin kalbindeki Menderes sevgisini ve demokrat ruhunu silmeye bir avuç darbecinin gücü yetmezdi. Rahmetli Menderes ve arkadaşlarının, Türk milletinin gönlündeki mümtaz ve müstesna yeri hep baki kalacaktır.
Bu vesileyle rahmetli Adnan Menderes başta olmak üzere Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması ve büyümesi için hizmet eden tüm demokrasi kahramanlarımıza, bu istikbal mücadelesinde canını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Bildiğiniz üzere, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Filistin Davasının bayrak ismi haline gelen Sayın Cumhurbaşkanımızı, Netanyahu’ya benzetti.
Zulme karşı bayrağımızı dalgalandıran Sayın Cumhurbaşkanımızı; çocuk katili, faşist Netanyahu’ya benzetmek tam anlamıyla kirli bir tezgâhtır, çirkin bir provokasyondur.
Netanyahu’yu eleştiremeyecek, ona bir çift laf edemeyecek Akşener’in bu söylemleri, siyasi bir dile ait değildir. Bilakis bu açıklamalar, emperyalizme ve siyonizme hizmet eden bir dilin tezahürüdür.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN; Filistinli annelerin bağrına bastığı, çocukların umut olarak baktığı, mücahitlerin bayraklarında dalgalandırdığı, şehitlerin mazlumları emanet ettiği bir isimdir.
Kendisinin millî bir damardan geldiğini ifade eden Akşener’in; FETÖ’ye, PKK’ya, Türk ve Türkiye düşmanlarına, terör devleti İsrail’e bir sözü yok mu? Tabii ki yok, çünkü mesele Sayın Cumhurbaşkanımız ve onun şahsında yükselen, büyüyen ve hedeflerine koşan Türkiye’dir.
Meral Akşener, birisini Netanyahu’ya benzetecekse, gizli ittifak yaptıkları PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin yöneticilerini, Kandil’deki eli kanlı katilleri benzetsin.
Türk milleti, Akşener’in bu aşağılık ifadelerini, 2023’e kalmadan vicdanında yargılamış, şimdiden kararını vermiştir.
Meral Akşener’in Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bu adi benzetmesini şiddetle kınıyorum.
Meral Akşener, Sayın Cumhurbaşkanımızın memleketi ve en yüksek oy aldığı Rize’ye gidip yeni bir provokasyona imza atmıştır.
Haklı tepkileriyle Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında olduğunu gösteren Rizeli kardeşlerimiz, Akşener’in yanındaki İyi partililerin sözlü ve fiziki saldırısına maruz kalmıştır.
“Kucaklaşacağız, uzlaşacağız, iyi geleceğiz” diyenlerin İyi’si böyle ise kötüsü kim bilir nasıldır? Takdir aziz milletimizin.”
